Çubuklu: Çiçek için soruşturma emrini 1.5 saat sonra ben imzalattım

İnternet Andıcı davasında savunma yapan Genelkurmay Adli Müşaviri Tümgeneral Hıfzı Çubuklu, 12 Haziran 2009 tarihinde gazetede ıslak imzalı eylem planının yayınlanmasından 1 ila 1,5 saat sonra emekli Albay Dursun Çiçek hakkında soruşturma emrini kendisinin imzalattığını söyledi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen İnternet Andıcı davasında, tutuklandıktan 4 ay sonra ilk kez savunma yapan Genelkurmay Adli Müşaviri Tümgeneral Hıfzı Çubuklu savunmasını yaptı. Temelde hukuki konularda görüş verme ve danışmanlık görevi yürüttüğünü belirten Çubuklu, "Karargâhta yapılan tüm çalışmaların bilgi notu, andıç, kurumlar arası yazışmalar gibi her konunun Adli Müşavirliğe koordine için getirilmesi söz konusu değildir. Yani yapılan her çalışmadan haberim olmasını beklemek mümkün değildir. Adli Müşavirlikten görüş istemek evrakı çıkaran makamın takdirindedir." diye konuştu.
Yaptığı inceleme neticesinde hukuka aykırılık yoksa evrakı parafe ettiğini belirten Çubuklu, "Hukuka aykırılık tespit edersem de bunları belirtir ve düzeltilmesi yönünde mütalaa yazarım. Evraktaki hukuka aykırılık düzeltilir ve tekrar önüme getirilirse evraka koordine parafı veririm. Düzeltilmezse de bilgi notu düşerek parafe ederim. Bundan sonra sorumluluk onay makamına aittir." ifadesini kullandı.
Sanık Hıfzı Çubuklu, "16 Şubat 2009 tarihinde internetin sağladığı iletişim imkanlarını kullanarak devleti ve kurumu yıpratmaya yönelik propagandayı etkisiz kılmak ve kamuoyunu bilgilendirmek maksadıyla kullanılması planlanan internet siteleri hakkında onay almayı amaçlayan andıcı koordine makamlarından biri olarak parafe ettim." diye konuştu.
Çubuklu, andıca paraf attığını ancak andıcın hazırlanmasına katkıda bulunmadığını iddia etti.
İddianamede andıcın çalışmalarına katıldığına ilişkin iddialar bulunduğunu hatırlatan Çubuklu, iddianamede bu konuyla ilgili tek bir bilgi ve delil bulunmadığını öne sürdü. Diğer sanıkların da savunmalarında kendisiyle ilgili hukuka aykırı hiçbir işlemini görmedikleri şeklinde ifade verdiklerini belirten Çubuklu, "93 sayfalık iddianame ve 28 klasörlük eklerinde kara propaganda ve dezenformasyon faaliyetlerini icra ve organize ettiğime, varsa silahlı terör örgütü faaliyetlerini yönettiğime ve üyelerini yönlendirdiğime ilişkin tek bir beyan, bilgi, belge ve delil yoktur." diye konuştu.

"VİCDANIMA KARŞI HESABINI VEREMECEĞİM EYLEMİM YOKTUR"
Sanık Çubuklu, "Sadece göreve ilişkin resmi ve yasal belgeyi kanun kapsamında koordine makamlarından biri olarak parafe etmemden dolayı varlığını dahi bilmediğim bir örgütün yöneticisi olmakla suçlanmam hukuka ve vicdana da sığmamaktadır. Ben 30 yıla yakın kürsü hâkimliğimden, Yüksek Mahkeme üyeliğine, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başsavcılığı'ndan, Genelkurmay Adli Müşavirliği'ne kadar kendisini hukuka adamış bir hukukçuyum. Şimdiye kadar hukuktan sapmadan vicdanımla hareket ettim. Vicdanıma karşı hesabını veremeyeceğim veya ileride vicdanımı sızlatacak tek bir eylem ve işlemim yoktur. Aksini iddia eden varsa hesabını vermeye hazırım. Benimle ilgili iddia edilen hangi somut delil varsa bunların şuanda sorulmasını istiyorum. Aylardır haksız yere yoksun bırakıldığım özgürlüğümün geri verilmesini talep ediyorum." şeklinde konuştu.
Mahkeme duruşmayı yarına erteledi.
Tümgeneral Çubuklu, davanın tutuklu sanığı emekli Albay Dursun Çiçek'in ıslak imzasının yer aldığı iddia edilen İrticayla Mücadele Eylem Planı belgesiyle ilgili 12 Haziran 2009 günü sabah erken saatlerde bir gazete haberi okuduğunu söyledi.
Derhal Genelkurmay 2. Başkanı Hasan Iğsız'a çıktığını belirten Çubuklu, "Soruşturma açılması gerektiğini söyledi. Genelkurmay Başkanı dışarıdaydı. Hasan Iğsız, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile telefonla görüşüp soruşturma izni aldı. Ben de İlker Başbuğ dışarıda olduğu için yerine vekâlet eden Kara Kuvvetleri Komutanı Işık Koşaner Paşa'ya saat 09.15'te soruşturma emrini imzalattım. Emri elden savcılığa gönderdim. Yani İrtica ile Mücadele Eylem Planı haberinin bildirilmesinden 1 ila 1.5 saat sonra soruşturma başladı.” diye konuştu.