Cuma hutbesi konusu, Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yayımlandı. Bugün birçok kişi camilere gidecek, eller semaya uzanacak ve dualar edilecek. Cuma hutbesi konusu "İslam'ın İki Şiârı, Ezan ve Kurban" oldu. İşte 16 Haziran 2023 cuma hutbesi...
Cuma hutbesi konusu açıklandı.
16 Haziran 2023 Cuma hutbesi konusu Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yayımlandı:
"İslam'ın İki Şiârı, Ezan ve Kurban
Muhterem Müslümanlar!
Milletler sembolleriyle ayakta durur ve varlıklarını devam ettirirler. İslam ümmetinin de kendine özgü sembolleri vardır ki biz bunlara “şiâr” diyoruz. Bunlar, Müslüman kimliğini inşa eden, bize tevhidi ve Rabbimize layık bir kul olmamız gerektiğini hatırlatan nişanelerdir. Cenâb-ı Hakk’ın saygı duyulmasını, korunmasını ve yaşatılmasını emrettiği değerlerdir. Nitekim okuduğum ayet-i kerimede Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “…Kim Allah’a ait nişânelere saygılı davranırsa, şüphesiz ki bu, kalplerin takvalı olmasındandır.” Geliniz! Bugünkü hutbemizde İslam’ın şiârlarından olan ezan ve kurbanın önemini yeniden hatırlayalım.
Aziz Müminler!
Ezan, insanlığı Allah’a kul olmaya çağıran nebevi bir nidadır. Tevhidin gür sedasıdır. Müezzin, Allah’tan başka ilah olmadığını, Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’in son peygamber olduğunu günde beş defa insanlara ezanla hatırlatır. Rabbimizin rahmetine ve affına ezanla davet eder. Huzura ve kurtuluşa, güvene ve barışa ezanla çağırır. Ezan, vahdetin, yani ümmetin birliğinin ilanıdır. Özgürlüğümüzün beyanıdır; bağımsızlığımızın sembolüdür. İstiklâl Marşımızda bu husus ne de güzel ifade edilmiştir:
Rûhumun senden İlâhî şudur ancak emeli:
Değmesin ma’bedimin göğsüne nâ-mahrem eli;
Bu ezanlar -ki şehâdetleri dînin temeli-
Ebedî, yurdumun üstünde benim inlemeli.
Kıymetli Müslümanlar!
Ezanın aslı, Kur’an-ı Kerim gibi Arapçadır. Sözleri, Müslümanların ortak dilidir. Ümmet-i Muhammed’in evrensel parolası ve ortak değeridir. Onu bugün okunan şekliyle bize bizzat Peygamber Efendimiz (s.a.s) öğretmiştir. Dolayısıyla aslı gibi okunmadıkça ezan ibadeti yerine getirilmiş olmaz. Rabbimiz kıyamete kadar minarelerimizden şehâdetleri dinin temeli olan ezandan bizleri mahrum bırakmasın.
Değerli Müminler!
“Kim gönülden inanarak okunan ezanı tekrar ederse cennete girer.” hadisinde ifade edildiği gibi ezan, bize cennet muştusudur. Minarelerden gönüllerimize yansıyan, hayatımızın her alanını kuşatan eşsiz bir değerdir. Dilimiz, rengimiz, mezhep ve meşrebimiz ne olursa olsun, Müslümanlar olarak hepimiz, ezanı işitince aynı heyecanı hissederiz. Çocuklarımızın dünyaya gözlerini ilk açtığı anda sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okuruz ve onlara İslami bir kimlik kazandırırız.
Aziz Müslümanlar!
İslam’ın sembollerinden bir diğeri ise kurbandır. Kurban, kurbiyyettir; Rabbimize yakınlaşma gayreti, takvaya ulaşma arzusu, ilahi rahmete nail olma çabasıdır. Kurban, teslimiyettir; Allah’a ve O’nun emirlerine boyun eğmektir. Kurban, sadakattir; Cenâb-ı Hakk’ın rızasını her şeyden üstün görmektir. Kurban, tezekkürdür; nimetin gerçek sahibini hatırda tutmaktır. Kurban, paylaşmaktır; ihtiyaç sahibinin evine, gönlüne, sofrasına sevinç ve muhabbet taşımaktır. Kurban, kardeşliktir; gönüller arasında yardımlaşma ve dayanışma bağları kurmaktır.
Değerli Kardeşlerim!
Bizi biz yapan, bizi ayakta tutan, birlik ve beraberliğimizi pekiştiren İslam’ın yüce değerleri etrafında kenetlenelim. Unutmayalım ki dünya ve ahiret mutluluğumuz, bu değerlere sahip çıkmakla, bunları yaşayıp yaşatmakla mümkündür.
Kıymetli Müminler!
Hutbemi bitirirken bir hususu sizlerle paylaşmak istiyorum. Kurban ibadetinde esas olan kişinin kurbanını bulunduğu yerde kesmesi veya kestirmesidir. Yaşadığı yerde kurban kesme imkânı olmayan veya kestiği kurban haricinde ihtiyaç sahiplerine kurban eti ikram etmek isteyenler ise vekâlet yoluyla kurbanlarını kestirebilirler. Diğer hayır kurumları gibi Türkiye Diyanet Vakfımız da kurbanını vekâlet yoluyla kestirmek isteyen kardeşlerimizin hizmetindedir. Her yıl olduğu gibi bu yıl da “Kurbanını paylaş, kardeşinle yakınlaş” çağrısıyla, başta depremzede kardeşlerimiz olmak üzere dünyanın dört bir köşesindeki ihtiyaç sahiplerine kurban emanetlerinizi güvenle ulaştıracağız. Kardeşlik bilincimizi güçlendirecek, buruk gönüllere bayramın neşe ve sevincini taşıyacağız inşallah. Bu vesileyle siz değerli kardeşlerimizin din görevlilerimiz, il ve ilçe müftülüklerimiz, Türkiye Diyanet Vakfımızın internet sitesi aracılığıyla bu hayır kervanına katılabileceğinizi ifade etmek istiyorum. Rabbimizden niyazımız, kurbanla kurbiyyet kazanan ve teslimiyet imtihanını başaran kullarından olabilmektir."
Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan alınan bilgilere göre Cuma namazının kılınışı şu şekildedir;
Öğle ezânı okununca, önce dört rek'at Cum'a namazının ilk sünneti kılınır.
Niyet ederken
"Niyet ettim, Allah rızası için Cuma Namazının ilk sünnetini kılmaya" denilir.
Bu namaz aynı öğle namazının ilk sünneti gibi kılınır.
İlk rekatta önce Sübhaneke okunur. Sonra Euzü Besmele çekilir.
Bütün rekatlarda Fâtiha ve zamm-ı süre okunur.
İlk oturuşta sadece Etteahiyyatü okunur.
Son oturuşta:
Sonra, câmi' içinde, ikinci ezân okunur
Sonra, İmam hutbe okumak için minbere çıkar. Hutbe okunur.
Hutbe okunurken cemâ'atin namaz kılması ve konuşması tahrimen mekruhdur.
Hatîb efendi duâ ederken, cemâ'at sesli âmîn demez. İçinden sessiz denir
Namaz kılarken yapması harâm olan her şey, hutbe dinlerken de harâmdır.
Hutbe okunup bittikten sonra müezzin kamet getirir.
Sonra, cemâ'at ile iki rek'at Cum'a namazının farzı kılınır. Bu namaz aynı sabah namazının farzı gibi kılınır.
Niyet şöyle edilir: "Niyet ettim, Allah rızası için Cuma namazının farzını kılmaya, uydum hazır olan imama"
Sonra, dört rek'at son sünneti, Niyeti şöyledir: "Niyet ettim Allah rızası için Cuma namazının son sünnetini kılmaya".
Bu sünnetde aynı ilk sünnet gibi kılınır. Böylece esas itibariyle Cuma namazı farzı ve sünnetleriyle birlikte kılınmış olur.
Son sünnetin ardından zuhr-i ahir, niyetiyle dört rekat daha namaz kılınmaktadır. Niyet edilirken şöyle denilir: "Niyet ettim Allah rızası için edâsı üzerime olup da henüz üzerimden sâkıt olmayan en son öğle namazının farzına". Bu şekilde niyet edilirse, eğer o günün cuma namaz şartlarında bir noksanlıktan dolayı kabul olunmamışsa, öğle namazı kılınış olur. Kabul olunmuşsa, en son kazaya kalmış öğle namazına sayılır.
Bundan sonra, iki rek'at vaktin sünneti kılınır. "Niyet ettim Allah rızası için Vaktin sünnetine" diye niyet edilir. Cum'a sahîh olmadı ise, bu on rek'at, öğle namazı olur. Bundan sonra, Âyet-el-kürsi ve tesbîhler okunup, duâ edilir.
Cuma namazının farzı iki rekâttır. Bunun yanında farzdan önce dört rekât, farzdan sonra dört rekât olmak üzere sekiz rekât da sünneti vardır (Kâsânî, Bedâî’, I, 269).
İmam Ebû Yusuf’a ve İmam Muhammed’e göre ise farzdan sonra kılınacak sünnet bir selamla dört ve bir selamla iki rekât olmak üzere toplam altı rekâttır. Bu görüşün Hz. Ali’den rivayet edildiği nakledilmektedir.