Cuma hutbesi konusu vatandaşlar tarafından merak edildi. Diyanet İşleri Başkanlığı Cuma hutbesi konusunu WORD belgesi, PDF dosyası ve MP3 olarak yayımlandı. 29 Eylül 2023 cuma hutbesi konusu "Peygamberimiz, İman ve İstikamet" olarak belirlendi.
Cuma hutbesi konusu açıklandı.
Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü 29 Eylül 2023 Cuma hutbesi konusu şu şekilde:
"Peygamberimiz, İman ve İstikamet
Muhterem Müslümanlar!
Bir gün sahâbe-i kirâmdan biri, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’e gelerek “Ya Resûlallah! Bana İslam’la ilgili öyle bir şey söyle ki başka hiç kimseye soru sorma ihtiyacı hissetmeyeyim” dedi. Bunun üzerine Allah Resûlü (s.a.s) ona şöyle buyurdu: قُلْ آمَنْتُ بِاللّٰهِ ثُمَّ اسْتَقِمْ “Allah’a iman ettim de, sonra da dosdoğru ol.”[1]
Aziz Müminler!
Yüce dinimiz İslam’ın gönderiliş gayesi, erdemli insanların oluşturduğu ideal bir toplum inşa etmektir. Tüm yaratılmışların güven ve huzurla yaşayabileceği bir dünya kurmaktır. Cenâb-ı Hak, akıl ve iradeyi bizlere bunun için lütfetmiştir. Hidayet rehberi kitapları, hak ve hakikatin temsilcileri olan peygamberleri bunun için göndermiştir. Bununla birlikte Yüce Rabbimiz, yürüyeceğimiz dosdoğru yolu da bize göstermiştir. Bu yol, Rabbimize hakkıyla iman etmek ve istikamet üzere bir ömür sürmektir.
Değerli Müslümanlar!
İman, Rabbimize samimiyetle kul olmaktır. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in örnekliğinde bir hayat yaşamaktır. İman, insanı özgürleştirir. Onu en doğru yola, sırât-ı müstakîme iletir. İman, insana yaratılış gayesini ve sorumluluklarını öğretir. Ona kimlik ve kişilik kazandırır.
İmanın gereği istikamettir, yani kişinin özüyle sözünü bir kılmasıdır. Olduğu gibi görünmesi, göründüğü gibi olmasıdır. İstikamet, insanın hayatını Kur’an-ı Kerim’e ve Peygamberimiz (s.a.s)’in sünnetine göre şekillendirmesidir. Allah ve Resûlünün rızasını herkesten ve her şeyden üstün tutmasıdır.
Kıymetli Müminler!
İstikamet, imanımıza, ibadetlerimize, ahlakımıza, hâsılı hayatımızın her ânına ve her alanına yansıdığı müddetçe gerçek anlamına kavuşur.
İmanda istikamet, Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamaktır. Tevhid ve vahdeti kuşanmaktır. فَاسْتَقِمْ كَمَٓا اُمِرْتَ “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.”[2] ayetine içtenlikle bağlanmaktır.
İbadette istikamet, ölüm bize gelinceye kadar kulluk vazifelerimize sadık kalmaktır. İbadetlerimizi yalnızca Allah’a has kılmak; her türlü riya ve gösterişten arındırmaktır.
Aziz Müslümanlar!
Ahlakta istikamet ise, إِنَّمَا بُعِثْتُ لِأُتَمِّمَ صَالِحَ الْأَخْلَاقِ “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.”[3] buyuran Resûl-i Ekrem (s.a.s)’in örnek ahlakını rehber edinmektir. Ülfet ve muhabbeti, nezaket ve zarafeti aile hayatımıza hâkim kılmaktır. Yalan ve hileye, zulüm ve haksızlığa asla tevessül etmemektir. Kul ve kamu hakkını ihlal eden davranışlardan kaçınmaktır. Elimizden, dilimizden, evimizden, işimizden, hâsılı hayatımızın her alanından haram ve günah olan her şeyi uzak tutmaktır.
Değerli Müminler!
Bizler, imanda istikameti, ibadette samimiyeti, ahlakta dürüstlüğü Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’den öğrendik. Sevgi ve saygıyı, hürmet ve muhabbeti, bir arada kardeşçe yaşama kültürünü ondan öğrendik. Anne ve babaya itaat etmeyi, eşimize sadakat göstermeyi, çocuklarımıza merhametle muamele etmeyi, komşumuzun hakkını gözetmeyi bize o öğretti. Allah katında üstünlüğün yalnızca takvada olduğunu, insanların tarağın dişleri gibi eşit kabul edildiğini ondan öğrendi tüm insanlık.
Ne mutlu, Rabbimizin emrettiği, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in yaşayarak öğrettiği istikamet üzere bir ömür sürenlere. Ne mutlu, sırât-ı müstakîme engel olan kin, nefret, düşmanlık ve haset gibi kötü duygu ve düşüncelerden arınanlara.
Hutbemi Rabbimizin istikamet sahibi müminleri müjdelediği şu ayet-i kerime ile bitiriyorum: “Şüphesiz Rabbimiz Allah’tır deyip sonra da dosdoğru olanlara hiçbir korku yoktur, onlar asla üzülmeyeceklerdir.”[4]
Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan alınan bilgilere göre Cuma namazının kılınışı şu şekildedir;
Öğle ezânı okununca, önce dört rek'at Cum'a namazının ilk sünneti kılınır.
Niyet ederken
"Niyet ettim, Allah rızası için Cuma Namazının ilk sünnetini kılmaya" denilir.
Bu namaz aynı öğle namazının ilk sünneti gibi kılınır.
İlk rekatta önce Sübhaneke okunur. Sonra Euzü Besmele çekilir.
Bütün rekatlarda Fâtiha ve zamm-ı süre okunur.
İlk oturuşta sadece Etteahiyyatü okunur.
Son oturuşta:
Sonra, câmi' içinde, ikinci ezân okunur
Sonra, İmam hutbe okumak için minbere çıkar. Hutbe okunur.
Hutbe okunurken cemâ'atin namaz kılması ve konuşması tahrimen mekruhdur.
Hatîb efendi duâ ederken, cemâ'at sesli âmîn demez. İçinden sessiz denir
Namaz kılarken yapması harâm olan her şey, hutbe dinlerken de harâmdır.
Hutbe okunup bittikten sonra müezzin kamet getirir.
Sonra, cemâ'at ile iki rek'at Cum'a namazının farzı kılınır. Bu namaz aynı sabah namazının farzı gibi kılınır.
Niyet şöyle edilir: "Niyet ettim, Allah rızası için Cuma namazının farzını kılmaya, uydum hazır olan imama"
Sonra, dört rek'at son sünneti, Niyeti şöyledir: "Niyet ettim Allah rızası için Cuma namazının son sünnetini kılmaya".
Bu sünnetde aynı ilk sünnet gibi kılınır. Böylece esas itibariyle Cuma namazı farzı ve sünnetleriyle birlikte kılınmış olur.
Son sünnetin ardından zuhr-i ahir, niyetiyle dört rekat daha namaz kılınmaktadır. Niyet edilirken şöyle denilir: "Niyet ettim Allah rızası için edâsı üzerime olup da henüz üzerimden sâkıt olmayan en son öğle namazının farzına". Bu şekilde niyet edilirse, eğer o günün cuma namaz şartlarında bir noksanlıktan dolayı kabul olunmamışsa, öğle namazı kılınış olur. Kabul olunmuşsa, en son kazaya kalmış öğle namazına sayılır.
Bundan sonra, iki rek'at vaktin sünneti kılınır. "Niyet ettim Allah rızası için Vaktin sünnetine" diye niyet edilir. Cum'a sahîh olmadı ise, bu on rek'at, öğle namazı olur. Bundan sonra, Âyet-el-kürsi ve tesbîhler okunup, duâ edilir.
Cuma namazının farzı iki rekâttır. Bunun yanında farzdan önce dört rekât, farzdan sonra dört rekât olmak üzere sekiz rekât da sünneti vardır (Kâsânî, Bedâî’, I, 269).
İmam Ebû Yusuf’a ve İmam Muhammed’e göre ise farzdan sonra kılınacak sünnet bir selamla dört ve bir selamla iki rekât olmak üzere toplam altı rekâttır. Bu görüşün Hz. Ali’den rivayet edildiği nakledilmektedir.