CUMA NAMAZI KILINIŞI: Cuma namazı nasıl kılınır, kaç rekat? Diyanet'e göre cuma namazı kılınışı bilgileri!

Cuma namazı camide cemaat ile kılınan farz bir namazdır. Öğle ezanı vaktinde kılınan cuma namazının farzları arasında 2 rekat kılınan farzın yanında hutbeyi dinlemek yer alır. 22 Temmuz günü cumaya gidecek olan vatandaşlar Diyanet'in paylaştığı cuma namazı saatini öğrendi. Peki cuma namazı nasıl kılınır? Cuma namazı kaç rekat? İşte cuma namazı hakkında merak edilenler...

Cuma namazının nasıl kılındığını öğrenmek isteyen vatandaşlar cuma namazı kaç rekat, nasıl kılınır sorularına yanıt arıyor. Her cuma günü kılınan bu namaz, camilerde cemaat eşliğinde kılınıyor, ardından hutbe dinleniyor. Peki cuma namazı nasıl kılınır? İşte Diyanet' e göre cuma namazı kılınışı bilgileri...

CUMA NAMAZI NASIL KILINIR?

Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan alınan bilgilere göre Cuma namazının kılınışı şu şekildedir;

Öğle ezânı okununca, önce dört rek'at Cum'a namazının ilk sünneti kılınır.

Reklam
Reklam

Niyet ederken

"Niyet ettim, Allah rızası için Cuma Namazının ilk sünnetini kılmaya" denilir.

Bu namaz aynı öğle namazının ilk sünneti gibi kılınır.

İlk rekatta önce Sübhaneke okunur. Sonra Euzü Besmele çekilir.

Bütün rekatlarda Fâtiha ve zamm-ı süre okunur.

İlk oturuşta sadece Etteahiyyatü okunur.

Son oturuşta:

Sonra, câmi' içinde, ikinci ezân okunur

Sonra, İmam hutbe okumak için minbere çıkar. Hutbe okunur.

Hutbe okunurken cemâ'atin namaz kılması ve konuşması tahrimen mekruhdur.

Hatîb efendi duâ ederken, cemâ'at sesli âmîn demez. İçinden sessiz denir

Namaz kılarken yapması harâm olan her şey, hutbe dinlerken de harâmdır.

Hutbe okunup bittikten sonra müezzin kamet getirir.

Sonra, cemâ'at ile iki rek'at Cum'a namazının farzı kılınır. Bu namaz aynı sabah namazının farzı gibi kılınır.

Niyet şöyle edilir: "Niyet ettim, Allah rızası için Cuma namazının farzını kılmaya, uydum hazır olan imama"

Sonra, dört rek'at son sünneti, Niyeti şöyledir: "Niyet ettim Allah rızası için Cuma namazının son sünnetini kılmaya".

Reklam
Reklam

Bu sünnetde aynı ilk sünnet gibi kılınır. Böylece esas itibariyle Cuma namazı farzı ve sünnetleriyle birlikte kılınmış olur.

Son sünnetin ardından zuhr-i ahir, niyetiyle dört rekat daha namaz kılınmaktadır. Niyet edilirken şöyle denilir: "Niyet ettim Allah rızası için edâsı üzerime olup da henüz üzerimden sâkıt olmayan en son öğle namazının farzına". Bu şekilde niyet edilirse, eğer o günün cuma namaz şartlarında bir noksanlıktan dolayı kabul olunmamışsa, öğle namazı kılınış olur. Kabul olunmuşsa, en son kazaya kalmış öğle namazına sayılır.

Bundan sonra, iki rek'at vaktin sünneti kılınır. "Niyet ettim Allah rızası için Vaktin sünnetine" diye niyet edilir. Cum'a sahîh olmadı ise, bu on rek'at, öğle namazı olur. Bundan sonra, Âyet-el-kürsi ve tesbîhler okunup, duâ edilir.

CUMA NAMAZI KAÇ REKAT?

Cuma namazının farzı iki rekâttır. Bunun yanında farzdan önce dört rekât, farzdan sonra dört rekât olmak üzere sekiz rekât da sünneti vardır (Kâsânî, Bedâî’, I, 269).

İmam Ebû Yusuf’a ve İmam Muhammed’e göre ise farzdan sonra kılınacak sünnet bir selamla dört ve bir selamla iki rekât olmak üzere toplam altı rekâttır. Bu görüşün Hz. Ali’den rivayet edildiği nakledilmektedir (Kâsânî, Bedâî’, I, 285)

Reklam
Reklam

22 TEMMUZ 2022 CUMA NAMAZI SAAT KAÇTA?

Cuma namazı saat bilgisi 22 Temmuz 2022 için belli oldu. Cuma namazı saatleri Diyanet takvimine göre şöyle olacak;

İSTANBUL: 13:16
ANKARA:13:00
İZMİR:13:23
ADANA:12:50
BURSA:13:15
ANTALYA: 13:09

22 TEMMUZ CUMA HUTBESİ KONUSU NEDİR?

Diyanet İşleri Başkanlığı, 22 Temmuz Cuma hutbesini yayınladı.

22 Temmuz Cuma hutbesinin konusu "Her Can Mukaddestir" oldu.

İşte 22 Temmuz Cuma hutbesi:

" HER CAN MUKADDESTİR

Muhterem Müslümanlar!

Cenâb-ı Hak, insanoğlunu eşref-i mahlûk olarak yaratmış ve yeryüzünün halifesi kılmıştır. Üstün kabiliyetlerle donatmış, Rabbinin rızasına uygun, insanlık onuruna yaraşır bir hayat sürmesini emretmiştir. Daima iyi, güzel ve faydalı ameller işlemesini öğütlemiştir. İnsan olma şerefine gölge düşüren bütün çirkin söz ve davranışları ise yasaklamıştır.

Aziz Müminler!

Yüce dinimiz İslam’ın en önemli gayelerinden biri de, insanın canını korumak, onu her türlü kötülükten ve saldırıdan muhafaza etmektir. Dinimize göre her can mukaddes ve dokunulmazdır. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: “Bir cana kıymaya veya yeryüzünde fesat çıkarmaya karşılık olması dışında, kim bir insanı öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir canı kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur.”

Reklam
Reklam

Kıymetli Müslümanlar!

خَيْرُ النَّاسِ أَنفَعُهُمْ لِلنَّاسِ “İnsanların en hayırlısı, insanlara en çok faydası dokunandır.” şiarıyla ömürlerini din-i mübin-i İslam’a, vatana ve millete hizmet yolunda harcayan nice kardeşimiz var. Ancak ne hazindir ki, vatanımızı müdafaa eden kahraman askerlerimize, toplumsal huzurumuzu koruyan emniyet mensuplarımıza, canımızı emanet ettiğimiz sağlık çalışanlarımıza, milletimize hizmet götüren sivil ve kamu görevlilerimize yönelik şiddet olaylarına şahit oluyoruz. Can taşıyan hiçbir cana şiddet tasvip edilmezken, aziz milletimiz ve ülkemiz için fedakârca hizmet sunan kardeşlerimizin haksızlığa ve şiddete maruz kalması hepimizin canını yakıyor, her birimizin yüreğini dağlıyor.

Değerli Müminler!

Bizler Allah’a ve ahiret gününe iman eden müminleriz. İnancımızın gereği olarak İslam ahlakını hayatımıza aktarmakla mükellefiz. Müminin hayatında şiddet ve merhametsizliğe, kin ve nefrete, haksızlık ve zulme, cana ve mala kast etmeye asla yer yoktur. Müminin ahlakı, sevgi, saygı, güven ve hak duyarlılığıdır.

Reklam
Reklam

Aziz Müslümanlar!

Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in: “İman etmeden cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmeden de gerçek anlamda iman etmiş olamazsınız.” sözüne kulak verelim; her daim sevgi, şefkat ve merhameti kuşanalım.

إِتَّقِ اللَّهَ حَيْثُمَا كُنْتَ “Nerede olursan ol, Allah’a karşı gelmekten sakın.” hadis-i şerifini şiar edinelim; hata, günah ve isyanla aramıza set çekelim. Hangi sıkıntımız ve sorunumuz olursa olsun, çözümü asla kabalıkta ve şiddette aramayalım. İlişkilerimizde nezaket ve zarafeti elden bırakmayalım. Kendi canımızı dokunulmaz gördüğümüz gibi herkesin canını da kutsal bilelim. Kendimiz için istemediğimiz bir şeyi başkaları için de istemeyelim. İnsan şahsiyetini ve onurunu hedef alan her türlü söz ve davranıştan uzak duralım.

Hutbemi Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu hadis-i şerifiyle bitiriyorum: “Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir. Mümin de insanların canları ve malları konusunda kendisine karşı güven hissettikleri kişidir.”

Anahtar Kelimeler: