CUMA NAMAZI saat kaçta kılınacak? İşte Diyanet ile 28 Temmuz 2023 İstanbul, Ankara, İzmir il il Cuma namazı vakitleri...

Cuma namazı saati, camilere giderek cemaat eşliğinde namaz kılacak vatandaşlar tarafından sorgulanıyor. Birçok Müslüman vatandaş cuma namazına gitmek için kendi yaşadığı ilin cuma namazı saatini sorguluyor. Diyanet tüm iller için cuma namazı saatlerini paylaştı. Peki 28 Temmuz Cuma namazı saat kaçta kılınacak? İşte İstanbul, Ankara, İzmir ve il il cuma namazı saatleri...

Cuma namazı saati günün en çok araştırılan konu başlıkları arasında yer alıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı, İstanbul, Ankara, İzmir ve diğer tüm illerin Cuma namazı saat bilgisini paylaştı. Öte yandan cuma hutbesi konusu ise "Muharrem Ayının Önemi ve Ehl-i Beyt-i Mustafa" olarak belirlendi. Peki, Cuma namazı saat kaçta? İşte, Diyanet'in yayımladığı bilgilere göre İstanbul, Ankara, İzmir ve il il cuma namazı vakitleri...

CUMA NAMAZI SAATLERİ 28 TEMMUZ 2023

28 Temmuz Cuma günü Cuma namazı saat bilgileri şu şekilde:

Reklam
Reklam

İstanbul - 13:16 , Ankara 13:00, İzmir 13:23, Bursa - 13:15, Antalya 13:09

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayımlanan il il Cuma namazı vakitleri için aşağıdaki linke tıklayın:

https://namazvakitleri.diyanet.gov.tr/tr-TR/9541/istanbul-icin-namaz-vakti

CUMA NAMAZI NASIL KILINIR?

Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan alınan bilgilere göre Cuma namazının kılınışı şu şekildedir;

Öğle ezânı okununca, önce dört rek'at Cum'a namazının ilk sünneti kılınır.

Niyet ederken,

"Niyet ettim, Allah rızası için Cuma Namazının ilk sünnetini kılmaya" denilir.

Bu namaz aynı öğle namazının ilk sünneti gibi kılınır.

İlk rekatta önce Sübhaneke okunur. Sonra Euzü Besmele çekilir.

Bütün rekatlarda Fâtiha ve zamm-ı süre okunur.

İlk oturuşta sadece Etteahiyyatü okunur.

Son oturuşta,

Sonra, câmi' içinde, ikinci ezân okunur

Sonra, İmam hutbe okumak için minbere çıkar. Hutbe okunur.

Hutbe okunurken cemâ'atin namaz kılması ve konuşması tahrimen mekruhdur.

Hatîb efendi duâ ederken, cemâ'at sesli âmîn demez. İçinden sessiz denir

Namaz kılarken yapması harâm olan her şey, hutbe dinlerken de harâmdır.

Reklam
Reklam

Hutbe okunup bittikten sonra müezzin kamet getirir.

Sonra, cemâ'at ile iki rek'at Cum'a namazının farzı kılınır. Bu namaz aynı sabah namazının farzı gibi kılınır.

Niyet şöyle edilir: "Niyet ettim, Allah rızası için Cuma namazının farzını kılmaya, uydum hazır olan imama"

Sonra, dört rek'at son sünneti, Niyeti şöyledir: "Niyet ettim Allah rızası için Cuma namazının son sünnetini kılmaya".

Bu sünnetde aynı ilk sünnet gibi kılınır. Böylece esas itibariyle Cuma namazı farzı ve sünnetleriyle birlikte kılınmış olur.

Son sünnetin ardından zuhr-i ahir, niyetiyle dört rekat daha namaz kılınmaktadır. Niyet edilirken şöyle denilir: "Niyet ettim Allah rızası için edâsı üzerime olup da henüz üzerimden sâkıt olmayan en son öğle namazının farzına". Bu şekilde niyet edilirse, eğer o günün cuma namaz şartlarında bir noksanlıktan dolayı kabul olunmamışsa, öğle namazı kılınış olur. Kabul olunmuşsa, en son kazaya kalmış öğle namazına sayılır.

Bundan sonra, iki rek'at vaktin sünneti kılınır. "Niyet ettim Allah rızası için Vaktin sünnetine" diye niyet edilir. Cum'a sahîh olmadı ise, bu on rek'at, öğle namazı olur. Bundan sonra, Âyet-el-kürsi ve tesbîhler okunup, duâ edilir.

Reklam
Reklam

CUMA NAMAZI KAÇ REKAT?

Cuma namazının farzı iki rekâttır. Bunun yanında farzdan önce dört rekât, farzdan sonra dört rekât olmak üzere sekiz rekât da sünneti vardır (Kâsânî, Bedâî’, I, 269).

İmam Ebû Yusuf’a ve İmam Muhammed’e göre ise farzdan sonra kılınacak sünnet bir selamla dört ve bir selamla iki rekât olmak üzere toplam altı rekâttır. Bu görüşün Hz. Ali’den rivayet edildiği nakledilmektedir.

28 TEMMUZ CUMA HUTBESİ KONUSU

Diyanet İşleri Başkanlığı, 28 Temmuz Cuma hutbesini yayınladı.

28 Temmuz Cuma hutbesinin konusu "Muharrem Ayının Önemi ve Ehl-i Beyt-i Mustafa" oldu.

İşte 28 Temmuz Cuma Hutbesi:

"Muhterem Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Allah’a ve Resûlüne itaat edin. Birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz gider. Sabredin, çünkü Allah, sabredenlerle beraberdir.”[1]

Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (sas) şöyle buyuruyor: “Hasan ve Hüseyin cennet gençlerinin efendisidir.”[2]

Reklam
Reklam

Aziz Müminler!
Kur’an-ı Kerim’de saygı duyulması emredilen dört aydan biri olan Muharrem ayı içerisindeyiz ve bugün 10 Muharrem Âşûrâ günü. Muharrem ayı, Peygamber Efendimiz (sas)’in hürmete layık olarak nitelendirdiği mübarek bir aydır. Allah Resûlü (sas), “Ramazan’dan sonra tutulan en faziletli oruç, Allah’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur”[3] buyurarak bize, bu ayda oruç tutmayı tavsiye etmiştir.

Kıymetli Müslümanlar!
Sayısız lütuf ve faziletlerle dolu olan Muharrem ayı, aynı zamanda Müslümanları hüzne boğan Kerbelâ hadisesinin yaşandığı aydır. Kerbelâ hadisesi, kan ve gözyaşının, üzüntü ve kederin, acı ve ızdırabın sinelerde açtığı derin bir yaradır. Bu elim hadisede, Allah Resûlü (sas)’in “Benim dünyadaki çiçeğim, reyhanım”[4] diye sevdiği Hz. Hüseyin Efendimiz ve çoğu Ehl-i beyt’ten yetmişi aşkın Müslüman bir yudum suya hasret bırakılıp şehit edilmiştir.

Değerli Müminler!
Kerbelâ hadisesi, bizler için çağları aşan mesajlar ihtiva etmektedir. Kerbelâ, her şeyden önce adaletsizliğe karşı onurlu bir mücadelenin adıdır. Kerbelâ, haksızlığın karşısında cesur ve kararlı bir duruşun, zulmün karşısında asil bir yürüyüşün sembolüdür. Kerbelâ, adaletin, cesaretin, yiğitliğin ve yüksek ahlakın Hz. Hüseyin Efendimizin şahsında vücut bulmuş halidir.

Reklam
Reklam

O gün Kerbelâ’da şehit edilenler, müminler tarafından hep hayırla ve rahmetle yâd edilecektir. O mübarek canlara eziyeti reva görüp onları şehit edenler ise Müslümanların vicdanlarında mahkûm olmaya devam edecektir.

Aziz Kardeşlerim!
Bugün bize düşen Kerbelâ’yı doğru okumak, doğru anlamak ve ondan gereken dersleri çıkarmaktır. Ehl-i beyt-i Mustafa’nın muhabbetini her daim yüreklerimizde canlı tutmaktır. Hz. Hüseyin ve Ehl-i beyt’in temsil ettiği değerleri hayata hâkim kılmaya gayret etmektir. Bütün ümmeti üzüntüye boğan böylesi bir hadiseyi kin ve nefrete, ayrılık gayrılığa değil; birlik ve beraberliğe vesile kılmaktır. وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللّٰهِ جَم۪يعاً وَلَا تَفَرَّقُواۖ “Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, parçalanıp bölünmeyin”[5] ilahi fermanına gönülden bağlı kalmaktır. اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ “Müminler ancak kardeştirler”[6] ilahi hitabındaki din kardeşliğini yürekten hissetmektir. Irk, dil, renk, mezhep ve coğrafya ayrımı gözetmeksizin müminler topluluğu olarak omuz omuza vermek, dayanışma ahlakını kuşanmaktır. Kardeşlik hukukumuza zarar verecek her türlü söz, tutum ve davranıştan kaçınmaktır.

Reklam
Reklam

Bu vesileyle başta şehitlerin efendisi, Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (sas)’in ciğerparesi Hz. Hüseyin Efendimiz ve Kerbelâ şehitleri olmak üzere, hak ve hakikat uğruna canlarını feda eden bütün şehitlerimizi rahmetle anıyorum.

Diğer yandan bu hafta sonu KPSS’ye girecek olan bütün kardeşlerimize başarılar diliyorum. Rabbim zihinlerini açık, ömürlerini bereketli eylesin.

[1] Enfâl, 8/46.

[2] Tirmizî, Menâkıb, 30.

[3] Müslim, Sıyâm, 202.

[4] Tirmizî, Birr, 11.

[5] Âl-i İmrân, 3/103.

[6] Hucurât, 49/10."