Aydınlık gazetesinde yer alan habere göre, 'Başkanlık Sisteminde Şehir Yönetimi' başlıklı bir makalesinde, anayasa değişikliğinin ardından eyalet sistemine geçilmesini istediği şeklindeki eleştirilere de yanıt veren Karatepe, üniter devletten yana olduğunu fakat şehir yönetimini anlatırken ilçelere belediye, büyükşehir yönetimleri yerine de şehir yönetimi kavramlarının kullanılması gerektiğini ileri sürdü.
"BAKTIK OLMUYOR, DEĞİŞTİRİRİZ"
Meclis'in bütçe yapma yetkisinin elinden alınmasıyla ilgili değişiklik önerisini de açıklayan Karatepe, denge-denetleme esasını gözettiklerini, yeni düzenlemede hem başkanın direnme yetkilerini hemde Meclis'in başkana karşı direnme yetkilerini indirdiklerini söyledi. Pratikte sistemin nasıl işlediğini daha rahat görebileceklerini belirten Karatepe, “Uygularız 3 sene 5 sene, baktık olmuyor, toplanır parlamento tekrar değiştirir” ifadelerini kullandı. Ahmet Hakan'ın "Bu deneme yanılma tahtası mı?" sorusuna "Netice itibariyle bilmediğimiz bir sisteme geçiyoruz biz" diyen Karatepe, Hakan'ın "Peki risk yok mu?" sorusunu ise şöyle yanıtladı:
"RİSK HER ZAMAN VARDIR, KEYFİ ORADA"
"Her şeyde risk var. Bakın nerede risk var. İşte böyle bir sistemi bir politik liderin gündeme getirmesinde bile risk var. Ama risk var da, riskin de keyifli tarafı şu: Öyle bir risk ki bunu göze alıyorsunuz. Çıkıyorsunuz hiç bilinmeyen bir şeyi, hem de bundan bir sene önce kamuoyu yoklaması yaptığınız da halkın yüzde 25'inin desteği var. Siz bunu gündeme getiriyorsuz. Her şeyin riski var. Risk her zaman vardır. Keyfi orada."
"BİLMİYORUZ"
Partili cumhurbaşkanlığına ilişkin tartışmaların da yapıldığı programda, cumhurbaşkanının parti genel başkanı seçilmesi durumunda hem yürütmenin hem de yasamanın başında olacağına dikkat çekildi. Parti liderlerinin eline liste alıp milletvekillerini belirlediğini hatırlatan Hakan'a, Karatepe'nin yanıtı şöyle oldu:
"Parlamenter sistemin kaynağı olan İngiltere'de parti disiplini gelişti. Çünkü parti disiplini olmazsa parlamenter sistem çalışmıyor. Yani parlamentoda güvenoyu almış bir hükümetin varlığını sürdürebilmesi için gruba sahip olmanız ve grubun hükümete desteğinin devam etmesi gerekiyor. Başkanlık sistemi olan ülkelerde bu kadar parti disiplini yok. Tamamen disiplinsiz de demek istemiyorum ama bilmiyoruz.
"BAŞKANA BAZI İMTİYAZLAR TANIDIK"
Programda Anayasa değişikliği geçerse Cumhurbaşkanı'nın denetimsiz olacağına ilişkin eleştirilerde gündeme geldi. Milletvekillerinin Başkan'a yazılı soru sorma hakkının bulunmamasına ilişkin Karatepe, Başkan'a bazı imtiyazlar tanıdıklarını söyledi:
"Yazılı soru başkana sorulamıyor. Yani işte başkana öyle bir ayrıcalık tanıdık. Başkan yani sonuçta. Başkana bazı imtiyazlar ayrıcalıklar tanıdık."
"YARGICA, HOCAYA OY HAKKI YANLIŞ"
Karatepe son olarak şunları söyledi:
"2010'da getirilen tarafsız ve bağımsız yargı konusu olmadı. Mantıklı da değil. Ben aynı zamanda kamu yöneticiyim. Hiçbir meslek mensubunun kamuda kendileri tarafından yöneticilerini seçmesi doğru değildir. Mesela rektörler seçildi, seçim yapıldı üniversitemizi çökerttiler. Seçildiği günden itibaren o rektör, bir sonraki seçimde nasıl seçim kazanacak onun üzerine yatırım yapmaya başladı. Demokrasi diyorsun ama demokrasi daha çok politik amaçlı bir şeydir. Düşünülür, rasyonel olan tayin edilir. Netice itibariyle hocalara üniversiteyi yönet diyorsun, hoca üniversiteyi nasıl yönetecek, yönetemiyorlar işte. Esasen bu sistemde yanlış. Tamamen değişmeli. Hocalar hiç yönetmemeli üniversiteleri. Yargıçlara da yargıç yönetiminin belirlenmesinde oy hakkı vermek filen o kadar doğru değil."