İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Halkımızı rahatsız eden ne kadar terörist varsa, son teröriste kadar, biz bu işin üzerine gideceğiz ama CHP bunu diyemez, diğerleri bunu diyemez çünkü danışıklı dövüş yapıyorlar." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bağlarbaşı Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen, TGRT Haber, Beyaz TV, TVNet, Akit TV ortak yayınında, gündeme ilişkin soruları cevapladı.
Sözlerine seçime az bir süre kaldığını belirterek başlayan Erdoğan, "Allah bizleri hayırlısıyla bayrama kavuştursun ve 24 Haziran'da da bizler milletin beklediği bayramı inşallah mutluluk içerisinde yaparız." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün öncelikle Niğde'ye gittiğini, şehirde bugün gerçekleştirilen mitingin de bir başka olduğunu dile getirerek, çok büyük coşku ve heyecan olduğunu, bunların yanında da meydanın adeta tıklım tıklım dolup taştığını söyledi.
Ardından 15 Temmuz darbe girişiminde şehit edilen Ömer Halisdemir'in kabrini ziyaret ettiğini dile getiren Erdoğan, daha sonra Bursa'ya geçtiklerini aktardı. Erdoğan, burada da mitingi eski stadın olduğu yerde yaptıklarını belirterek, bu stadı da Millet Bahçesi'ne dönüştüreceklerini hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bursa'ya 2,5 saatlik bir gecikmeyle ulaştığını ancak sıcağa, güneşe rağmen Bursalıların kendilerini beklediklerini ve muhteşem bir miting gerçekleştirdikten sonra 10 bini aşkın kişiyle bir iftar yaptıklarını, ardından da İstanbul'a hareket ettiklerini aktararak, alanın iyi gözüktüğünü ve gittikçe siyasi olarak ısındığını kaydetti.
\
- "Dükkanınızı bir çırağa teslim eder misiniz?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Son 12 kala da önünüze anketler gelmeye devam ediyordur. Birinci turda bu iş biter mi, yoksa ikinci tura kalır mı? Kamuoyu anketleri nedir?" sorusu üzerine, en büyük kamuoyu araştırmasının sandığın konulduğu gün, milletin orada vereceği karar olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
"Onun için önceden 'şu kadar şöyle olur, böyle olur' bunları konuşmayı ben isabetli bulmuyorum. Ama meydanlarda bir büyük teveccühün olduğunu görüyorum. İnşallah bu teveccühle milletimiz işi ikinci tura bırakmadan kararını verecektir. Bunu niye söylüyorum? Her şeyden önce bir deneyim söz konusu. 11,5 yılını Başbakanlıkta geçirmiş, ardından 3,5-4 yılını Cumhurbaşkanlığında geçirmiş bir aday var, diğer tarafta ise bu işlerle yakından, uzaktan alakası olmayan adaylar var. Tabii şimdi böyle bir süreç içerisinde herhalde, ben meydanlarda söylüyorum; sizler dükkanınızı bir çırağa teslim eder misiniz? Etmezsiniz. Bu iş böyle bir deneme, yanılma metoduyla olmaz.
Türkiye artık yeni bir sürece ivme yakalayarak giriyor. Bakın şimdi ilk çeyrekte Türkiye 7,4'ü yakaladı. 7,4'ü yakalayan Türkiye'yi bugün bakıyoruz Bay Kemal, Malatya'da esnaflara konuşuyor, karşısında 100-150 esnaf kardeşimiz var, adeta bir aldatmaca oynuyor. Söylediği ne biliyor musunuz? Çok enteresan, 'Bu 7,4 sizin cebinize yansıdı mı?' diyor. Bu bir aczin ifadesidir. Şimdi olayı böyle değerlendirdiğiniz zaman adama sorarlar, bu ülkede yapılan bütün yatırımlar hangi kaynaktan geliyor? Eğer büyümesi olmayan bir ülke olsak siz bu yatırımları yapabilir misiniz? Küçülen bir ülke olsak bu yatırımları yapabilir misiniz? Bunca fakir, fukaraya, garip gurebaya destekler veriliyor, çiftçiye destekler veriliyor. Bu yatırımları neyle yapacaksınız? Hayvancılıkla uğraşanlara bunca destekler veriliyor. Bunları neyle yapacaksınız? Eğer büyüme potansiyeliniz olmasa bunu yapamazsınız."
Türkiye'nin, Hindistan'ın arkasından ikinci olduğunu, OECD ülkeleri arasında birinci sırada bulunduğunu ifade eden Erdoğan, "Bunlar üniversitelerin ücretsiz olduğunu dahi bilmiyor, Bay Muharrem bilmiyor. Ücretsiz zaten üniversitelerimiz. Biz göreve geldiğimizde üniversite öğrencileri 45 lira burs alıyordu, şu anda 470 lira alıyor. Lisansüstü ve doktora çok daha fazla. Ama inanın bunlardan da bunun haberi yoktur." diye konuştu.
\
- "CHP'nin mantığı hep yalanlar üzerinedir"
"Muhalefet sürekli ekonominin iyiye gitmediğini, Türkiye'in bir kriz ile karşılacağını söylüyor. Sizce ekonomi kötüye gidiyor da niye Türkiye 7,4 büyüyor?" şeklindeki soruya Erdoğan, "Muhalefetten bugüne kadar ekonominin iyiye gittiğini hiç duydunuz mu? Ekonominin dört dörtlük olduğu günlerde dahi iyiye gittiğini duydunuz mu?" yanıtını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin görevinin her zaman beyaza "siyah" demek olduğunu belirterek, "Hele hele Türkiye'nin muhalefetteki talihsizliği, böyle bir yapıya sahip olmasıdır ve bunlar hiçbir zaman bu ülkenin kalkınmışlığını... Asla bunlar çünkü tamamen bir yıkım ekibidir. İşte köprülerden tut da Kanal İstanbul'a varıncaya kadar bütün bunlarla ilgili hepsi ne yapıyor 'İstemezük, yaptırmayız' eskiden komünitslerin metotları buydu, aynı şeyi şimdi bunlar yapıyor, 'Satturmazuk.' Rahmetli Özal da öyle diyordu tam aksine, 'Satarım, babalar gibi satarım'. Şimdi biz özelleştirmede bu başarıyı nasıl elde ettik, böyle elde ettik. Eğer zarar ediyorsa, işte bu CHP, SEKA'yı tutturmuştu, 'Biz burayı asla özelleştirmeye dahil etmeyeceğiz.' Ne oldu? Yaptık. Zaten zarar ediyor, zarar eden bir yeri niye tutalım. Kocaeli Belediyesi bir bölüm işçiyi istihdam etti. Ondan sonra tamamen SEKA'nın yerini halka açtık, orayı muhteşem bir fuar ve gezi mekanı haline getirdik." ifadelerini kullandı.
Muhalefetin Cumhur İttifakına yönelik iddialarının sorulması üzerine Erdoğan, geçen pazar Diyarbakır'a gittiğini, miting gerçekleştirdiklerini ve verilen resmi rakama göre 35 bin kişinin katılım sağladığını aktardı.
Erdoğan, "Bugün Bay Muharrem oradaydı. İki soru soracağım. Bir, mitinge katılanlar CHP'li miydi, HDPli miydi? Benim aldığım bilgiler tamamına yakını HDP'liydi. Aldığım istihbarat bu ve rakam söyledikleri 10 bin. Kiminle cirit atıyorsunuz?" dedi.
O akşam kendisinin kanaat önderleriyle, 6 bin kişiyle iftar yaptığını, hatta onda bile saptırmaya gittiklerini dile getiren Erdoğan, yanında oturan Tayyip Elçi Hocanın namaza gittiğini ve o arada prompteri kullanamaz hale geldiğinin söylendiğini ancak durumun bununla alakasının olmadığını ifade ederek, "Bu CHP'nin mantığı hep yalanlar üzerinedir. Anlayışı yalanlar üzerinedir. Prompterin kullanılmaması, şusu, busu diye bir şey söz konusu değil. Biz de prompteri da babalar gibi kullanırız, prompteri da kenara koyduğumuz da babalar gibi konuşuruz. Hayatımız bizim böyle geçmiş." şeklinde konuştu.
Diyarbakır'da gerçekleştirilen çalışma ve yatırımlara ilişkin de bilgi veren Erdoğan, bunun belediyelere atanan kayyumlarla gerçekleştirildiğini, HDP'nin belediye başkanlarıyla oraların hepsinin hendek olduğunu kaydetti.
Bunun bir medeni, modern bir şehir olmanın uygulaması olduğuna dikkati çeken Erdoğan, artık yoğun gayretler sonucu şehirlerin değiştiğini, bunların görülmesi gerektiğini vurgulayarak, "Şimdi siz bunu Bay Muharrem'e sorun, bunun da aleyhinde konuşur. Niye? Hafsalası almaz. Bunlar 'marifet iltifata tabidir, hakkı teslim edelim' demezler. Terörle ilgili bunların ağzından en ufak aleyhte bir ifade duydunuz mu? Muharrem efendiden, Bay Kemal'den bir şey duydunuz mu? Terörle mücadeleye yönelik bir şey duydunuz mu? Duyamazsınız. Niye? Ortak çalışıyorlar. Biz de tam aksine terörün üzerine üzerine gidiyoruz." ifadelerini kullandı.
Afrin'de 4 bin 600'ün üzerinde teröristin etkisiz hale getirildiğini dile getiren Erdoğan, daha önce de Cerablus'ta 3 bin civarında teröristi etkisiz hale getirdiklerini belirterek, "Halkımızı rahatsız eden ne kadar terörist varsa, son teröriste kadar, biz bu işin üzerine gideceğiz ama CHP bunu diyemez, diğerleri bunu diyemez çünkü danışıklı dövüş yapıyorlar." dedi.
\
- "Bu milleti biz böldürtmeyeceğiz"
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kürtlerin de devletidir'. dediniz. Cumhur İttifakı ile oy oranları düşecek söylemine de bu bir cevap olarak kullanıldı ama unu biraz açar mısınız?" denilmesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Rabia"da tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet olduğunu, tek millette 81 milyonun bulunduğunu söyledi.
Erdoğan, "Eğer biz bunları ayırt edersek çok büyük yanlış yaparız. Eğer bizi bugün Günedoğulu kardeşlerimiz, Kürt kardeşlerimiz, Doğu'dakiler seviyorsa ve oralarda AK Parti önemli bir güç halindeyse bunun sebebi, biz Batı'da hangi hizmetler varsa o hizmetleri oraya da götürdüğümüz için ama bu CHP'nin falan oralarda dikili taşı yok, en ufak hizmeti yok. Ondan dolayı da tabii oradaki Kürt kardeşlerimizin bunlara bakışı sağlıklı değil." diye konuştu.
"Kürt vatandaşların oylarının bu seçimde de belirleyici unsur olacağını düşünüyor musunuz?" sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:
Türkiye genelinde 'Bu iş olmazsa olmaz, yüzde 100 böyledir' diyemeyiz, bu yanlış olur. Çünkü hangi bölgede ne kadar Türk var, ne kadar Kürt var bunların hepsi ayrı değerlendirmeye tabii olan şeylerdir. Böyle zaten mezhebi yaklaşım içerisinde olanların da kendilerini pahalıya satma anlayışları vardır, etnik veya etnisiteler de kendilerini pahalıya satma hassasiyetleri vardır. Bunları koyalım bir kenara. Biz şuna bakalım; Türk milleti. Bu bu Türk milletinin içinde de tek millet diyorum. Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Gürcü'sü vesaire, hep beraber, tek millet olacağız ama bayrağımız da tek olacak. Eğer kalkıp da buraya paçavraları vesaireleri gelip sokuşturmak suretiyle bizim bayrağımızı eş bir bayrak ortaya çıkarmaya kalkarlarsa ondan sonra vatanımız üzerinde herhangi bir operasyon düşünmeye kalkarlarsa kusura bakmasınlar biz orada işte üzerlerine F16 oluruz, İHA, SİHA oluruz, her şeyimizle bunları yok ederiz. Tek devlet diyoruz. Yok paralel, şu devlet, bu devletmiş böyle bir şey asla söz konusu değil. Çünkü bu milleti biz böldürtmeyeceğiz ve özelliğimiz bizim bu. Cumhur İttifakı'nı da parçalamaya, bölmeye kimsenin gücü yetmez. Bu konuda benim hassasiyetim şudur, ama biz Cumhur İttifakı'nı özellikle liderler bazında değerlendirmemiz lazım. Yani aşağıda 'şu şöyle söylemiş, bu böyle söylemiş' bunlara biz asla kulak asamayız. Bu konuda biz liderler olarak bir defa Cumhur İttifakı'nı korumakla, geleceğe yönelik taşımakla sorumluluğumuz var. İnşallah bu anlayışımız, bu inancımız Cumhur İttifakı'nı tüm millete sarih olduğunu düşünerek, ülkemizin geleceğine, beka sorunu biz bununla inşallah çözeceğiz."
Erdoğan, AK Parti'de liste dışı kalanlara ilişkin soruya da "Kim küskündür kim değildir bunları tartışmak şu anda benim için gereksiz ama bir siyasi hareketin hele hele bizim ki bir hareket olmaktan öte bir davadır ve öyle anlar olur ki 1,2,3 hatta 4 dönem görev yapan arkadaşlarımız olur. Ondan sonra da bizler bu davaya olan sadakatle işimizi devam ettiririz." diyerek, listede olan ve olmayan isimlerin de arazide bulunduğunu, hareketlerinin içinde benlik davasının olamayacağını, kalkıp da bu işe ihanet edilemeyeceğini, ihanet edenlerin de zaten halk tarafından gayet iyi bilindiğini, bunun her siyasi hareket içerisinde de olan şeyler olduğunu söyledi.
(Sürecek)