Cumhurbaşkanı Erdoğan canlı yayında soruları yanıtladı

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: (5) - "Ben Bay Kemal gibi konuşmam ama açık konuşurum, açık sözlüyüm. Devlet her üniversiteyi bitireni bir işe yerleştirmez. Bu Amerika'sında da böyledir, Batı'sında da böyledir" - "Devlette bir mantık var, affınıza sığınıyorum, 'Devletin malı deniz, yemeyen domuz.' Yıllarca böyle devletin malına baktılar ama biz böyle bakamayız. Biz, devletin bir defa kuruşunu çok dikkatle harcayan bir iktidar olmaya mecburuz" - "Başakşehir, bu sene eğer hakikaten şampiyon olursa, bir Bursaspor gibi o da bir şampiyonluk yakalarsa bu da tabii bir devrimdir. Yani illa on binlerin veya milyonların izlediği takımlar değil, demek ki binlerin izlediği takımlar da şampiyon olabiliyormuş" - "İzmir'de aynen Haliç gibi Körfez bölgesinde bir yer var ve burayı belediye hala temizlemiş değil. İzmirli bu kokuyu teneffüs ediyor ama hala CHP belediyesiyle bilmiyorum bu seçimde yola devam eder mi?" - "Geçen gün Bay Kemal diyor ki 'İşsizliği gidermenin tek yolu var, üretim, üretim, üretim.' Ben de bir yerden cevap verdim, 'Bay Kemal, yatırım olmadan üretim olur mu? Yatırım, yatırım yatırım.' Önce yatırımı yapacaksın ki üretim olsun. Yatırım olmadan üretim olur mu? İşi bilmiyor. Alışacak"

İSTANBUL (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ben Bay Kemal gibi konuşmam ama açık konuşurum, açık sözlüyüm. Devlet her üniversiteyi bitireni bir işe yerleştirmez. Bu Amerika'sında da böyledir, Batı'sında da böyledir." dedi.

Erdoğan, Kanal 7, Ülke TV ve TVNET ortak yayınında katıldığı "Cumhurbaşkanı ile Seçim Özel" programında, gençlerin sorularını yanıtladı.

Mardinli bir üniversite öğrencisi, terör sorunu çözüldükten sonra memleketinde turist rekoru kırıldığını belirterek, Erdoğan'a teşekkür etti. Erdoğan, öğrencinin sözlerinden büyük memnuniyet duyduğunu dile getirdi.

Reklam
Reklam

Cumhurbaşkanı Erdoğan; bir öğrencinin "İşsizlik her ülkede sorun. Devlet kurumlarına girme konusunda ne diyeceksiniz bizlere?" sorusu üzerine, "Devlet kurumlarına girme noktasında yol tek: KPSS... Kamu Personel Seçme Sınavı'na gireceksin, bütün maharetini orada ortaya koyacaksın. Kazandığın takdirde zaten devlete girersin." ifadelerini kullandı.

- "Devlet kendine güvenmeyenlerin gittiği bir kapı olmamalı"

İş denilince yalnızca devlet kapısının algılanmaması gerektiğini belirten Erdoğan, kendisinin de yıllarca özel sektörde çalıştığını hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Devlette çalışırken çok cüzi bir para alıyordum ama özel sektöre geçtim, 4 katını aldım. Bu noktada bizim toplumumuzda şöyle bir sıkıntı var, 'Devlete girersem, kimse beni atamaz.' havası var. 'Devlete kapağı atma.' diye bir laf var ya, bunun olmaması lazım. Ben kendime güveniyor muyum? Güveniyorum. Niye ben özel sektöre gitmeyeyim? 12 bin 500 lira alıyordum, 50 bin lira maaşla başladım. Kendini ispat. Bunu yapacaksın. Bunu yaptığın zaman kazancının da bir zevki olur. Kendini özel sektörde de ispat et. Dolayısıyla devlet kendine inanmayanların, güvenmeyenlerin gittiği bir kapı olmamalı. Niye ben özel sektöre gitmeyeyim? Eğer hakikaten başarılıysan özel sektörde bugün çok daha iyi paraları veren yerler var, oralara gitmek lazım. Çekinmemek lazım. Devlette de zaten KPSS ile tutturdun mu puanı... Devlet zaten sizden daha iyisini bulacak değil ya, puanı tutturanı devlet rahatlıkla alıyor ve alır. Ben Bay Kemal gibi konuşmam ama açık konuşurum, açık sözlüyüm. Devlet her üniversiteyi bitireni bir işe yerleştirmez. Bu Amerika'sında da böyledir, Batı'sında da böyledir. Onlarda da girersiniz imtihanı kazanabilirseniz sizi yerleştirir. Kazanamıyorsanız o zaman siz kendinize alternatifler meydana getirmeye çalışacaksınız. Bu iş böyledir. Kaliteli olanı da bulduğu zaman özel sektör de devlet de onları peşinden kovalar."

Reklam
Reklam

Erdoğan, kendisine başvuran başarılı gençleri yurt dışına da millet, devlet adına gönderdiğini belirtti. "Devleti şirket gibi yönetme" gibi bir tabiri de kullandığını aktaran Erdoğan, "Devlette bir mantık var, affınıza sığınıyorum, 'Devletin malı deniz, yemeyen domuz.' Yıllarca böyle devletin malına baktılar ama biz böyle bakamayız. Biz, devletin bir defa kuruşunu çok dikkatle harcayan bir iktidar olmaya mecburuz. Bunu yakaladığımız anda da bizi kimse yakalayamaz." diye konuştu.

- "Başakşehir şampiyon olursa, bu bir devrimdir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, futbol oyuncusu olduğunu belirten Marmara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Öğrencisi Gizem Işık'a hangi mevkide oynadığını sordu. Erdoğan, "Stoper" cevabını alınca, kendisinin de futbolu libero oyuncusu olarak bıraktığını ifade etti.

Öğrencinin, "Fenerbahçe'nin durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Erdoğan, şöyle cevap verdi:

"Çok ama çok zor bir soru. Ben rahatım biliyor musun? Niye rahatım. Başakşehir'i ben kurdum. Başakşehir'i ben kurdum, bir taraftan Rize de kurtardı işi, o da yükseldi. Başakşehir'i kurduğum gibi bir de onun altında proje takım var, o proje takımı da mahalle takımı olarak çocukluğumda 14-15 yaşında oynadığım takım. O da Başakşehir'in altyapısını oluşturuyor, Esenler Erok diye. İkisi de bunların başarılı gidiyor. Esenler Erok da ikinci sırada, o da çıkabilir. Dolayısıyla Başakşehir bu sene eğer hakikaten şampiyon olursa, bir Bursaspor gibi o da bir şampiyonluk yakalarsa bu da tabii bir devrimdir. Yani illa on binlerin veya milyonların izlediği takımlar değil, demek ki binlerin izlediği takımlar da şampiyon olabiliyormuş... Tabii iyi bir yönetim kadrosu, teknik direktörüyle, Abdullah Hoca ile. Gerçekten maliyeti düşük bir takım. Öbür taraftan bakıyorsunuz milyonlarca dolarla takımlar kuruluyor netice yok ama çok daha cüzi rakamlarla kuruluyor. Şu anda maliyet yüzdesi çok düşük olmasına rağmen Başakşehir şampiyon oluyor, tesisler noktasında iyi bir konumdalar, temenni ederiz ki Fenerbahçe son anlarda filan bir şeyler yapmaya yelteniyor tabii Allah yaşatmasın."

Reklam
Reklam

Bir öğrencinin, gençlik yıllarında kendisine ilham veren kitapları sorması üzerine Erdoğan, "Benim yastık altı kitabım Safahat'tı. İkincisi de 'İdeolocya Örgüsü'ydü." ifadelerini kullandı.

- Belediyelerin borçları

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yerel yönetimlerde finans yönetiminin büyük önem taşıdığını, bu konuda başarılı olamayanların adeta battığını ifade etti.

Belediyelerin borç altında olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bizim partimiz de diğerleri de iyi bir konumda değil. Bir defa istihdam politikaları yerel yönetimlerin çok kötü. Bütçesinin yüzde 30'unu istihdama ayırması gerekirken bırakın yüzde 30'unu yüzde 60, yüzde 80, bazen yüzde 100'ü aşanlar bile var. Bunlar da ne yapıyor, finansı çökertiyor. Ondan sonra nereye başvuruyorlar? Hemen bankalara; kredi alma, vesaire. Oralara da başvurdukları zaman, oralardan da bazıları kapıyı kapatıyor. Bazıları verse bile bu faizlerin yükü altından kalkamıyorlar." dedi.

Belediyelerin öncelikle altyapı sorununu çözmesi gerektiğini dile getiren Erdoğan, "Bakıyorsunuz yağmur suyu kanalları çalışmıyor, atık su kanalları çalışmıyor, kanalizasyonlar çalışmıyor veyahut da bunlar birbirine bağlanmış. Şöyle bir yağmur şiddetli geldiği zaman taşıyor, taştığı zaman da bütün şehir sular altında kalıyor. Bazısında tabii atık su vesaire şehri istila ediyor. Niye? Ciddi manada altyapı ele alınmamış. Bunların yapılması lazım. Buralardan işe girmek lazım. Buna artık önem vermemiz gerekiyor. Artık yıllar yılı geçti hala bu işte çok başarılıyız diyemem." ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

- "İzmir'in içme suyu ihtiyacını biz karşıladık"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İçme suyu noktasında da ciddi sorunlar var. Birçok ilin, içme suyu sorunu hala devam ediyor. Dün İzmir'deydim. İzmir'de aynen Haliç gibi Körfez bölgesinde bir yer var ve burayı belediye hala temizlemiş değil. İzmirli bu kokuyu teneffüs ediyor ama hala CHP belediyesiyle bilmiyorum bu seçimde yola devam eder mi? Koku bizi bile orada vurdu. Ne olacak? Temizleyeceksin. Bu senin görevin, merkezi yönetimin değil. Mesela biz, Gördes Barajı'nı yaptık, merkezi yönetim olarak. Aslında Büyükşehir Belediyesinin görevidir şehrin su ihtiyacını karşılamak. Baktık İzmir'de böyle bir sıkıntı var. İzmir'in içme suyu ihtiyacını da merkezi yönetim olarak biz karşıladık. Şu anda orası Gördes Barajı'ndan içme suyu olarak beslenmektedir. Hatta bazı dört beş ilçenin de bu ihtiyacını karşılamak için adımlar attık."

- Yatay mimari

Kendisinin yatay mimari konusunda hassasiyeti olduğunu dile getiren Erdoğan, bu konunun üzerinde ısrarla durmaları gerektiğini ifade etti.

Reklam
Reklam

Bazı illerde arsa sıkıntısı yaşandığını ve bunun dikey mimariyi zorladığını aktaran Erdoğan, "TOKİ bizim son dönemlerde bunda hassas davranmaya başladı. Benim de tavsiyem şu oldu, yani zemin artı 4, zemin artı 5 bunları yapmak lazım. Arsa sıkıntısı olmadığı yerlerde zemin artı 3, hele hele taşından dış kaplamaları kastediyorum, bu hassasiyetler içinde konutlar yapmak bizi dışa yansıtmada çok çok önem arz ediyor. Herkes diyelim ki Safranbolu evleri diyor. Niye diyor? Yerelden gelen bir zenginlik olarak bakıyor. Biz de öyle bir mimari yapılanma ortaya koyalım ki bunu yurt dışından birileri geldiği zaman da gelsinler buraları özel sadece bunun için gezsinler."

- "Batı'nın sömürgecilik anlayışı hiçbir zaman durmadı"

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesinde yüksek lisans eğitimini gören Çadlı bir öğrencinin, "Sömürge sistemi Afrika'da nasıl bitecek? Herkes farkında ama bunu değiştiremiyoruz?" şeklindeki soru üzerine Erdoğan, şöyle konuştu:

"Ben Çadlı kardeşime bir şey söyleyeceğim; önce değiştirmekte sen kararlı mısın? Orada şu anda yönetimde olan arkadaşlarımızın değiştirmekte kararlı olması şart. Kısa bir süre önce misafirimdi zaten Başkanları. Afrika'nın sıkıntısı burada. Afrika, bakıyorsunuz, çoğu bunların Fransa sömürgesi oldukları için kalkıp da Fransa'ya karşı dirsek çeviremiyorlar. Fransa'da bunlara bir şey vermiş değil, bol bol nasihat veriyor. Herhangi bir destek filan söz konusu değil. Bu sömürgecilik çok kötü bir şey. Çoğu asimile olmuş zaten. Bir defa diliyle girmiş. Diliyle girmenin yanında her türlü oradaki malı mülküyle o satıyor, onun ürünleri orada satılıyor. Bizim kendileriyle ziyaretinde filan da kendilerine anlattığım gibi onlar da bize geldiğinde anlatıyoruz. Bu tavrı koymak çok başka bir şey ki Çad'dan on binlerce insanı soykırıma tabi tuttular. Ruanda da aynı şeyi yaptılar: Cezayir'de aynı şeyi yaptılar. Batı'nın sömürgecilik anlayışı hiçbir zaman durmadı ama bugün de durmaz, yarın da durmaz. Eğer Çad'da zaman zaman terör eylemleri oluyorsa altında bu olaylar yatıyor."

Reklam
Reklam

Yeni yetişen neslin, gençlerin bu noktada büyük oynaması gerektiğini aktaran Erdoğan, "Ülkelerine döndüklerinde siyasette yerlerini almaları lazım. Oralarda yerlerini aldıktan sonra da işte bak, Türkiye'de neler var, neler oldu. Biz göreve geldiğimiz zaman kişi başına milli gelir 3 bin 500 dolardı. Hamdolsun şu anda biz, 11 bin doları yakaladık, bu ara bir düşme var. Bu daha da artacak." diye konuştu.

Türkiye'nin nüfusunun ortalama her yıl 1 milyon arttığını, bazı kişilerin ise kendilerini nüfusu azaltmayı tavsiye ettiğini vurgulayan Erdoğan, "Ben de diyorum ki rızık Allah'tandır. En az 3; nüfusu artırmamız lazım. Çünkü ekonominin ağırlık merkezi neresidir diye sorarlarsa, kesinlikle insandır. İnsan varsa üretim var. İnsan varsa tüketim var. Tüketim olmazsa üretim olmaz. Geçen gün Bay Kemal diyor ki 'İşsizliği gidermenin tek yolu var, üretim, üretim, üretim.' Ben de bir yerden cevap verdim, 'Bay Kemal, yatırım olmadan üretim olur mu? Yatırım, yatırım yatırım.' Önce yatırımı yapacaksın ki üretim olsun. Yatırım olmadan üretim olur mu? İşi bilmiyor. Alışacak." dedi.

Reklam
Reklam

(Sürecek)

Anahtar Kelimeler: