Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Diyarbakır'daki ziyaretlerinin ardından toplu açılış törenine geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
Türkiye'nin diğer şehirleri gelişirken terör Diyarbakır'ı sefalete, işsizliğe mahkum etti.
Biz ret, inkar, asimilasyon politikalarını ortadan kaldırıp hak ve özgürlük eksenli bir anlayışa yöneldik.
Bu ülkede en çok Kürt kanını PKK dökmedi mi? Köylerin boşalmasına sebep olmadı mı? Hangi demokraside altyapı, üstyapı hizmetleri için verilen araçlar hendek ve çukur kazmak için kullanılır?
Sizlere bir müjde vermek istiyorum. Geçmişte adı bir dönem işkence ile anılan Diyarbakır cezaevini yakında boşaltıyor ve kültür merkezi olarak sizlerin hizmetine sunuyoruz.
Bu istismarcılar sürekli Kobani diyorlar ya. Oraya gidin bakalım Kürt kardeşlerimize neler çektiriyorlar. Çocukları silah altına alıyorlar, 13 yaşındaki Kürt kızlarımızı dağa kaçıranlar bunlar değil mi? Bunlar hangi namustan bahsediyorlar? Bunlarda ne edep ne namus var. Bunlar kirli. Her türlü riski göze alarak başlattığımız çözüm sürecini sizler biliyorsunuz. Yeter ki anneler ağlamasın, akan kan dursun, her meşrepten her inançtan insan kardeş olsun dedik. Samimiyetle başlattığımız bir süreci provoke ettiler. Zehirledir. Bu tuzağa düşmediğiniz için her birinize saygılarımı sunuyorum.
Bunlar, unutmayın Kürt düşmanı. Çünkü bunlar insanlık düşmanı. Bunlar coğrafyamızın, medeniyetin düşmanı. Bunların olduğu yerde vicdan, örf kalmaz. Bunlar 1940'lı yıllardaki tak parti yönetimindeki CHP zihniyetinin günümüzdeki versiyonudur. Şimdi CHP, HDP, İYİ Parti beraber yürüyorlar mı? Al birini vur ötekine. Bunların birbirinden hiç farkı yok. HDP'nin İstanbul ve diğer şehirlerde CHP'ye verdiği destek bu ideolojik akrabalıktır.
Evet çözüm sürecini biz başlattık ama sonlandıran biz olmadık. Bunların gizli gündemleri, art niyetleri sonlandırdı. Hiçbir zaman meşru, demokratik, hukuk düzeninde siyaset yapmayı düşünmediler. Diyarbakır'ı, Sur'u köstebekler gibi kazananlara 'siz ne yapıyorsunuz' demediler. Allah için söyler misiniz dünyada hangi devlet, demokrasi, adalet, vicdan bunlara müsaade eder. Dayatma, terör bunların ruhuna işlemiş. Ne diyorlar, 'Bizim PKK ile ilişkimiz yok' diyorlar. Bunların işi gücü yalan. Yanındaki ortağı CHP, onun da işi gücü yalan. Akşam yalan, sabah yalan. Yalandan mağduriyet, dışlanmışlık edebiyatı yapıyorlar.
Ankara, İstanbul, Edirne, Trabzon belediyesi hangi haklara sahipse hepsi bunlara da tanındı. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı'nı Kandil'in komiseri diye ne idüğü belirsiz birine hesaba çektirdiler. Bu ne idüğü belirsiz birine bodrumda tokatlattırdılar. Devletin görevlendirdiği kamu personeline kayyum diyenler, örgütün gönderdiği çapulcular karşısında bunlar hizmet etmediler mi? Asıl bunları görevden almazsak sizlere ihanet etmiş olurduk. Bunlar sadece slogan atar biz hizmet üretir, eser yaparız. Aramızdaki fark işte budur.
Seçimlerde 'seni başkan yaptırmayacağız' diye ortalığı inletenlerin Yasin Börü'nün kanının hesabını verdiklerini gördünüz mü, duydunuz mu? Tüm bu hıncın tek sebebi, aynı günlerde katledilen diğerleri gibi Yasin'in kendilerinden olmamasıdır. Bu zulme ortak olan herkes bu dünyada, öteki dünyada cezası mutlaka çekilecektir.
Anneler için samimiyetle başlattık, istismar edip yıktılar. Dün akan kanı sürdürmek için çözüm sürecini baltalayanlar şimdi CHP ile işbirliği yapıyorlar. Sizden ricam bunları gördünüz her yerde yakalarına yapışın, sorun; çözüm sürecini bitirmek için kim size talimat verdi, bunu sorun. Suriye'de önünüze gelen herkesin apartı olma talimatını kimden aldınız bunu sorun.
Türkiye tarihinin en büyük demokrasi ve kalkınma hamlesini bizim dönemimizde yaşamıştır. Bu çerçevede Diyarbakır'a son 10 yılda 46 katrilyon lira yatırım yaptık. 6207 adet yeni derslik kazandırdık. Yurt yatak kapasitemizi 5 bin 300'e çıkardık. 42 spor tesisini sizlerin hizmetine sunduk.