Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Bitlis'te önce kamu ve özel sektör yatırımları toplu açılış töreninde açıklamalarda bulundu. Buradaki konuşmasında muhalefete yüklenen Erdoğan daha sonra Ahlat'ta da mesajlar verdi. Erdoğan saat 18.00'de ise Ahlat Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Kabine Toplantısı'na başkanlık edecek.
Kiler İplik Fabrikası önünde Bitlis kamu ve özel sektör yatırımları toplu açılış törenine katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları:
Bizi muhabbetle bağrınıza bastınız. Allah kardeşliğimizi daim eylesin. Malazgirt'in yıl dönümü için bugün Bitlis'in yarın da Muş'un misafiriyiz. Öncelikle Bitlis'e olan şükran borcumuzu ödemek istiyorum. 31 Mart seçimlerinde tercihini yine AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın hizmet siyasetinden yanında kullandı. Gece gündüz demeden Bitlis halkı için çalışmaya devam edeceğiz.
Belediyelerimiz vatandaşımıza hizmetini sürdürüyor. 210 milyona ulaşan bu proje ile eser ve hizmetleri sizlerin emrine veriyoruz. TOKİ, Ahlat'ta 1 milyar 96 milyonluk yatırımla inşaatlarını bitirdi. Bitlis merkezde kentsel dönüşümde sona geldik. Toplam 1 milyar 229 milyonluk bu projenin de açılışını gerçekleştiriyoruz. Şehrimize sadece çevre ve şehircilikte 22 yıldaki yatımımız 26 milyar liraya ulaştı. Her alanda şehrimizin çehresini değiştirecek eserlere imza attık. 1 milyar 776 milyonluk yatırımımız devam etmekte.
Bitlis'in özel sektör yatırımlarında da şaha kalktı. Pek çok fabrikanın açılığını yapmıştık. Bugün de yeni halkalar ekliyoruz. 3 etaptan oluşan pamuk ipliği ve tekstil fabrikasının ilk etabını yapıyoruz. Kalan etaplar bittiğinde günlük 65 ton pamuk girdisi ile 50 ton iplik üretecek. Kiler Holding'i bu yatırım için tebrik ediyorum.
Savunma Sanayi son 22 yılda destan yazdığımız sektörlerin başında geliyor. Dün Aksaz Tersane Komutanlığı’mızda Piri Reis denizaltısını donanmamızın saflarını kattık.
Daha düne kadar terör yuvası olan Gabar’da bugün en büyük petrol rezervlerimizden birini çıkarıyoruz. Artık o eski günler bir daha gelmemek üzere geride kalmıştır. Elde ettiğimiz kazanımlarımızı kimsenin elimizden almasına müsaade etmeyiz. Sınırlarımız içinde belini kırdığımız artık kıpırdayamaz hale getirdiğimiz terör tehdidinin tekrar hortlamasına müsaade edemeyiz.
Eski günleri özleyenlere bizi eski karanlık günlere tekrar çekmek isteyenlere asla teslim olmayız.
Yıllarca çevre üzerinden bize ders vermeye kalktılar şimdi İstanbul’un en nadide hazinesini para babalarına peşkeş çekiyorlar. Belediyeleri 3 ayda hısım akraba çiftliğine çevirdiler. Meydanlara söz verdikleri halde binlerce belediye işçisini kapı dışarı ettiler. Halkçılık maskesinin arkasından Avrupa başkentlerinde halkın paraları ile keyif çatana gösteriş budalası bir elitizm çıktı. Yetkiyi milleti aldıkları halde hizmeti hapisteki teröristlere veriyorlar.
Buna geçtiğimiz hafta Meclisimizde tekrar şahit olduk. Milletin kürsüsünde millete hakaret eden dilinden nefret akan bu provokatörü ellerinden gelse demokrasi havarisi ilan edecekler. Muhalefetin bu koroya ip gibi dizilmesi teslimiyet işaretidir. Bir avuç marjinal muhalefeti esir almış, parmağında oynatmaktalar.
Halktan sokaktan milletin gündeminden tamamen kopmuş durumdalar. Milletimizde bunları çok iyi görmektedir. Ana muhalefet ve yol arkadaşlarından millete hayır gelmesi mümkün değildir. Bitlis halkından ve tüm milletimizden bize güvenmeye devam etmelerini bekliyoruz.
Erdoğan daha sonra ise Ahlat Etkinlik Alanı'nda düzenlenen programda konuşma gerçekleştirdi. İşte Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan mesajlar:
Ahlat başkentler doğuran, fetihler doğuran, şehirler anası bir şehirdir. 8 bin 200 ecdat mezarıyla Ahlat bize kim olduğumuzu, nereden gelip nereye gittiğimizi de hatırlatır. Göreve geldiğimizden beri Ahlat'ı hep bir başkent gibi görme şuuruyla hareket ettik. Çalışmalarımız neticesinde Ahlat küllerinden yeniden doğdu.
Şunun bilinmesini isterim; bizler bu toprakların emanetçisi değil, asıl sahipleriyiz. Bu toprakların altında da üstünde de biz varız. Her karışında bir şehit yatan Anadolu bizim öz yurdumuzdur. Buradaki varlığımızı hala hazmedemeyenleri, hala ham hayaller peşinde koşanları bekleyen, büyük bir bozgun, ağır bir mağlubiyettir.