Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü Programı'nda açıklamalarda bulundu. İstanbul Sözleşmesiyle ilgili olarak "İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmemizin kadınların hakları ve şiddetle mücadeleye en küçük olumsuz bir etkisi olmamıştır" diyen Erdoğan "Bizim fikir dünyamızda kadın ve erkek eşittir. Biri diğerinden üstün değildir" dedi.
Erdoğan'ın açıklamasından satır başları:
"Birleşmiş Milletler tarafından 24 yıl önce kabul edilen 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'ndeki programımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum. Ülkemizde bu çerçevede düzenlenen çok sayıda etkinlik idrak ediliyor. Amacımız milletimizin her bir ferdinin kadına yönelik şiddet konusunda bilinç sahibi olmasıdır. Türkiye bu hususta eskisiyle mukayese edilemeyecek şekilde ileri seviyeye ulaşmıştır. Medya ve sosyal medyada yürütülen kasıtlı kampanyalarla bu başarıyı gölgelemek isteyenler varsa da hanım kardeşlerimiz hakikati gayet iyi biliyor. Kadına yönelik şiddetle mücadeleyi devlet olarak temel politikamız haline getirdik.
Bazıları kadınlar için yaptığımız hizmetleri unutturmaya, gölgelemeye çalışıyor. Aile olmadan sadece birey olarak insan varlığı eksik kalır. Kadına ve çocuğa yönelik şiddet aile kavramının ruhuna terstir. Aileye sahip çıkara şiddet meselesi başta olmak üzere kadınların tüm haklarının korunmasını amaçlıyoruz.
Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 2024 Yılı Faaliyet Planımız dönüşümlerin sadece bir örneğidir. Ülkemizde en büyük devrimi 2012 yılında çıkardığımız 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu ile yaptık. İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmemizin kadınların hakları ve şiddetle mücadeleye en küçük olumsuz bir etkisi olmamıştır. Mücadelenin asıl somut araçları 6284 sayılı kanun başta olmak üzere mevzuat ile zihinlerde gerçekleştirdiğimiz dönüşümdür. Bu kazanımların örselenmesine kesinlikle izin vermeyeceğiz. Elbette kanunun mahiyetinde, uygulanmasında sorunlar varsa çözecek, eksikler varsa gidereceğiz.
Kadına yönelik şiddetle mücadelemizi bugün yayınladığımız genelgeyle güncelledik. 81 vilayetin tamamında faaliyet gösteren merkezlerimizle kadınlarımızı güvence altına alıyoruz.
Hangi mücadeleye girdiysek kadınların desteğini yanımızda bulduk. 15 Temmuz darbe girişiminde darbecilere direnen milyonların en ön safında kadınlar vardı. Türk demokrasisini 28 Şubat karanlığından çıkartıp, Türkiye Yüzyılı aydınlığına çıkaran yine kadınlardır, Aybüke öğretmenlerdir.
Bizim fikir dünyamızda kadın ve erkek eşittir. Biri diğerinden üstün değildir. Üstünlük ilimdedir, ahlaktadır, erdemli olmaktadır. Çile çeken, mücadele eden kadınların hep yanında yer aldık almayı da sürdürüyoruz.
Bu ülkede eli öpülecek kadın aranıyorsa onlar şehitlerimizin anneleridir, eşleridir. 15 Temmuz gecesi darbecilere direnen demokrasi neferleridir.
Hiç uzağa gitmeye gerek yok. Gazze'deki insani dram en çarpıcı örnektir. Farklı siyasi görüşten, inançtan vatandaşlarımızın tamamının ortaklaştığı meselede dahi bunlar sınıfta kaldılar. Bu çevrelerin haftalardır Gazze'de alçakça katledilen çocuk ve kadın için tek kelime ettikleri vaki değildir. Bu zihniyetin yol açtığı ağır maliyeti senelerce geri kalmışlık, faşist baskılar, zulüm olarak ödedik."