Cumhurbaşkanı Erdoğan, Papa Fransuva'ya gönderdiği Filistin mektubunda insanlığın Gazze'de uluslararası hukukun çiğnenmesine daha fazla müsaade etmemesi gerektiğini belirtti.
"Saygıdeğer Papa Hazretleri,
Diyanet işleri Başkanımızı kabulünüz vesilesiyle, saygı ve muhabbetlerimi iletiyorum.
Tarihsel derinliğe sahip Türkiye-Vatikan ilişkilerinin giderek ivme kazanmasından memnuniyet duyuyorum.
Türkiye, insani diplomasi şiarıyla Kırım’ın yasadışı ilhakının gerçekleştiği 2014 yılından bu yana Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü desteklerken, Filistinli masum sivillerin yaşam hakkının ve haklı davasının savunulmasında da en ön sıralarda yer almış, almaya da devam etmektedir.
Türkiye, 7 Ekim 2023 tarihinden beri gönderdiği 45 bin tona yakın insani malzemeyle Gazze'ye en fazla yardım sağlayan ikinci ülke konumuna gelmiştir. Aralarında Hristiyanların da bulunduğu, 450 refakatçinin eşliğinde, 429 Gazzeli hasta ve yaralının tedavisi de ülkemizde sürdürülmektedir.
Öldürmenin tüm Semavi dinlerce haram kılındığı bilincine sahip olan insanlık, Gazze'de uluslararası hukukun ve uluslararası insancıl hukukun çiğnenmesine daha fazla müsaade etmemelidir. Savaşta bile dokunulmaması gereken hastaneler, okullar, camiler, kiliselerin bilerek bombalanması karşısında sesini yükseltmelidir.
Filistin-İsrail meselesi adil bir çözüme kavuşturulmadan, Orta Doğu’da kalıcı barış ve istikrarın tesisi mümkün değildir. 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğe sahip bir Filistin Devleti'nin vücut bulması ve uluslararası toplumun eşit bir üyesi olarak küresel sistemdeki yerini alması şarttır.
İnsani yardımların ulaştırılamaması nedeniyle açlıktan ölümlerin baş gösterdiği Gazze'de mübarek Ramazan ayında dahi ayrım gözetmeksizin devam eden İsrail saldırıları ve üçüncü yılına giren Ukrayna Savaşı’nın küresel etkileri başta olmak üzere, karşı karşıya bulunduğumuz meydan okumalar, uluslararası toplumun iş birliği ve eşgüdüm içinde hareket etmesini gerekli kılmaktadır.
Dünya çapında yayılan İslam karşıtlığı, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı gibi son dönemde toplumlararası barış ve istikrarı tehdit eden eğilimler de akılda bulundurulduğunda dünyamız, kapsayıcı ve akılcı siyasete, her koşulda bütün taraflarla diyalog kurabilen aktörlere, tarihte hiç olmadığı kadar ihtiyaç duymaktadır.
Bu anlayış çerçevesinde, ortak insani değerlerimiz ve dünya barışına hizmet etme gayemiz temelinde, barış içinde bir arada yaşama ve karşılıklı anlayış kültürünü yaygınlaştırmak üzere, Vatikan’la diyalog ve iş birliğimizi daha da geliştirmekte kararlıyız.
Bu vesileyle, Milletim ve şahsım adına sağlık ve esenlik temennilerimi tekrarlıyorum."
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Franciscus'un, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dünya barışı için gücü olan ve çok çalışan az sayıda liderden birisi olduğunu vurguladığını ve Erdoğan'a yaptıkları için teşekkür ettiğini söyledi.
İtalya ve Vatikan'daki temasları için Roma'da bulunan Erbaş, bu sabah Vatikan Şehir Devleti'ne geçerek, Papa Franciscus ile görüştü.
Erbaş, Papa ile görüşmesinin ardından Türkiye'nin Vatikan Büyükelçiliği'nde basın mensuplarına açıklama yaptı.
İtalya'da binlerce vatandaşa diyanet hizmetlerini daha yakından sağlamak için kurulan Vakfın genel kurulunu gerçekleştirmek üzere burada bulunduklarını dile getiren Erbaş, "Bu vesileyle gelmiş olduğumuz İtalya'da Katolik aleminin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Fransuva (Papa Franciscus) ile faydalı bir görüşme de gerçekleştirmiş olduk." dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Papa ile görüşmelerinin merkezinde Filistin ve Gazze'de yaşananlar olduğunu ve bu konuya dair Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bir mektubunu Katoliklerin ruhani liderine ilettiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Dünyanın gündeminde olan önemli konuları ve özellikle Filistin'de yaşananlarla ilgili mesajlar taşıyan Sayın Cumhurbaşkanı'mızın mektubunu bu görüşmede Papa Fransuva'ya (Franciscus) takdim etmiş olduk. Cumhurbaşkanı'mız bu mektuplarında, Filistin-İsrail meselesi adil bir çözüme kavuşturulmadan Orta Doğu'da kalıcı barış ve istikrarın mümkün olamayacağını ifade etmişlerdir. Mektuplarında aynı şekilde, 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğe sahip bir Filistin devletinin vücut bulmasının ve uluslararası toplumun eşit bir üyesi olarak küresel sistemdeki yerini almasının şart olduğu mesajı verilmiştir."
Erbaş, Papa ile görüşmesine dair de şunları söyledi:
"Görüşmemizin ana merkezini; İsrail'in Filistin'de işlediği cinayet, katliam ve insanlık suçları oluşturmuştur. Barış ve birlikte yaşamanın simgesi olan Kudüs'ün, İsrail zulmü altında olduğu Müslüman-Hristiyan demeden, bebek çocuk masum demeden, cami-kilise gözetmeden her yerin yakılıp yıkıldığı, çocuk-yaşlı-hasta-kadın demeden herkesin katledildiği bir durumla karşı karşıyayız. Bu duruma bir son vermek için birlikte çalışılması ve dünyanın dikkatinin daha fazla Filistin'e, Gazze'ye çekilmesi ve İsrail zulmünün durdurulması konusunu dile getirdik. Papa Fransuva (Franciscus), Sayın Cumhurbaşkanımızın dünya barışı için gücü olan ve çok çalışan az sayıda liderden birisi olduğunu vurguladı. Bu sebeple şahsen selamlarını kendisine iletmemizi istedi ve 'Yaptıkları için çok teşekkür ediyorum.' ifadesini kullandı."
Aile konularını da ele aldıklarını aktaran Erbaş, "Ailenin çok önemli olduğu ve aileyi tehdit eden unsurlar konusunda istişarelerde bulunduk. Bize emanet olan ve hepimizin evi durumunda olan dünyamız yani çevre konusundaki düşüncelerimizi de paylaştık. Bu konuda da çevrenin korunması, ailenin korunması, dünyanın korunması konusunda neler yapılabildiği hususlarını kendisiyle istişare ettik. Papa, bu konularla ilgili yapılması gereken çok işler olduğunu vurgulayarak, Sayın Cumhurbaşkanı'mıza dünya barışı için yaptığı çalışma ve gayretlerinden dolayı tekrar teşekkür etti." değerlendirmesinde bulundu.
Bu ziyaretin çok önemli olduğunu düşündüğünü vurgulayan Ali Erbaş, "Ve inşallah Gazze'de akan kanın, yapılan zulmün, katliamın, soykırımın son bulması noktasında bütün insanlığın dikkatinin tekrar çekilmesi ve özellikle bir an önce acilen ateşkesin sağlanması konusunda herkesin seferber olması, her kesimin, her yetkilinin mutlaka bu konuda bir şeyler yapmasını çok önemsiyoruz. Buna vesile olur diye düşünüyorum." diye konuştu.
Orta Doğu'daki diğer gerginliklerin gündeme gelip gelmediği yönündeki bir soruya da Erbaş, "Bu konularla ilgili çok detaya girmedik ama dünyada barışın gerçekleşmesi ve özellikle Gazze’deki katliamın bir an önce durdurulması konusunu merkeze aldık. Türkiye’ye yaptıklarından dolayı teşekkür etti. Dünya liderleri içerisinde Sayın Cumhurbaşkanı'mızın bu konudaki gayretlerini her zaman, bunu hayırla yad ettiğini ve teşekkür ettiğini ifade etti.” yanıtını verdi.