Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TEKNOFEST etkinliği kapsamında konuşma yaptı. Erdoğan, milli savunma sanayi konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, 'İma yolu ile Nuri Demirağ, Nuri Killigiller gibi tehdit edildiğimiz de oldu bunların hiçbirine itibar etmedik. ' dedi.
Bir çağrıda bulunan Erdoğan, 'Dünyanın her yerindeki insanlarımızı bilim ve teknoloji atılımına davet ediyorum' ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın açıklamaları:
Türkiye'nin milli teknoloji hamlesinin sembolü olarak gördüğüm bu etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Yarışmalarda ödül alan tüm gençlerimizi tüm takımları kutluyorum. Bu tür etkinliklerin gençlerimize her alanda teknolojiyi sevdireceğine inanıyorum. Günümüz dünyasında gerçek anlamda bağımsızlığın birinci şartı teknolojiyi tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden ülke konumunda olmaktır.
İlk aşaması hayal edebilmektir. Ecdadımız hep daha fazlasını hayal etmiş. Mücadelesini vermiş, çoğunlukla da hedefine ulaşmıştır. Kızıl Elma ufkunun ötesinde hedeflerimiz hep yenilenmiştir. Ne zaman hayal etmeyi bıraktıysak o zaman gerilemeye başladık. Milli teknoloji hamlesinin bu noktada bizler için bir sıçrama vesilesi olduğunu düşünüyorum.
Festivalimize ülkemizin dört bir yanından gelen binlerce gencimizi bu hedef ulaşmayı sağlayacak potansiyelimizin örnekleri olarak görüyorum. Tüm çalışmaları Cumhurbaşkanlığı olarak desteklemeket kararlıyız.
Yıllardır başka yerlerdeki gösterilerini izlediğimiz pek çok etkinlik artık ülkemizde düzenleniyor. TEKNOFEST kapsamında düzenlenen yarışmalara 5 binden fazla takımın katılmış olması başlıbaşına bir iftihar meselesidir.
Günümüzde güvenlik kavramının anlamı büyük ölçüde değişti. Fiziki güvenliğinizi yapay zake ile tahkim etmiyorsanız kendinizi kandırıyorsunuz demektir. Dijital tedbir yoksa gerçek manada özgürlüğünüzü sağlayamazsınız.
Asıl olan teknolojiyi tasarlamak, geliştirmek ve öğretmektir. Osmanlı Devleti'nin ömrü bunları tamamlamaya yetmemiştir. İstiklalimiz konusundaki kararlılığımızı yok edememiştir. Cumhuriyet döneminde Osmanlı'dan alınan tecrübelerle asla küçümsenmeyecek bir takım teşebbüsler başlatılmıştır. 1925'te Haliç'te önemli bir savunma sanayi fabrikası kurulmuştur.
Nuri Demirağ'ın uçak fabrikasının dışarıya ihracat yapmasına dahi izin verilmemiştir. Vecihi Hürkuş'un gayretleri görünmeyen engeller tarafından sürekli sabote edilmiştir. Uçak bombaları ve motor üreten Şakir Zümre ise işini önce tarım aletleri yapımına orada da destek bulamayınca soba imalatına çevirmek zorunda kalmıştır.
Türkiye 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'na kadar tamamen dış yardımlara bağımlı halde kalmıştır. Harekatta telsiz muhaberesinde bile, haberleşme sistemlerine kadar her alana ambargo durumun vehametini anlamamıza vesile olmuştur. Benzer sıkıntıları teknoloji ile ilgili her alanda görmek mümkündür.
Başbakanlığım döneminde bu alanı kişisel himaye alanına alarak büyük bir proje başlattık. Tank, helikopter, İHA gibi pek çok ürünün hazır alım projelerini iptal ederek milli ve yerli proje geliştirme çalışmalarını başlattık. Sadece kendi ihtiyaçlarımızı karşılamakla kalmadık aynı zamanda önemli bir ihracat düzeyine de ulaştık. Tanktan zırhlı araçlara, savaş gemisinden denizaltılara, uydulardan hava savunma sistemlerine, füzelerden lazer silahlarına kadar geniş bir ürün yelpazesine şu anda sahibiz.
Afrin'de, Cerablus'ta başarıyı sağladıysak bütün bunların büyük bir kısmını artık ülkemizde üretir hale geldik.
BİLİM VE TEKNOLOJİ ATILIMI
Bilim insanlarımızın yurda dönüş seferberliğini başlatıyor ve uluslararası lider araştırmacılar programı hazırlıyoruz. Dünyanın her yerindeki insanlarımızı bilim ve teknoloji atılımına davet ediyorum. Artık bu projeleri sabote edecek bir iktidar yok, ön açan bir iktidar var. İma yolu ile Nuri Demirağ, Nuri Killigiller gibi tehdit edildiğimiz de oldu bunların hiçbirine itibar etmedik.