PARİS (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fransa'daki terör eylemleriyle Türkiye'deki FETÖ'nün darbe girişiminin karşılaştırılamayacağını belirterek, devlete karşı girişilen bir darbenin sonuçlarının çok daha ağır olmasının gerektiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fransız TF1 ve LCI kanallarına verdiği bir röportajda, yarın düzenleyeceği Fransa ziyareti ve iki ülke arasındaki ilişkilere dair açıklamalarda bulundu.
Türkiye'de 15 Temmuz darbe girişimi sonrası baskı uygulandığı iddiaları üzerine Erdoğan, durumun baskı olarak algılanılmaması gerektiğini, Fransa'da bir darbe girişimi sonrası değil terör saldırılarının ardından olağanüstü hal ilan edildiğini ifade etti.
Erdoğan, işten çıkarmalarla ilgili olarak, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensuplarının devletin birçok kurumuna sızdığını ve hala bazı kurumlarda bu örgüte mensup çok sayıda kişi olduğunu vurgulayarak, "Ben bir örnek vereceğim size, bakın Almanya, iki Almanya'nın ayrışması meselesinde 500 bine yakın Alman devlet dairelerinden atıldı, kimse onu konuşuyor mu? Kimse onu konuşmuyor. Ve az önce de söyledim, Fransa'daki olağanüstü hal bakın hala devam ediyor." dedi.
Erdoğan, sayısı ne kadar olursa olsun "suç işleyen herkesin adalete teslim edileceğini" ve Türkiye'nin de bunu yaptığını bildirdi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Sizdeki (Fransa'da) devlete karşı yapılmış bir darbe girişimi değildir, sadece terörist bir eylemdir. Bizde de terörist eylemler noktasında böyle kalkıp bu kadar insan işten çıkarılmamıştır. Bu devlete karşı yapılan bir darbe olunca bu sayı ne oluyor? Aynen Almanya'daki gibi işte 500 bin civarında insan ne yapılıyor, işten çıkarılmış oluyor. Buradaki olay budur, bunu birbirine karıştırmayalım, eğer elmayla armudu birbirine karıştırırsak bedeli ağır olur. Bütün mesele, biz hukuk içerisinde neyse yapılması gereken bunu yapıyoruz. Çünkü bizim bir defa hukuk devleti olduğumuzu kimse tartışamaz, bu noktada biz çok çok farklı bir yerdeyiz, Avrupa'dan çok daha iyi bir konumdayız."
Gazeteci kisvesi altındaki bazı kişilerin de terör örgütlerine katıldıklarına dikkati çeken Erdoğan, şunları ifade etti:
"Mesela basın, medya diyorsunuz, bu gazeteci dediklerinizin çoğu bu terör eylemlerinin içerisine bulaşmış olanlar; yani terör eyleminin içerisine bulaşmış olan gazeteci de olsa bırakalım mı? Alakası var. Eğer o da teröristse onun da içeri girmesi lazım. Bakın, serbest bırakılıyor, gazeteciymiş ve serbest bırakıldıktan sonra kaçıyor; nereye? Almanya'ya ve Almanya'ya kaçtıktan sonra da Almanya'da bu sözde gazeteci ödüllendiriliyor. Soruyorum şimdi size, o kişinin anında ne yapılması lazımdı? Tutuklanması lazımdı, tutuklanmadı. İşte bakın adli kontrolle bırakıldı ve bırakıldıktan sonra da kaçıp oraya gitti. Ve bunların hiçbirisi, gazeteci diye konuşulan bu kişiler yazıları sebebiyle değil, bunların bir kısmı ne yazık ki ruhsatı olmayan silah, bir kısmı bakıyorsunuz bankamatiklerden para çalıyor, bir kısmı ölüm hadiselerine karışıyor. Şimdi bu insanları kalkıp da serbest bırakmak mümkün mü?"
"Batı'da kendisi hakkında otoriter ve baskıcı bir lider olduğu şeklinde iddialarda bulunulmasıyla" ilgili soruya Erdoğan, "Bu konuyla alakalı olarak Batı'nın ne dediği beni pek ilgilendirmiyor. Bu konuyla ilgili olarak beni ilgilendiren, sadece milletimin takdiridir." dedi.
- "Fransa gibi değiliz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı'dan gelen eleştirilere, Türkiye'deki yerleşmiş demokrasi kültürü ve seçimlere katılım oranlarıyla yanıt verdi.
Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Şimdi Türkiye'de eğer Tayyip Erdoğan halkının yüzde 52'sinin oyunu alıp Cumhurbaşkanı seçilebiliyorsa, Batı Tayyip Erdoğan'a nasıl olur da kalkıp her türlü saygısızlığı yapar, böyle bir şey olabilir mi? Biz silah gücüyle, vesairesiyle işbaşına gelmiş bir parti değiliz ki. Ve şu anda da yine aynı şeklide başında olduğum partim benim yüzde 50'ye yakın oy almış. Şimdi bir defa hiçbir yerde, yani otoriter, totaliter, bu tür rejimler hele hele bizim gibi bir ülkede hiçbir zaman kalkıp da halkının desteğini alamaz."
Seçimlere katılım oranları konusunda Türkiye ile Fransa'yı karşılaştıran Erdoğan, "Bizim ülkenin bir özelliği var, Fransa gibi değiliz biz, bizde oy kullanma oranına baktığınız zaman yüzde 85'e varan halkın oy kullanma oranıdır. Demokrasinin bizim kadar güçlü olduğu bir başka ülke yoktur. Biz bu yüzde 85'in içinden yüzde 52 oy alarak gelmişim, partim de yüzde 50 oy alarak işbaşına gelmiş. Yani demokrasiyi konuşuyorsak halkımın takdirini mi konuşacağız, halkın iradesine mi saygı duyacağız, yoksa bazı otoriter mantıkların, anlayışların takdirine mi bakacağız?" diye konuştu.
Erdoğan'2019 seçimlerinde aday olacak mısınız?' şeklindeki soruya, "Kim öle, kim kala. Eğer partim, sağ olur da o günleri görürsek, partim de beni aday gösterirse niye olmasın?" şeklinde yanıt verdi.
İran ile ilgili son gelişmelere dair görüşlerini de aktaran Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile telefonda görüştüğünü, Ruhani'nin kendisine endişelenecek bir durumun olmadığını söylediğini aktardı.
Ruhani'nin halka verdiği mesajların ve gösterilere karşı tutumunun tamamen demokrasiye uygun olduğunu belirten Erdoğan, görüşmede Ruhani'ye, halkın taleplerini dikkate alması gerektiğini ifade ettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ruhani'nin demokratik bir tutum içeresinde olduğunu gözlemlediğini ve polislere halka karşı silah kullanılmaması emri verdiğini hatırlatarak, ülkede hafta sonuna kadar durumun normale döneceğine inandığını bildirdi.
İran'daki olayların yurtdışından provoke edildiğine dikkati çeken Erdoğan, benzer bir süreci yakın zaman önce Türkiye'nin de geride bıraktığını belirtti.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Yani bu İran'ın kendi iç meselesidir, halkının özgür talepleridir. Ama birilerinin dışarından kalkıp da aynen bizim Taksim'deki Gezi olaylarında yaptıkları gibi, burada da aynı şeyleri yaparlarsa ve bunlar tabi doğru değil, yani bu ülkelerin iç meselelerine karışmaktır. Bıraksınlar da ülkeler kendi iç meselelerini kendi içerisinde dizayn etsinler, o çok daha sağlıklı olur."
(Bitti)
(AA)