Cumhurbaşkanı Erdoğan muhtarlarla ilgili müjdeyi verdi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan muhtarlarla buluştu. Erdoğan 16 Nisan referandumuyla ilgili birçok önemli açıklamada bulundu. Erdoğan muhtarlarla ilgili, '​Biz kademeli bir artışla muhtar maaşlarını asgari ücretle eşitledik. Muhtarlarımız 1406 lira maaş alıyor. Ama bu yetmez dedik. Bir de bunların sosyal güvenlik kurumu primleri var, onların da karşılanması lazım dedik.' diye sözlerine eklerken muhtarlara ve koruculara müjde verdi.

Erdoğan, Beştepe'de 37'nci muhtarlar toplantısında konuştu ve Kılıçdaroğlu'nun 'örtülü darbe' ifadelerine çok sert tepki gösterdi: "Şu ifadeye bak, 'Örtülü bir darbedir 15 Temmuz' diyor. Sen şehitlerimize bu hakaret yetkisini nereden buldun? Örtülü darbe ise zerre kadar haysiyetin varsa, zerre kadar şahsiyetin varsa çık, dosyalarını ortaya koy. Biz de gereğini yapalım. Siyasi hayatımda ne aldanan oldum, ne aldatan oldum. Bundan sonra da ne aldanan olacağız, ne de aldatan olacağız".

YENİ KARARI AÇIKLADI VE MÜJDEYİ VERDİ

Reklam
Reklam

Muhtarlarla ilgili alınan yeni kararı açıklayan Erdoğan, "Biz kademeli bir artışla muhtar maaşlarını asgari ücretle eşitledik. Muhtarlarımız 1406 lira maaş alıyor. Ama bu yetmez dedik. Bir de bunların sosyal güvenlik kurumu primleri var, onların da karşılanması lazım dedik" diye konuştu. Muhtarların 613 TL sigorta primlerini devletin karşılayacağını söyledi.

_

İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları :_

Ara sıra bazı bazı yapmıyoruz, sürekli muhtarla bir araya geliyoruz. Ama bu sefer süreyi uzattık, malum kampanya... Ortalama 400 muhtarımızla bir araya geliyorduk, ama bu defa gazi külliyede en son muhtarlar toplantımızı 8 Şubat’ta yapmıştık. Bugün hem mekan, hem sayı, hem il dağılımı itibariyle çok farklı bir muhtarlar toplantısını yapıyoruz. İlk 36 toplantımızı külliyemizin ana salonunda yapmıştık. Bu kez ise Külliyemizin önemli bir parçası olan kongre ve kültür merkezinde bir araya geliyoruz. Normalde ana binadaki salonun kapasitesi itibariyle 10-12 vilayetten 400-450 muhtar kardeşimizle bir araya geliyorduk.

Reklam
Reklam

Bugün 81 vilayetimizden gelen 2 bin kardeşimizle bir aradayız. Bu defa yemek ikramını şahsım adına İçişleri Bakanımız yapacak. Toplantımızın ardından Gölbaşı vilayetler evinde sayın bakanımızın nezaretinde yemek ikramı gerçekleştirilecek.

Burası gazi mekandır. 15 Temmuz darbe girişiminde, bu çevrede 29 şehidimiz var, 36 gazimiz var. Binamız darbecilerin ateşine maruz kaldı. Hemen önümüzdeki yol da F-16’larla bombalandı. Helikopterler de aynı şekilde ateşe tutuldu.

'REFERANDUM TARİHİ'

Ortada 18 maddenin kabulü veya reddi söz konusudur. Ancak içerik itibariyle ülkemizin yönetim sistemini değiştirecek olmasından, bu halk oylama tarihi bir öneme haizdir. Yeni sistemin en büyük özelliği, milli iradenin ülke yönetimindeki gücünü artırıyor olmasıdır. Doğrudan halkın oyuyla göreve gelen insanlar olarak sizler bunun anlamını çok iyi bilirsiniz. Kaymakam ve belediye başkanının yetkileriyle donatılmış bir muhtarın mahallesine getirebileceği hizmetleri bir düşünün. İşte 16 Nisan’da buna benzer bir değişim gerçekleştiriyoruz.

Reklam
Reklam

Fakat bunu anlamayanlar var. Ana muhalefetin başındaki zat bunu anlamış değil. Geçen konuşma yapıyor ‘17 Nisan’da muhtarlıkları bu cumhurbaşkanı kapatabilir’ diyor. Değerli kardeşlerim inanın böyle bir yalan makinesi ben görmedim. Bir defa muhtarların nasıl seçildiğini dahi bilmiyor. Tayyip Erdoğan nasıl seçildiyse muhtar da öyle seçiliyor sayın Kılıçdaroğlu. Aramızda fark yok, beni de millet seçti sizleri de millet. Diyor ki ‘bir kararname çıkarır, sizleri kapatır’ Yahu muhtarlar kararname ile gelmedi ki, yasal düzenlemeyle geldi. Yasal düzenlemenin bağlı olduğu anayasa. Onun için muhtar deyip geçmeyin, adı üzerinde muh tar. Ne yazık ki muhtarı bu beyefendi hafife alıyor.

‘Ben BM toplantısında konuşuyorum, o da burada konuşuyor. Bir yurttaş olarak utandım, dünya liderlerine mi muhtarlara mı konuşuyor belli değil.’ Burada da toplantı yapıyor, 40 kadar muhtar. Diyor ki ‘Ben bir muhtar olarak bundan rahatsız oldum’ Ne dese beğenirsiniz? ‘Haddimize mi’ Yahu söyledin işte kayıtlarda. Artık dünya öyle bir dünya ki, ağzından çıkan lafın esiri olursun. ‘Sır ağzından çıkana kadardır, çıktı mı sen onun esiri olursun.’

Reklam
Reklam

Artık internet denilen bir olay var. Ben şimdi özel kalemime diyorum araştır bakalım çıkar şunları. Tarihine saatine varıncaya kadar çıkıyor ortaya. Ve lokantaları kapatacak diyor, tövbe tövbe. O mekanizmayı da bilmiyor biliyor musunuz? Bunu kapatacak olacak olan da belediyelerdir. Sayın Kılıçdaroğlu ben belediye başkanlığı da yaptım bunu da iyi bilirim.

'AYNI EKOLDEN GELDİĞİMİZ HALDE...'

Bunları çok ağır yaşadık. Bizim dönemimizde yaşamadık niye? Aynı ekolden geliyoruz. Aynı ekolden geldiğimiz için, ne sayın Gül ile ne benim cumhurbaşkanlığım döneminde bunlar olmadı. Fakat aynı ekolden geldikleri halde, sayın Sezer ve merhum Ecevit, onlar bile birbirine girdi. Ertesi gün ekonomi allak bullak oldu.

Hükümet öyle güneş motel pazarlıklarını hatırlayanlarınız vardır. Nasıl oralarda bakanlıklar dağıtıldı, bunlar yaşandı. Ve parayla bunlar. Ve şimdi hükümet Meclis’te kurulmayacak. Doğrudan sandıkta milletimiz tarafından sizin tarafınızdan kurulacak. Dışardan kabineyi oluşturacak. Milletvekili sıfayı olmayacak, isterse olur o ayrı. Dışardan kurduğu kabineyle de ülkesine hizmeti sürdürecek.

Reklam
Reklam

Şunu söylüyor, ‘siz o bakana gidebilir misiniz’ diyor. Yahu niye gidemesin. Bakanın görevi ne? Ülkeye hizmet. Cumhurbaşkanı’nın görevi ne? Bakanlar Kurulunu çalıştırmak. Ki Tayyip Erdoğan 4,5 yıl belediye başkanlığı yaptı. Halkına şehrine hizmet nedir bunu bilen bir insandır. Ondan sonra 12 yıl başbakanlık yaptı. Bu topraklara hizmet nedir, bunu da gayet iyi bilirim. 2,5 yıldır da cumhurbaşkanlığı yapıyoruz. Burada da gerek hizmet nasıl yürütülür, bunu da icra ettik. Şimdi bizim çok daha ileriye gitmemiz lazım. Bu elbise bize dar geliyor dar.

‘Bizden öncekiler şunu yapmış’ Biz onları zaten solladık. Batı bize hayran olmaya başladı. E neyinize hayran oldu? Şu İstanbul boğazının üzerine dizdik ya, üçüncü köprüyü de yerleştirdik ya, ama dört gidiş dört geliş, ortasından da hızlı tren. Bunların eşi benzeri yok. Tuttuk denizin altında Marmaray’ı yaptık. 3 yılda 200 milyon insan geçti.

Bu millet çok ezildi, çok ezdiler. Artık buna son. Bu milletin şanlı bir tarihi geçmişi var. Biz bu şanlı geçmişe yeniden döndük. Her şeyimizle eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, ulaşımda, enerjide her şeyde. Beş yılda bir milletin önüne iki sandık gelecek. Biri cumhurbaşkanı, diğeri milletvekili. Bunu karıştırıyor galiba o. Beş yılda bir yapıldığı zaman ülkeye istikrar gelecek, devlet beş yıl sonrasını görecek. Yatırımcı beş yıl sonrasını görecek.

Reklam
Reklam

Birileri çıkıyor, diyorum ya ben ‘Türk tipi başkanlık sistemi’ Ne diyecektim? Bizim kendi geleneklerimiz yok mu? Var. Geçmişten gelen bir siyaset anlayışımız var. Biz bunları bir kenara mı koyacağız? Hepsinden adeta bir bal arası gibi, ama eşek arısı değil. Bal arısı gibi nasibimizi alacağız, balımızı yapacağız. Başbakanlığım genel başkanlığım döneminde ben bu konuyla ilgili daha geniş anlamlarda çalışmalar yaptırdım. İşte bu son dönemde. MHP ve AK Parti’nin görevlendirdiği arkadaşımız bu çalışmayı yürüttüler ve bir noktaya gelindi. Şimdi artık konuşma zamanı değil, sandıkta nihai kararı verme zamanı. Ve bu hazırlanan bal millete ikram edildi. Ana muhalefet konuşur, biz yaparız. Farkımız bu.

“SİYASİ HAYATIMDA NE ALDANAN OLDUM, NE ALDATAN OLDUM”

Ana muhalefetin başındaki zat 15 Temmuz’u karalar. Bak ne diyor, çok çirkin ya. Diyor ki ‘Örtülü bir darbedir’ diyor. Sen şehitlerimize bu hakaret yetkisini nereden buldun ya? Örtülü darbeyse, zerre kadar haysiyetin, şahsiyetin varsa çık dosyalarını ortaya koy. Biz de gereğini yapalım. Siyasi hayatımda ne aldanan oldum, ne aldatan oldum.

Reklam
Reklam

Bundan sonra da ne aldanan olacağız, ne aldatan olacağız. Ama dürüst ol, doğru ol. Bu millete yalan konuşma. Örtülü darbe girişimi diyorsun, ben o gece geç saatlerde Yeşilköy’e indiğimde, Atatürk havalimanında orada binlerce kardeşim çağrıya uymuş oraya gelmişti. Dediler ki 11:30 gibi de işte Kılıçdaroğlu geldi ve ayrıldı. E niye ayrıldın oradan? Sonra öğrendik ki Bakırköy belediye başkanının evine gitmiş. Hani önceden diyordun ki ‘darbe olduğu zaman tankların üstüne biz çıkarız’ Tank oradaydı sen neredeydin?

“ŞİMDİ SABRİ Mİ KILIÇDAROĞLU MU?”

Bak 36 yaşında Sabri tankın altına kendini atıyor. Tank üzerinden geçiyor, kalkıyor ikinci tank geliyor. Onun da altına kendini atıyor. Oradan yürekli bir gazi olarak çıkıyor. Şimdi Sabri mi Kılıçdaroğlu mu? Sabri, Sabri. Mesele bu.

“YAHU KİMSİN SEN? ÖNCE HADDİNİ BİL”

Bakın Gabar’da dün üç şehidimiz var. Milletimizin başı sağ olsun. Ama bedelini 20 teröristi etkisiz hale getirmek suretiyle ödettik, ödeteceğiz. Ben silahlı kuvvetlerimize aynı şekilde bakanımıza, aynı şekilde emniyet genel müdürümüze, jandarma genel komutanımıza hepsine teşekkür ediyorum.
Ve çıkıyor arkadan bir milletvekili, nasipsiz. Evet diyenleri İzmir’de denize dökmekten söz ediyor. Yahu kimsin sen? Önce haddini bil. Seni Samsun Samsun’a sokmaz ya. Oralarda yürüyemezsin sen ya. Ve terbiyesiz herif ya bu millet Yunan mı ya? Biz Yunan’ı denize döktük. Sen bu ülkede evet diyenleri denize dökeceksin.

Reklam
Reklam

“HEMEN BU ADAMI AT. ATAMIYORSAN BU CHP GİDER”

Dedim ya, ayakta durmaya mecali var mı diye. E genel başkanları çıkıyor konuşuyor ‘doğru bulmam’ Doğru bulmam deme, hemen bu adamı at. Atamıyorsan bu CHP gider. Bu nedir bu? Bunun adı bölücülüktür? Bunun adı bu ülkeyi parçalamaktır. Biz bu ülkeyi işte bu tür bölücülerden temizliyoruz.

“HAYIR DİYENLERE ÖZEL BİR SEMBOLİK SİYASET MÜZESİ KURACAĞIZ”

Ama biz hayır diyenleri denize dökmeyiz, biz hayır diyenlere özel bir sembolik siyaset müzesi kuracağız. Orada objeleri sergileyeceğiz. Öyle bir tarih geldi ki, hayır diyenler vardı, onların da tezleri şunlar şunlardı diyeceğiz. Ne demek denize dökmek? Bizim için 80 milyon bu ülkede saygındır. Biz hayır diyenlerin eleştirilerine anlayışla karşılık veririz. Ama kalkıp da denize dökmeyiz.

“ONU DA ANLAYIŞLA KARŞILARIM”

Ben çadırlarına gittim mi? Gittim, niye gittim? Onu da anlayışla karşılarım. Şu yaptığımız bütün eserler 80 milyon bunlardan istifade ediyor mu? Ediyor. Alevisi sünnisi ediyor mu? Ediyor. Biz birlikten, beraberlikten yanayız. Hep birlikte Türkiye’yiz ya. Kulağımızın duymadığı daha çok zırvalar var. Lafa gelince özgürlükçülüğü halkçılığı bırakmazlar ama milletin iradesine zerre kadar saygı duymazlar.

MUHTARLARA SİGORTA PRİMİ MÜJDESİ

Biz kademeli bir artışla muhtar maaşlarını asgari ücretle eşitledik. Muhtarlarımız 1406 lira maaş alıyor. Ama bu yetmez dedik. Bir de bunların sosyal güvenlik kurumu primleri var, onların da karşılanması lazım dedik.

İnşallah ilgili kurumlarımız hazırlıklarını tamamladılar. Yayınlanacak ilk KHK ile bu meseleyi çözüyoruz. Artık muhtarlarımızın 613 lira tutan sosyal güvenlik kurumu primleri devlet tarafından karşılanacak. Böylece muhtarlarımızın geliri de 2 bin 19 liraya çıkıyor. Dersimi çalıştım da geldim.

“BİR MÜJDE DE GÜVENLİK KORUCULARIMIZA VERMEK İSTİYORUM”

Bir müjde de güvenlik korucularımıza vermek istiyorum. 1411 liraya, harcırahlarını 36 liraya, aylık 1080 liraya çıkartmıştık. Mevcut illerimize ilave olarak, Erzurum, Erzincan ve Osmaniye’yi de güvenlik koruculuğu sistemine de davet ettik. Kadro sayısını 55’e çıkararak güvenlik korucularımızı asker ve polislerimizin en büyük yardımcısı haline getirdik.

“SİGORTA PRİMLERİ İÇİŞLERİ BAKANLIĞIMIZ TARAFINDAN ÖDENECEK”

Hiç endişeniz olmasın, PYD falan bize komşu olamaz. Cerablus’ta Rayi de ne yaptık? Onların belini kırdık. PYD YPG bunların hepsi bilesiniz ki Türkiye’nin düşmanıdır. Yeni bir adım atıyoruz, tüm güvenlik korucularımızı sigortalı hale getiriyoruz. Sigorta primleri içişleri bakanlığımız tarafından ödenecek, istedikleri yerden sağlık hizmeti alabilecekler. Bu uygulamayla tazminatlarına ilave olarak, 578 liralık sigorta ödemesi yapılacaktır. Bunu da bilmeleri lazım. Hayırlı olmasını diliyorum.

MUHTARLARIN SİLAH HARCIRAHI DEVLETTEN

Muhtarlarımızın mahallelerine köylerine verdikleri hizmetlerle, güvenlik korucularımızın terörle mücadeleye verdikleri destekle bu imkanları ziyadesiyle hakkettiklerini düşünüyorum. Muhtarlarımızın yemeklerde bana söylediği bir şey var. Silah da silah, silah da silah. Şimdi tabi silahı alıyor da, diyorlar ki bizi bu harcırahtan kurtarın. Başbakanımızla bunu değerlendirdik, harcırahı da hükümetimiz karşılıyor. Böylece harcırah yok.

Anahtar Kelimeler: