Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Beyazıt Öztürk açıklaması

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 99 baraj ve HES açılışı töreninde konuştu. Diyarbakır'daki saldırıya ve akademisyenlerin bildirisine değinen Erdoğan, Beyazıt Öztürk hakkında da açıklama yaptı

Erdoğan konuşmasında Beyazıt Öztürk'le ilgili, "Ana muhalefet partisinin genel başkanı çıkıyor, terör örgütünün propagandasına alet olmasından duyduğu pişmanlığı dile getiren bir televizyon programcısını 'dik duramadın' diye eleştiriyor. Bu genel başkana göre o televizyon programcısı bu durumdan üzüntü duymak bir yana, aynı tavrını sürdürmeli, yani terör örgütünün propagandasına devam etmeliymiş, öyle diyor genel başkan" sözlerini kullandı.

İŞTE ERDOĞAN'IN BEYAZIT ÖZTÜRK'LE İLGİLİ O SÖZLERİ

Reklam
Reklam
​ Beni asıl üzen bu ülkenin ana muhalefet liderinin ortaya koyduğu tutumlar ve beyanları. Ana muhalefet partisinin genel başkanı çıkıyor, terör örgütünün propagandasına alet olmasından duyduğu pişmanlığı dile getiren bir televizyon programcısını 'dik duramadın' diye eleştiriyor. Bu genel başkana göre o televizyon programcısı bu durumdan üzüntü duymak bir yana, aynı tavrını sürdürmeli, yani terör örgütünün propagandasına devam etmeliymiş, öyle diyor genel başkan. Biliyorsunuz aynı zat daha önce hendekçi teröristleri de arkadaşı olarak ilan etmişti. Beyefendi bir kazma kürek de sen eline al, sen de git orada hendek açıver **BEYAZ'IN PROGRAMINDA YAŞANAN ANLAR**
> _ **KILIÇDAROĞLU BEYAZ'LA İLGİLİ NE DEMİŞTİ?**_ > > _Kılıçdaroğlu'ndan Beyazıt Öztürk'e: Kardeşim neden özür diliyorsun sen?_ > > _CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hakkında terör propagandası yapmaktan soruşturma başlatılan Beyaz Show'un sunucusu Beyazıt Öztürk hakkında açıklamada bulundu. Bir televizyon programında bir kadın öğretmenin 'Çocuklar ölmesin' dediğini belirten Kılıçdaroğlu, "Vay efendim sen nasıl çocuklar ölmesin dersin? Programı yapan arkadaş da, sanatçı arkadaş da özür diliyor.. Kardeşim neden özür diliyorsun sen? Yürek yok mu sende? Cesaret yok mu? Ne özürü diliyorsun?" diye konuştu._ **DİYARBAKIR'DAKİ SALDIRI VE AKADEMİSYENLERİN BİLDİRİSİ** Erdoğan Diyarbakır'daki terör saldırısı ile ilgili de sert açıklamalar yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan bildiriye imza atan akademisyenlerle ilgili olarak "Şimdi buradan ben ilgili kurumlarımıza sesleniyorum. Dün seslendim, bugün de sesleniyorum. İlgili kurumlarımızın da anayasamıza ve yasalarımıza göre açık suç teşkil eden bu ihanet karşısında, anayasal ve yasal gereklerini yapacaklarına inanıyorum. Buradan asla taviz verilemez." dedi. Erdoğan CHP'ye de sert çıkarak, "Beni asıl üzen bu ülkenin ana muhalefet liderinin ortaya koyduğu tutumlar ve beyanlardır." sözleriyle konuşmasına devam etti. **Erdoğan'ın konuşmasından önemli bölümler** -Teröristler bombalı araç roket ve silahlarla saldırdı. 1'i şehit 2'si polis yakını 6 kişinin öldüğü 39 kişinin yaralandığı saldırı, terör örgütünün alçak yüzünü göstermektedir. -Bizi ancak Allah'ın önünde rükuda eğiliriz. -Bu sözde aydınların milletle alakası yoktur. Onlar bu milleti nasıl karıştırırız onun peşindedirler. Bu düşünce ve ifade özgürlüğü meselesi değildir. Bu sadece devletin ve milletin bekası meselesidir. -Develete yapılan her türlü saldırıya karşı önlem almak devletin vazifesidir. Devletin olmadığı yerde kan olur, kaos olur ,gözyaşı olur. Güneydoğu Anadolu bölgesinde çeşitli şehirlerde ilçelerde vatandaşlarımızın hakkını gözetmek zorundayız. O bölgelerde evler alttan birbirlerine tünellerle bağlı. Bu evlerde oturan Vatandaşlarım evlerinden çıkarılıyor. Dağdaki teröristler bu evlere yerleştiriliyor. **BİLDİRİYE İMZA ATAN AKADEMİSYENLERE SERT SÖZLER** Benim itirazım bu akademisyenlerin farklı bir görüş ortaya koyması değil, buradaki mesele kendilerine akademisyen diyen bu kişilerin terör örgütünün üslubunu kamuoyuna dayatmasıdır. Bunun terör örgütünün silahını alıp insanların üzerine doğrultmaktan farkı yoktur. Bu ifadeleri benimseyen herkes bilsinki bizim karşımızdadır. "Şimdi buradan ben ilgili kurumlarımıza sesleniyorum. Dün seslendim, bugün de sesleniyorum. İlgili kurumlarımızın da anayasamıza ve yasalarımıza göre açık suç teşkil eden bu ihanet karşısında, anayasal ve yasal gereklerini yapacaklarına inanıyorum. Buradan asla taviz verilemez." dedi. Biz tek millet olma gayreti içerisindeyiz. Yani tüm etnik unsurlarla tek millet tek bayrak peşindeyiz. Bu ülkede ikinci bayrak dalgalandırılamaz Kardeşlerim Ankaradan sesleniyorum Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. O da uğrunda ölen varsa bayraktır. Toprak şehitlerimizle vatan olur. Kendi ülkesine yabancıları davet etmek neyin nesidir. Bu mandacı zihniyeti nedir? Dünya üzerinde hiç bir devlet kendi toprak bütünlüğüne saldırı karşısında sessiz kalamaz. Hiç bir devlet hendek siyasetine rıza göstermez. Milletimizin bu mandacı artıklarına hakettikleri cevabı vereceğini biliyorum. 100 yıl önce de aynı zihniyet arz-ı endam etmişti. Milletimiz sayesinde bu mandacı zihniyet mağlup olmuştur. 78 milyon vatandaşımızı sözde aydınlardan icazet alarak mı yönetiriz? Biz izni ve görevi milletimizden aldık. Burada sadece devletin kendi vatandaşlarının can ve mal güvenliğine saygı var. Vatandaşlarımızın tüm haklarına fütursuzca saldırıyorlar. Bunlar Kürt kardeşlerimi temsil etmiyor. Bunlar benim Kürt kardeşlerimin mahremiyetlerini çiğniyor. Kürt Başkan benim vatandaşlarımı sokağa davet etmedi mi? 50 kardeşim ölmedi mi? Yasin Börü'yü bir apartmandan aşağı atarak arabayla çiğnemedi mi? Bunları yaşamadık mı? Yaşadık. Biz 78 milyona hizmet verdik. Bu 99 barajı görüyorsunuz. Ülkemin dört bir yerinde var. Bölücü terör örgütü ve onların siyasi temsilcileri Güneydoğu Anadolu'da baraj istemiyor. Ilısu Barajı için bize yapmadıklarını bırakmadılar. Ama biz yapacağız. Onlar yıkar biz yaparız. Terör örgütü yanında yer almak için o bildiriye imza atan sözde akademisyenler gibi ruhunuzun kirlenmesi, kararması lazım. Bu mümkün mü? **BENİM EN ÇOK AĞRIMA GİDEN İKİ YÜZLÜ TAVIR** Dün bir gazetenin manşetine bakın: İstanbul saldırısı sonrası Katliam ülkesi diye yazıyor. Fransa saldırısı için "Fransa çocuklarına ağlıyor" diye manşet atıyorlar. Yabancı basının da iki yüzlü tavrını gördünüz. Sakın bundan sonra bize gelip bağımsız, objektiflikten bahsetmesin.Katliam ülkesi diye sunması bizi şaşırtmadı. Sen bu ülkenin medyasısın ve bu ülkeyi katliam ülkesi olarak sunuyorsun. Paris ve İstanbul saldırıları karşısında yaptıkları çifte standartı da görmüş olduk. > _ **AKADEMİSYENLERİN PAYLAŞTIĞI BİLDİRGE**_ > > Bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak bu suça ortak olmayacağız! > > Türkiye Cumhuriyeti; vatandaşlarını Sur'da, Silvan'da, Nusaybin'de, Cizre'de, Silopi'de ve daha pek çok yerde haftalarca süren sokağa çıkma yasakları altında fiilen açlığa ve susuzluğa mahkûm etmekte, yerleşim yerlerine ancak bir savaşta kullanılacak ağır silahlarla saldırarak, yaşam hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı başta olmak üzere anayasa ve taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ile koruma altına alınmış olan hemen tüm hak ve özgürlükleri ihlal etmektedir. > > Bu kasıtlı ve planlı kıyım Türkiye'nin kendi hukukunun ve Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası antlaşmaların, uluslararası teamül hukukunun ve uluslararası hukukun emredici kurallarının da ağır bir ihlali niteliğindedir. > > Devletin başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliam ve uyguladığı bilinçli sürgün politikasından derhal vazgeçmesini, sokağa çıkma yasaklarının kaldırılmasını, gerçekleşen insan hakları ihlallerinin sorumlularının tespit edilerek cezalandırılmasını, yasağın uygulandığı yerde yaşayan vatandaşların uğradığı maddi ve manevi zararların tespit edilerek tazmin edilmesini, bu amaçla ulusal ve uluslararası bağımsız gözlemcilerin yıkım bölgelerinde giriş, gözlem ve raporlama yapmasına izin verilmesini talep ediyoruz. > > Müzakere koşullarının hazırlanmasını ve kalıcı bir barış için çözüm yollarının kurulmasını, hükümetin Kürt siyasi iradesinin taleplerini içeren bir yol haritasını oluşturmasını talep ediyoruz. Müzakere görüşmelerinde toplumun geniş kesimlerinden bağımsız gözlemcilerin bulunmasını talep ediyor ve bu gözlemciler arasında gönüllü olarak yer almak istediğimizi beyan ediyoruz. Siyasi iktidarın muhalefeti bastırmaya yönelik tüm yaptırımlarına karşı çıkıyoruz. > > Devletin vatandaşlarına uyguladığı şiddete hemen şimdi son vermesini talep ediyor, bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak sessiz kalıp bu katliamın suç ortağı olmayacağımızı beyan ediyor, bu talebimiz yerine gelene kadar siyasi partiler, meclis ve uluslararası kamuoyu nezdinde temaslarımızı durmaksızın sürdüreceğimizi taahhüt ediyoruz."
Anahtar Kelimeler: