ANKARA (ANKA) - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türk halkının farklı kültürleri, dilleri, dinleri, toplumları bir arada yaşatma ve onlarla bir arada yaşama konusunda olağanüstü bir birikime sahip olduğunu ifade ederek “Türkiye bir taraftan sahip olduğu bu mirası korurken, kültürümüzün taşıyıcısı dilimize de sahip çıkacak, değerini bilerek onu gelecek nesillere aktaracaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, Dil Bayramı dolayısıyla Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın’a bir mesaj gönderdi. Atatürk’ün bizzat başkanlık ettiği ve Türk dilinin gelişmesi açısından büyük önem taşıyan 1. Türk Dil Kurultayı’nın başlangıç tarihinin her yıl Dil Bayramı olarak kutlandığını anımsatan Gül, bütün vatandaşların Dil Bayramını tebrik etti. Cumhurbaşkanı Gül, Türkçe’nin, tarihi geçmişi, yapısı, diğer dillerle etkileşimi ve kelime varlığıyla dünyada konuşulan en zengin, en köklü diller arasında olduğunu belirterek 1. Türk Dil Kurultayı’ndan bu yana Türkçe’nin çok önemli gelişmeler gösterdiğini, günümüzde, hayatın her alanında Türkçe’nin kullanıldığını, Türkçe konuşanların tarihte hiçbir zaman olmadığı kadar kalabalık, Türkçe’nin konuşulduğu alanın da hiçbir zaman olmadığı kadar geniş olduğuna dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Gül, mesajında şunları kaydetti:
“Bununla birlikte, en kalabalık konuşura, en yaygın kullanıma, en fazla basılı esere, en köklü yazı geleneğine sahip Türkçemizin, Türk Dünyasının ortak dili olarak öne çıktığı yakından bilinmektedir.
Türkçe, bir dilden beklenen bütün işlevleri yerine getirmektedir: Konuşma dilidir, eğitim dilidir, devlet dilidir, edebiyat ve bilim dilidir, medya dilidir, iş hayatının dilidir. Günümüz Türkçesiyle dünyanın en ilgi çekici edebi eserleri yazılmakta, Türkçe eserler pek çok dile çevrilmekte ve ilgiyle okunmaktadır. Türklerin aldığı ilk Nobel ödülünün edebiyat ödülü olması dilimizin gücünü ortaya koymaktadır. Bugün artık milyonlarca Türkçe sayfa internette dünyanın dört bir yanından ulaşılır durumdadır. Ayrıca Türkçe öğrenmeye ciddi bir ilgi olduğunu da memnuniyetle görüyoruz.
Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de azımsanmayacak bir dil zenginliği vardır. Bunların hepsi Türkiye’nin kültür mirasıdır, zenginliğidir. Türkiye, yıllardır ihmal ettiği zenginliğine sahip çıkmalıdır.
Türk halkı farklı kültürleri, dilleri, dinleri, toplumları bir arada yaşatma ve onlarla bir arada yaşama konusunda olağanüstü bir birikime sahiptir. Türkiye bir taraftan sahip olduğu bu mirası korurken, kültürümüzün taşıyıcısı dilimize de sahip çıkacak, değerini bilerek onu gelecek nesillere aktaracaktır.
Bu süreçte Türk Dil Kurumuna, devlet teşkilatına, eğitim kurumlarına, eğitimcilere, edebiyatçılara, bilim adamlarına, sanatçılara, aydınlara ve basına daha fazla sorumluluk düştüğü inancındayım. Çünkü onlar çalışmalarıyla, eserleriyle topluma da rehberlik etmektedirler.
Bugünkü toplantının uluslararası Türk dili araştırmalarında yeni arayışlar, yurt dışındaki enstitü ve bölüm başkanları çalıştayı olarak düzenlenmesinden ayrıca mutluluk duyuyorum. Herbiri Türkçe’ye emek vermiş ve yurtdışından bu toplantıya katılmış misafirlerimize hem hoşgeldiniz diyorum hem de dilimize adanmış hayatları için onlara teşekkürlerimi sunuyorum.
Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk başta olmak üzere, dilimizin zenginleşerek geleceğe taşınması gibi ulvi bir amaca hizmet eden herkese şükranlarımı sunuyor, aramızdan ayrılanları saygı ve rahmetle anıyorum. Bütün vatandaşlarımın Dil Bayramı’nı bir kez daha kutluyor, selam ve sevgilerimi iletiyorum.” (ANKA)