Cumhurbaşkanı adayı ve HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Aynı vahşet, aynı barbarlık bir yandan IŞİD tarafından gerçekleştirilirken öte taraftan Filistin'de, Gazze'de İsrail tarafından gerçekleştiriliyor. Biz nasıl ki Şengal'in Kobani'nin, Musul'un yanındaysak Gazze'nin de yanındayız" dedi. Demirtaş, Uğur Mumcu Meydanı'nda düzenlenen mitingde, katılımcılarla Türkiye'nin aydınlık geleceği, demokrasisi, barışı, kardeşliği için yürüttükleri mücadelenin sonuç alacağını ve kendilerinin uzun yıllardır hasretini, özlemini çektikleri kendi kimlikleri, inançları, alın terleri ve emekleriyle bu ülkede gerçek bir yeni yaşamı yaratacaklarını belirterek, bu seçim sürecinin buna vesile olacağını söyledi. Ortadoğu'yu halklar, kültürler mezarlığına çevirmeye yemin etmiş IŞİD barbarlığını, vahşetini kınadığını ifade eden Demirtaş, adı Irak Şam İslam Devleti olmasına rağmen bu örgütün İslam'la da Allah'la da Kur-an'la da alakasının olmadığını belirtti. Demirtaş, şunları söyledi: "Asla ve asla İslam'la dinimizle yanyana anılamayacak kadar alçalmış, alçaklık yapan bir barbar örgütün vahşi örgütün önünde sadece ve sadece yok olma gibi bir durum vardır. İnşallah oradaki halklarımız direnişçiler de YPG de Peşmergesiyle o barbarlığı oradan söküp atacaklar, insanlığın başına bela olmuş bu barbar örgüt bu topraklarda bir daha yer bulamayacak. Ha keza aynı vahşet, aynı barbarlık bir yandan IŞİD tarafından gerçekleştirilirken öte taraftan Filistin'de, Gazze'de İsrail tarafından gerçekleştiriliyor. Biz nasıl ki Şengal'in Kobani'nin, Musul'un yanıdaysak Gazze'nin de yanındayız. Aynı duygularımızı mazlum Filistin halkıyla Gazze'de direnen Filistin halkıyla da paylaşıyor buradan Adana meydanından Filistin'e de bin selam, Gazze'de direnen halklara da bin selam olsun diyoruz." Demirtaş, Alevi, Sünni, Süryani ve Yezidi'nin kendi arasına ayrım koymadan birbirinden korkmadan ve devlet tarafından da hakarete uğramadan özgürce yaşamasını istediklerini kaydetti. İçeride iç ve toplumsal barış hem de Kürt sorununda barış istediklerini ifade eden Demirtaş, bir başörtülünün hakkıyla bir Alevin'in, Yezidi'nin, Süryani'nin, Yahudi'nin, Musevi'nin hakkını aynı anda savunabilecek bir cumhurbaşkanı olmasını istediklerini, diğer iki adayın ise bunu temsil etme durumları olmadığını, halkı, adaleti, kardeşliği ve barışı temsil etmediklerini öne sürdü. - Başbakan Erdoğan'ın açıklamaları Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dün gece bir ulusal televizyon kanalındaki açıklamalarına değinen Demirtaş, şöyle devam etti: "Dün akşam bir televizyon programında duymuşsunuzdur. İzleyin demiyorum izlenecek gibi değil onun programları ama duymuşsunuzdur. Ne diyor? 'Bana Gürcü'dür dediler. Bu haksızlığı da yaptılar. Affedersiniz bazıları Ermeni diyecek kadar çirkinleşti' diyor. Hani yaratılanı yaratandan ötürü seviyordun. Gürcü olsan ne fark eder, Ermeni olsan ne fark eder? Sen Ermeni halkına affedersin 'Çirkin' gibi bir yakıştırmayla hakaret ederek hangi bir kimliği hangi birimizi kucaklayabilirsin? Sen Gürcü olmakla utanırken, saklarken, bunu inkar ederken, hangi birimize kardeşim diyebilirsin? Etnik kimliklerin bizim nazarımızda kıymeti yok. Türk olur, Kürt olur fark etmez, Ermeni, Çerkes, Gürcü olur fark etmez. Biz etnik kimliklerimizle mezhebimizle meydanlara çıkmadık. İnsanlığımızla bütün insanlara eşit yaklaşımımızla alanlara çıktık, cumhurbaşkanı adayı olduk. Ne kimliğimizi sakladık korktuk, ne de kimliğimizi diğerlerinden üstün tutarak bu noktalara geldik." "Ama işte kendisi mezhepçilikle ırkçılıkta maşallah rekora doğru gidiyor" diyen Demirtaş, "Bu şekilde yüzde 50'yi daha rahat aşabileceğine inanıyor. Irkçılık, mezhepçilik yaparak 'Nasıl olsa bana oy verecek insanlar bulurum' deyip koltuğun derdine, sevdasına düşünüyor ve bizi yani geri kalan halkları, kimlikleri zerre kadar düşünmediği anlaşılıyor. Sen bu şekilde ırkçılık yaparak cumhurbaşkanı olursan geri kalan bütün insanlar senden korkacaklar. Çünkü sen bizi birbirimize düşman ede ede o koltuğa doğru yürüyorsun" şeklinde konuştu. - "Yeni yaşam" Demirtaş, bu nedenle Türkiye'de Alevi'nin Sünni'den korktuğunu, Türk'ün Kürt'ten, Kürt'ün Türk'ten korktuğunu, aynı binada artık oturamaz, komşuluk yapamaz hale gelindiğini ileri sürerek, "Buna karşı ne yapmamız gerekiyor? Ya onun gibi ırkçı olacağız, mezhepçi olacağız ve Türkiye'de insanlar birbirini boğazlayacak, birbirinden düşmanca nefret edip katliam noktasına gelecek Allah korusun. Ya onun dayattığı tek ırkı, tek mezhebi kabul edip kendimizi inkar edip onursuzlaşacağız. Ya da bizim ortaya koyduğumuz yeni yaşam etrafında el ele tutuşacağız" ifadelerini kullandı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz