Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun söylemlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, “Biz neyle uğraşıyoruz, Kılıçdaroğlu neyle uğraşıyor. Bu tür durumlarda televizyon karşısına geçerek gündemi değiştirmekle ilgili konularda çok mahir, 15 Temmuz gecesinde olduğu gibi yapılanları nerede televizyon karşısında izliyor bilmiyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, beraberindeki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve İstanbul Valisi Ali Yerlikaya ile birlikte Hasdal’daki İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğünde deprem sonrasında yapılan çalışmalara ilişkin açıklamalarda bulundu.
“Biz neyle uğraşıyoruz, sayın Kılıçdaroğlu neyle uğraşıyor”
CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına ilişkin konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Biz neyle uğraşıyoruz, Kılıçdaroğlu neyle uğraşıyor. Herhalde Kılıçdaroğlu bu tür durumlarda televizyon karşısına geçerek gündemi değiştirmekle ilgili konularda çok mahir. Herhalde televizyon karşısında otururken herhalde birisi gündemi nasıl değiştirebiliriz dedi, o şekilde aklına geldi herhalde. Bu soru nereden çıktı şimdi. İstanbul’daki vatandaşımızın hayatını nasıl kurtarabiliriz, geleceğe dair nasıl önlem alabiliriz diye düşünüyoruz. Sayın cumhurbaşkanımız her an konuyu çok yakın takip ettiği bir ortamda, yani 1999’daki deprem vergisi derse cevap verelim. Şu anda televizyon karşısında bizi izliyorsa çayını yudumluyorsa biz cevabını verelim. Vergilere baktığımızda devam ediyor. Bütün basında da çarşaf çarşaf görüyorsunuz. Ne kadar verginin toplandığını görüyorsunuz. 2002’den itibaren AK Parti iktidarı olarak göreve geldiğimiz andan itibaren geçici olarak oluşturulan verginin özel iletişim vergisi diye, oradan toplanan bizim iktidarımız 675 milyon TL’dir. Hani toplam 7.4 milyar diyorsunuz ya, onun 675’i sadece bizim dönemimizde. Ondan sonrasında bu kalıcı vergiye dönüştürülüyor. Tek bir özel iletişim vergisi halinde kalıcı vergiye dönüştü. O kalıcı vergi artık zaten bütçeye gidiyor. Ama 65 yaklaşık milyar TL’de orada var. Sadece Marmara depreminde harcanan yatırımlar ilgili illerimizde Bolu, Düzce, İzmit, Yalova, İstanbul bu hattan Sakarya 103 milyarlık bir harcama var. Sadece İstanbul’da 80 milyarlık bir harcama var. Bunların tamamı sadece o gün için yapılan çalışma da değil. 43 bini aşkın konut, okullar, sosyal donatılar, hastaneler, eğitim alanları bunlar afete nasıl dayanır diye yaptığımız yatırımlar” dedi.
“Kılıçdaroğlu 15 Temmuz gecesinde olduğu gibi yapılanları nerede televizyon karşısında izliyor bilmiyorum”
Birçok deprem yaşandığını ifade ederek konuşmasını sürdüren Oktay, ”Sonrasında Bingöl’de bir deprem yaşadık, Elazığ depremimiz var, Van depremimiz var. Van depremini gece gündüz yaşadım. Cumhurbaşkanımız ilk andan itibaren zaten oradaydı. 1999 depreminde hükümetin başkanı bakanıyla bağlantı kurmakta zorlandığı anda Cumhurbaşkanımız oradaydı. Sayın Kılıçdaroğlu belki izliyorsa hatırlasın, kahvesi elinde televizyonun karşısında. Nerede oturup izliyor bilmiyorum 15 Temmuz gecesindeki gibi nerede izliyor bilmiyorum. Van’da 26 bin 500 konutu biz bir yıl içerisinde yaptık. Depremden etkilenen hiç kimse, konutlarını kaybeden ağır hasarlı hiç kimseyi evsiz bırakmadık. Anında geçici barınma merkezlerine aldık, her türlü imkanları sağladık. Bütün Türkiye’deki sosyal binalarımız, ilgili kamu kuruluşlarında misafir ettik. Bir yıl içinde hepsinin binalarını teslim ettik. Şimdi bakın Edremit’e gidin, Erciş’e gidin Türkiye’nin en harika alt yapısıyla üst yapısıyla binalarını görürsünüz, bu dünyanın hiçbir yerinde yok. Bunlar kendiliğinden mi oluyor, 53 tane okul yaptık. 47 kilometre mesafeden Şam’dan şehrin 50 yıllık içme suyunu getirdik. Camileri, sosyal donatıları, parkları bahçeleri, bütün dünyanın hayran olduğu bir sistemi nereye harcadınız olayı çok garip. Ya bu ülkede yaşamıyor, ya herhalde İstanbul’da çok bir şey yapamadık, nasıl gündemi değiştirsek diye düşünüyor herhalde” diye konuştu.
“Şu anda hayal edemeyecekleri şeyleri biz 10 yıl önce gerçekleştirdik”
Yapılan her yatırımı afet anında kullanılması için yapıldığını belirten Oktay, “Bizim okullara yaptığımız yatırımlar, sağlık alanında yatırımlar, viyadüklerimiz, yollarımız. Biz bunları araçlar rahat gitsin diye düşündüğümüz yer değil. Aynı zamanda herhangi bir afet anında bir yerden başka yere rahatlatacak bir yatırım yapıyoruz. Baktığınızda hepsi Türkiye’yi afete hazır hale getirecek bir yatırım. Turizm tesislerimize kadar yaptığımız çalışmalarımız var, kentsel dönüşümlerimiz var. AFAD’ın kendi yatırımları var. AFAD’ın Türkiye genelinde 49 bin konut yatırımları var. AFAD’ın kendi bünyesinde öncesinde herkesin açıkta kaldığı bir ortamda şimdi 25 tane bizim lojistik merkezimiz var. Sıradan bir binanı içerisine çadırları koyduğunuz yerler değil. Son derece en ileri teknik teknolojiyle hazırlanmış, yani sıfırıncı dakika diyoruz ya, o dakikada harekete geçecek. Hangi lojistik merkezimizden afetle ilgili malzemenin, her türlü malzemeler anında taşıma ve nakliye içerisinde İstanbul’da bir şey varsa, nasıl nereye getireceği çok önceden belli olan yapılar bunlar. Şu anda hayal edemeyecekleri şeyleri biz 10 yıl önce gerçekleştirdik. 53 tane cep depo yaptık. Oradan gelene kadar anında şehirlerdeki ihtiyaçları karşılayalım diye. Buraya baktığımızda toplamda yaptığımız yatırımlar 560 milyara yakın yatırım yaptık. Bunu güncel rakama dönüştürürsek, 1 trilyon 215 milyarlık bir yatırımdan bahsediyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu bunu anlayamıyorsa, onu da ona bırakın. Gelsin ona anlatalım, başkaları gelmiyorsa o gelsin ona da anlatırız biz herkese açığız” diye konuştu.
“Afetin yönetimi davet beklemez”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelikte konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, “Biz iş yapmaktan bu tür çalışmalara konuşmalara fırsat bulamadık. Biz planladığımız zaman yaparız. Söz verdikse yaparız. Biz burada afeti yönetiyoruz. Cumhurbaşkanımızın talimatıyla biz buradayız. Birisinin davetini beklemeyiz. Afetin yönetimi davet beklemez. Burada bir koordinasyon kuruluna herkes gelmek durumundadır. 28 çalışma grubu vardır. Akşam toplantı yapıyoruz, burada sabah buluşacağız diyoruz. Ben kimseye ayrıca özel davette bulunmadım. Ama herkes buradaydı. Bazılarına bu yetmiyormuş gibi ilave davette sayın valimiz bir açıklamayla yaptı. Bizim işimiz birilerine laf yetiştirmek değil, kanal kanal dolaşmak değil. İnsanlar biraz otursun işine baksın, afetin yönetimiyle alakalı sorumlu olduğu şehirde, onu yerine getirsin. Sorumluluk insan hayatı üzerinde siyasetle alakalı, nasıl afetin yönetileceği yazılıdır. Niye özellikle ayrıca davet iletildi, ona rağmen, talimat verildiği zaman herkes buradadır. Görevinin gereğini yerine getiremeyenler, ne yazık ki, bunun psikolojik ezikliğiyle farklı şekillerde gündem değiştirmeye çalışıyorlar. Sürekli laf üretmeye çalışıyorlar. Laf üretmek için değil iş üretmek için buradayız. İş üretmek isteyen herkese kapımız sonuna kadar açıktır. Hepimiz aynı gemideyiz” şeklinde konuştu.