'Cumhurbaşkanı'nın önünü açacak anayasa değişikliği teklifini Meclis'e sunacağız'

AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, 'partili cumhurbaşkanı' konusunda gerekli anayasa değişikliği teklifini Haziran ayında vereceklerini belirtti.

Canikli teklife, sadece MHP'den değil, diğer partilerden de destek geleceğini tahmin ettiklerini belirterek, "Çünkü bu siyasi bir düzenlemeyi içermiyor. AK Parti meselesi değil. Türkiye'nin yönetim yapısının netleştirilmesi ve ileride ortaya çıkması muhtemel bir takım çatışma risklerini ortadan kaldırmak amacıyla yapılacak bir düzenleme." dedi.

Nurettin Canikli, TBMM'de gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

"Partili cumhurbaşkanı" açıklamasının anımsatılarak, "Bu başkanlık sisteminden vazgeçildiği anlamına mı geliyor?" sorusu üzerine Nurettin Canikli, başkanlık sisteminden vazgeçildiği anlamına gelmediğini belirterek, ajandalarında bu konunun bulunduğunu, kapsamlı anayasa değişikliği yapılamaz ya da yeni anayasa hayata geçirilmezse, düşüncelerindeki değişikliğin bu olduğunu ifade etti.

Reklam
Reklam

Canikli, bu dönemin başında yeni anayasa yapılması konusunda bazı görüşmelerin bulunduğunu ancak masanın devrildiğini, 1 Kasım seçimleriyle oluşan siyasi yapıda, yeni bir anayasa değişikliği, kapsamlı anayasa yapmanın mümkün olmadığının görüldüğünü kaydetti.

'BİZİM B PLANIMIZDI'

Türkiye'de ciddi bir sıkıntı bulunduğunu ifade eden Canikli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Mevcut yapı, cumhurbaşkanlarıyla başbakan arasındaki ilişkiyi düzenleyen 1982 Anayasası'ndaki kural net olmadığı için ciddi olarak bünyesinde çatışma risklerini barındırıyor. Bu kişilerden, isimlerden tamamen bağımsız olarak değerlendirilen bir kural, teorik olarak ortaya konulan bir kural. Bu sorunun da mutlaka giderilmesi gerekiyor. Bu yapı içinde Türkiye, çok uzun süreli, istikrarlı yapı oluşturamaz. Şu anda bile aynı siyasi hareket içinden gelmiş cumhurbaşkanı ve başbakanların bile bu özellik nedeniyle, anayasanın bu kuralı nedeniyle zaman zaman fikir ayrılıklarına düştüklerini görüyoruz, biliyoruz. Özellikle farklı siyasi partiler tarafından bu makamların işgal edildiği dikkate alınırsa ya da o hayal edilirse o zaman çatışma riskinin çok daha büyük boyutlara çıkabileceği, hatta sistemi kilitleyebileceği, ciddi bir yönetim krizinin doğabileceğini de kabul etmek gerekiyor. Dolayısıyla bu meselenin çözülmesi gerekiyor."

Reklam
Reklam

"Yeni bir anayasa değişikliğiyle, kapsamlı olarak bütün kurum ve kurullarıyla başkanlık modelinin monte edileceği bir anayasa değişikliği yapamayacağımıza göre, mevcut siyasi yapıda, o zaman en azından bu ciddi kriz riski taşıyan bu sistemi değiştirelim düşüncesi gündeme geldi. Bu yeni değil." diyen Canikli, konuşmasına şöyle devam etti: "Esasında bizim B planımızdı bu. Eğer yeni bir anayasa yapılamaz, kapsamlı anayasa değişikliği gerçekleştirilemezse o zaman bu sorunu ortadan kaldırmak için, kamuoyunda bilindiği haliyle partili cumhurbaşkanlığı modeli olarak bilinen o değişikliğin yapılması bizim planlarımızda vardı. Birinci ihtimal devre dışı geldiğine göre, artık ikincisini gündeme getiriyoruz. Onu tartışıyoruz."

Nurettin Canikli, değişikliğin Meclis'e ne zaman geleceğinin sorulmasına karşılık da çok gecikmemesi gerektiğini belirterek, yeni hükümetin güvenoyu almasından sonra haziranın ilk yarısına kadar tamamlanıp, Meclis'e sunulabileceğini tahmin ettiğini, bunun öne de geriye de alınabileceğini ancak Meclis kapanmadan Genel Kurul'da görüşülmesini hedeflediklerini bildirdi.

Reklam
Reklam

'BÜTÜN PARTİLERDEN DESTEK GELİR'

Anayasada, seçilen cumhurbaşkanının, partisiyle ilişiğinin kesileceğinin yer aldığına işaret eden Canikli, tadil edilecek maddenin bu olduğunu, teknik açıdan bununla bağlantılı, uyumlu bir kaç maddenin daha gündeme gelebileceğini bildirdi. Mümkün olduğu kadar dar kapsamlı olması gerektiğini, çok sayıda maddenin Meclis'ten geçmesinin mümkün görünmediğini anlatan Canikli, muhalefetle görüşüp görüşmeyeceklerine ilişkin soruyu da "Önemli değişiklikler arefesinde bu görüşmeleri gerçekleştiriyoruz. Muhtemeldir ki siyasi nezaket çerçevesinde, Meclis'e sunulmadan önce ya da Meclis'te görüşmelere başlamadan önce diğer partilerle görüşmeler yapılabilir. Bunun önünde engel söz konusu değil." yanıtını verdi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin açıklamalarının koalisyon mesajı olarak algılandığını vurgulayan bir gazeteciye Nurettin Canikli, şu değerlendirmelerde bulundu: "Sayın Bahçeli'nin açıklamalarının, partili cumhurbaşkanlığına destek gibi mi yorumlamak gerekir şeklinde kamuoyunda bazı değerlendirmeler var. Partili cumhurbaşkanlığına ilişkin teklife sadece MHP'den değil, diğer siyasi partilerden de destek geleceğini tahmin ediyoruz, umuyoruz. Çünkü bu siyasi bir düzenlemeyi içermiyor. AK Parti meselesi değil. Sadece Türkiye'nin yönetim yapısının netleştirilmesi ve ileride ortaya çıkması muhtemel bir takım çatışma risklerini ortadan kaldırmak amacıyla yapılacak bir düzenleme. Bütün siyasi partilerden bu amaç için yapılacak bir düzenmeleye destek geleceğini tahmin ediyoruz. Oylama gizli olduğu için, siyasi partiler bağlayıcı karar alamayacakları için bu olabilir. Sayın Bahçeli'nin yaptığı açıklamalara istinaden böyle bir düzenleme öngörülüyor gibi bir değerlendirme gerçeği yansıtmaz. Çünkü bütün partilerden bu destek gelir." karşılığını verdi.

Reklam
Reklam

'ERKEN SEÇİM GÜNDEMEMİZDE YOK'

Bir soru üzerine Canikli, erken seçimin gündemlerinde hiç olmadığını, bugün de yarın da olmayacağını açıkladı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun tanık olarak ifade vermeye gitmeyeceğinin anımsatılması üzerine de Canikli, olayın aydınlatılması, gerçeğin ortaya çıkartılması noktasında katkı sağlamasını beklediklerini ifade etti. Nurettin Canikli, "Bu çağrıya olumlu cevap verip, o konuda bildiklerini yargıyla paylaşmasını beklerdik. Doğru olan buydu. Gitmemesi bu konudaki şüphelerin daha da artması sonucunu doğurur. Başka işe yaramaz. Halbuki o konuda Sayın Kılıçdaroğlu'nun kamuoyunda iddia edildiği gibi bu olayla doğrudan ya da dolaylı bağlantısı yoksa bunu yargıda açıkça paylaşır, onunla ilgili düşüncelerini, kanaatlerini ortaya koyar, bu konuda soru işaretlerini gidermiş olurdu. Ama Sayın Kılıçdaroğlu bu yolu tercih etmedi. Bu yöntemle soru işaretlerinin üzerine, biraz daha fazla soru işareti geldi." diye konuştu.

Anahtar Kelimeler: