Takdim yazilarini Cumhurbaskani Erdogan’in kaleme aldigi üç ciltlik eser, 1922’den günümüze gazete ve dergi gibi süreli yayinlarda dönemin önemli kalemlerine ait makalelerin taranmasi sonucunda hazirlandi. Titiz bir çalismayla olusturulan, tarihi bir vesika niteligi tasiyan üç ciltlik eser, Istanbul’da mekânin degil zamanin fethedilisinin hikâyesini anlatiyor. Degerli bir arsiv çalismasi olarak öne çikan eser, yeni çalismalara da essiz bir kaynak görevi görüyor.
Kültür tarihçisi Dursun Gürlek’in 40 yila yakin birikiminden faydalanilarak kronolojik bir anlatiyla sunulan ve görsel ögelerle zenginlestirilen üç ciltlik eserde Necip Fazil Kisakürek, Yahya Kemal, Yavuz Bülent Bakiler, Nurettin Topçu, Orhan Seyfi Orhon, Osman Yüksel Serdengeçti, Peyami Safa, Prof. Dr. Ismail Hami Danismend, Abdülhak Hamid Tarhan, Prof. Dr. Ahmet Süheyl Ünver, Âkil Muhtar Özden, Ali Himmet Berki, Ali Ulvi Kurucu, Arif Nihat Asya, Cahit Tanyol, Celâl Esat Arseven, Cevat Rifat Atilhan, Ord. Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay, Faik Resit Unat, Prof. Dr. Faruk Kadri Timurtas, Hasan Âli Yücel, Ibrahim Hakki Konyali, Ord. Prof. Dr. Kâzim Ismail Gürkan, Prof. Dr. Mehmet Kaplan, Mehmet Sevket Eygi, Nihad Sami Banarli, Nizamettin Nazif Tepedelenlioglu, Ord. Prof. Dr. Sadi Irmak, Samih Nafiz Tansu, Sezai Karakoç gibi edebiyat ve düsünce dünyamizin ünlü isimlerinin Istanbul’un fethi, Fatih Sultan Mehmed ve Ayasofya-i Kebîr Câmi-i Serîfi’ni konu alan köse yazilarina, makalelerine, siirlerine yer veriliyor.
"Kutlu Çagrinin Izinde: Türk Basininda Istanbul’un Fethi” baslikli kitapta, kadim bir hayalin gerçege dönüstügü Istanbul’un fethi bütün yönleriyle ele aliniyor. Dönemin gazete ve dergilerinde fetih hadisesi, muhasara günlerinin akisi, fethin müyesser olusu, fetihten sonra Sultan Fatih’in Istanbul’a yaptigi hizmetler, farkli dinlerin mensuplarina tanidigi imtiyazlarin nasil islendigi de bu kiymetli eserde okuyucuyla bulusturuluyor.
Kitabin ikinci cildi olan “Kutlu Çagrinin Izinde: Türk Basininda Fatih Sultan Mehmed” ile sadece kitalarin degil, ayni zamanda gönüllerin sultani olan, çag kapatip çag açan Fatih’in hayati, adalet duygusu, bilim ve sanatta gösterdigi üstün dehasi gözler önüne seriliyor.
Fatih Sultan Mehmed’in emaneti, insanligin ortak hazinesi Ayasofya-i Kebîr Câmi-i Serîfi hakkinda sanat, edebiyat, basin ve yayin tarihimizin önemli isimlerinin kaleme aldigi yazilar da “Kutlu Çagrinin Izinde: Türk Basininda Ayasofya Camii” cildinde bir araya getirildi.
Türkiye’nin ve Islâm dünyasinin tarihî ve kültürel mirasinin canlanmasi için 2020 yili Temmuz ayinda yeniden ibadete açilan Ayasofya’nin hikâyesi okuyucuyla bulusuyor.
Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan, "Türk Basininda Istanbul’un Fethi" kitabi için kaleme aldigi takdim yazisinda, Istanbul’u fethederek Peygamber Efendimizin müjdesine mazhar olan, Müslümanlarin yedi asirlik hayalini gerçege çeviren Fatih Sultan Mehmed Han’in kendilerine kiymetli bir emânet biraktigini belirterek, sunlari kaydetti:
“Fatih Sultan Mehmed’in kararliligini, azmini örnek alan bizler de onun emaneti aziz Istanbul’u dünyanin en önemli finans, ticaret, bilim, kültür ve sanat merkezlerinden biri hâline getirdik. Hayatimizi adadigimiz bu sehir için hep üretmeye, bu sehre hizmet etmeye çalistik. Ecdadimiz Fatih gibi hedeflerimizi yüksek tutarak, yapilamaz denilenleri yapmaya, ulasilamaz denilenlere ulasmaya gayret ettik. Simdi de Türkiye Yüzyili vizyonu dogrultusunda milletimiz için mücadelemizi sürdürüyor, yeni projeleri hayata geçirmek için kararlilikla yolumuza devam ediyoruz. Hayallerimiz, Türkiye için.”
Dünya tarihinin akisini degistiren, çag kapatip çag açan Istanbul’un fethinin Anadolu’nun ebedî Türk yurdu olarak kalacaginin tarihe kazinmis mührü oldugunun altini çizen Erdogan, nice fetihlere sahne olan tarihte hiçbir zaferin kolay kazanilmadigini, Istanbul’un fethinin de emegin, hazirligin, azmin, kararliligin, fedakârligin neticesinde gerçeklestigini belirtti.
Erdogan, “Fetih bizim için sadece fethetmek, galip gelmek degildir, ayni zamanda dirilisin, insanin, ihyanin, inancin sembolüdür. Topraklari degil, gönülleri fethetme hedefiyle yola koyulan Fatih Sultan Mehmed, uyguladigi hosgörü ve adaletli yönetimi ile sadece bir sehri degil, gönülleri de fethetmis; Istanbul’u kültürün, sanatin ve bilimin merkezi hâline getirmistir. O gün fethedilen bir toprak parçasi degil, milyonlarca gönül olmustur. Fatih Sultan Mehmed ve kutlu askerlerinin Istanbul’u fethederken sahip olduklari inanç, kararlilik ve azim, milletimize hizmet etme, Türkiye’yi 2053’e, 2071’e tasima yolunda bizlere ilham vermektedir” degerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaskani Erdogan, "Türk Basininda Ayasofya Camii’’ kitabina iliskin takdim yazisinda da Türkiye’nin kalbinde, Istanbul’un tarihi silüetinin en önemli sembollerinden olan Ayasofya’nin asirlar boyunca pek çok dönüsüme ugradigini, pek çok medeniyetin izlerini tasidigini ifade etti.
Hasmetli bir Bizans kilisesi olarak insa edilen bu yapinin Fatih Sultan Mehmed’in Istanbul’u fethiyle cami olarak hizmet etmeye basladigini ve Islâm dünyasinin sembol mabetlerinden biri haline geldigini belirten Erdogan, Ayasofya’nin her zaman Türk milletinin bütün fertlerinin gönlünde önemli bir yere sahip oldugunu vurguladi. Erdogan, Ayasofya’nin yeniden ibadete açilmasinin da bu emanete sahip çikildigini gösteren bir sembol oldugunu dile getirerek, “Ayasofya’nin asli kimligine kavusturulmasi, bu mabedin kapilarindaki zincirler yaninda, topyekûn gönüllerdeki ve ayaklardaki prangalarin da kirilip atilmasidir.” dedi.