Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Muhtarlar Toplantısı

- Cumhurbaşkanı Erdoğan: (2) "Eğer MİT Müsteşarı ifadeyi verseydi ve tutuklansaydı, arkasından hedefin kim olduğunu gayet iyi biliyorum ama kendisine söyledim, 'Kesinlikle gitmeyeceksin' dedim. 'Yardımcılarını da göndermeyeceksin' dedim. 'Eğer polis gelir de seni almak isterse senin güvenlikçilerine talimat ver, polisi de içeri sokmayacaklar' dedim" - "Ülkede kim, kimle, neyin mücadelesini veriyor? Kimle verdik bu mücadeleyi? İşte o günün FETÖ yargısıyla verdik bu mücadeleyi. Çünkü FETÖ yargısı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Eğer MİT Müsteşarı ifadeyi verseydi ve tutuklansaydı, arkasından hedefin kim olduğunu gayet iyi biliyorum ama kendisine söyledim, 'Kesinlikle gitmeyeceksin' dedim. 'Yardımcılarını da göndermeyeceksin' dedim. 'Eğer polis gelir de seni almak isterse senin güvenlikçilerine talimat ver, polisi de içeri sokmayacaklar.' dedim." dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen "43. Muhtarlar Toplantısı"ndaki konuşmasında, Türkiye'nin elindeki tüm imkanları ve kaynakları en üst düzeyde değerlendirmek zorunda olduğunu söyledi.

Reklam
Reklam

Türkiye'nin sıradan bir ülke olmadığını belirten Erdoğan, "Hele hele bir 'çadır devleti' hiç değil. Biz güçlü bir ülkeyiz. Zira bizim çok büyük hedeflerimiz var. Bu hedeflere doğru yürürken attığımız her adımda çok büyük mücadeleler veriyoruz." ifadesini kullandı.

Erdoğan, muhtarların bu sürece çok daha etkili şekilde katkı sağlamalarının kendilerine de güç vereceğine işaret etti.

Muhtarlarla buluşmalarda sadece hasret gidermediklerini aynı zamanda ülkenin, bölgenin ve tüm dünyanın meseleleri üzerinde değerlendirmeler yaptıklarını, mesajları milletle paylaştıklarını vurgulayan Erdoğan, Türkiye'de yıllarca "kendini milletten üstün gören bir zihniyetin ülke yönetimine tasallut olması"nın sıkıntısının yaşandığını dile getirdi.

Erdoğan, bu zihniyetin özellikle tek parti döneminde bir yandan milleti sefalete ve yokluğa mahkum ederken, diğer yandan da tarihe, kültüre ve değerlere savaş açarak adeta manevi bir yıkım peşine düştüğünü söyledi.

- "Millet, hakkını hiçbir zaman helal etmeyecektir"

Milletin bulduğu her fırsatta bu zihniyetten kurtulmanın yollarını aradığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

Reklam
Reklam

"1950 yılı seçimleri, Demokrat Parti'nin değil, asıl milletin zaferiyle sonuçlanmıştır. Tüm baskılara, tehditlere, hilelere, hukuksuzluklara rağmen sandıktan çıkan irade üstün gelmiştir. Buna rağmen bizim 'vesayet' diyerek ifade ettiğimiz, seçilmiş iradeye rağmen ülkeyi yönetme anlayışı uzun yıllar varlığını ve gücünü muhafaza etmiştir.

Vesayetin yetersiz kaldığı durumlarda darbeler, cuntalar devreye girmiştir. 1960 darbesi, sandıktan çıkan sonuca tahammülsüzlüğün, milletin iradesinin karşısına silahın ve saplantıların konmasının adıdır. Rahmetli Menderes ve arkadaşlarını gerçekten gülünç, gerçekten çocukların bile inanmayacağı, gerçekten uydurma delillerle idama götürenlere bu millet, hakkını hiçbir zaman helal etmeyecektir."

Erdoğan, 1970'lerin, binlerce vatandaşın hayatına mal olan, ülkenin enerjisini ve kaynaklarını heba eden, benzer şartlarda yola çıkılan nice ülkelerin gerisine düşüren kaos dolu yılların da ibretlerle dolu olduğunu belirtti.

1980 darbesinde "bir sağdan bir soldan" diyerek asılan gençlerin, ülkenin iç çekişmelerle tüketilen imkanlarının hesabını sormanın kendilerine nasip olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Benzer bir kaos dönemini 1990'lı yıllarda da yaşadık. 28 Şubat cuntacılarının, ülkemizde yeni bir kardeş kavgası çıkarmak için kurdukları tuzakları milletimizle birlikte birer birer bozduk. Ama bu dönemde yaşanan o siyasi, sosyal, ekonomik anaforların ülkemize maliyeti de çok ağır oldu." değerlendirmesinde bulundu.

Reklam
Reklam

- "Kendisine 'kesinlikle gitmeyeceksin' dedim"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002 yılı Kasım ayından itibaren inşa ettikleri istikrar ve güven ikliminin üzerine adeta titreyerek Türkiye'yi bugünlere getirdiklerinin altını çizdi.

Son 15 yıla bakıldığı zaman bu dönemin de aslında kolay geçmediğine dikkati çeken Erdoğan, "İktidarımızın ilk yıllarında vesayet güçlerinin akıl ve izan dışı o kadar çok saldırısına, kumpasına, tazyikine maruz kaldık ki inanın tahammülü bile çok zordu. Ama sabrettik, dayandık ve Rabbim de bizlere yardımını gönderdi. İşte şimdi sizlerle bir aradayız. Siz kimsiniz? Siz, milletin tek tek buradaki yani cumhurun evindeki temsilcilerisiniz yani şimdi siz kendi evinizdesiniz. Ama daha önce cumhur, kendi evine gelemiyordu. Hep bana şunu söylediler, (Biz, buralara selam dahi veremezdik.)" diye konuştu.

Türkiye'nin özellikle 2011 seçimlerinin ardından tarihinin en büyük yatırım, büyüme, ihracat, yurt dışı hamlesine girmişken bir anda yoğun bir saldırı dalgasının içinde bulunduğuna işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

Reklam
Reklam

"MİT Müsteşarı'nın ifadeye çağrılması, eğer MİT Müsteşarı ifadeyi verseydi ve tutuklansaydı, arkasından hedefin kim olduğunu gayet iyi biliyorum ama kendisine söyledim, kendisine 'Kesinlikle gitmeyeceksin' dedim. Yardımcılarıyla ilgili 'Yardımcılarını da göndermeyeceksin' dedim. 'Eğer polis gelir de seni almak isterse senin güvenlikçilerine talimat ver, polisi de içeri sokmayacaklar.' dedim. Düşünebiliyor musunuz? Ülkede kim, kimle, neyin mücadelesini veriyor. Kimle verdik bu mücadeleyi? İşte o günün FETÖ yargısıyla verdik bu mücadeleyi. Çünkü FETÖ yargısı, bu milletin evlatlarını birbiriyle vuruşturuyordu.

Zira bakıyorsunuz Emniyetin içinde FETÖ'nün de kendi temsilcileri vardı. Onlarla teslim almaya gitmek istiyordu. Müsteşarı teslim alacak, arkasından sıra, hedefleri büyük ya, oraya gelecekti. Ama onlar şunu bilmiyordu. Fırsat bulur da inşallah şöyle bir gün İspanya'nın Endülüs El Hamra Sarayı'na gitme imkanınız olursa, İçişleri Bakanım aslında, böyle bir peyderpey seferberlik yapsa da muhtarlarımızın içinden, grup grup buralara muhtarlarımızı da götürmekte fayda var. El Hamra Sarayı'nın içinde kubbede bir ayet yazar. O da ne biliyor musunuz? 'La galibe illallah'. Hala yazıyor orada, 'Allah'tan başka galip yoktur'. Bakın ne eserler bırakılmış. Bölgeselden başlayıp, bölgeleri daha da daraltmak suretiyle, muhtarlarımızı bence buralara götürmekte fayda var."

Reklam
Reklam

- "Saldırıların hiçbirisine eyvallah etmedik"

Gezi Olaylarının, 17-25 Aralık yargı-polis darbe girişiminin, Adana'daki MİT Tır'ları kumpasının yaşandığını, 2014 mahalli seçimlerinde oynanan oyunların ardı ardına sıralandığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Ülkemizin tarihimizin en büyük tehditlerinden biri altında olduğunu gördüğümüz için bu saldırıların hiçbirisine eyvallah etmedik, aslanlar gibi mücadelemizi verdik. İnşallah bugün bu attığımız adımla, İçişleri Bakanımız, Kültür ve Turizm Bakanımız ile Türk Hava Yolları üçlü bir organizasyonla bu adımı atıp, şöyle başta orası (El Hamra Sarayı) olmak üzere bazı önemli merkezleri ziyaretle muhtarlarımızın böylece bir dünya turu gibi, bu tabii Batı'da olan bir şey olacak, bunu başarmış olacağız."

(Sürecek)

(AA)