"Cumhuriyet şikayet ederek korunmaz"

Terörle Mücadele Özel Temsilcisi, Emekli Orgeneral Edip Başer, cumhuriyeti yaşatmak ve daha güçlü hale getirmek için cumhuriyetin kazanımlarına
karşı her türlü açık ve sinsi saldırıya karşı duyarlı olmak gerektiğini belirterek, "Masum görünen maskelerle cumhuriyetin altı oyulur ve kazanımları birer birer ortadan kaldırılmaya çalışılırken, bu olanları sadece şikayet ederek izlemek emaneti korumaya yeterli olmayacaktır" dedi.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünün 68. yılı dolayısıyla Yeditepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi (AİİT) Enstitüsü'nce, Kayışdağı'ndaki yerleşkesinde anma töreni düzenlendi. Törende konuşan Enstitü Müdürü ve Terörle Mücadele Özel Temsilcisi Emekli Orgeneral Edip Başer, anma günlerinin ağıt yakma, gözyaşı dökme günleri değil, Atatürk'ün ilke ve öğretilerini ne ölçüde anlayabilindiğinin ve ne ölçüde uygulanabildiğinin muhasebesini yapma günleri olduğunu söyledi.

Reklam
Reklam

Türk ulusunun bireyleri olarak cumhuriyete karşı sorumluluk ve görevleri olduğunu vurgulayarak, bu sorumluluğun cumhuriyetin tüm değerlerini gelecek nesillere daha güçlü olarak aktarabilmeyi ve bu değerlere yönelik her türlü tehdit ve tehlikeye karşı uyanık olmayı gerektirdiğini ifade etti. Başer, şöyle konuştu: "Cumhuriyeti yaşatmak ve daha güçlü hale getirmek görevlerinin başarılması, nutuklarla, şiirlerle yetinip, arkamıza yaslanarak olup biteni izlemekle mümkün olamaz. Sorunlarımıza akılcı ve gerçekçi çözümler üretmeden, kendi gölgemizle savaşarak kahraman olmayı beklemekle de bu görevler başarıya taşınamaz. Ulusal bilinç ve ulusal birlik duygularını zayıflatma çabaları ortalıkta at koştururken, 'Türk olmaktan gurur duymak' bazı aydınlarca aşağılanıp, 'çağdışı bir duygu' diye nitelenirken, öte yandan Türk Ulusu'na ve onun değerlerine hakaret etmenin uluslararası ödüller kazandırdığı inancı toplumda haklı bir kabul görürken, tüm bu olup bitenleri sessizlik içinde izleyip sadece üzüntü duymanın da görevi başarmaya katkısı olamayacağı açıktır."

Reklam
Reklam

Cumhuriyetin herkesin refahının, özgürlüklerinin, mutluluğunun çatısı olduğunu, bu çatı sağlıklı değilse altındakilerin kendilerini güvende hissedemeyeceğini vurgulayan Başer, sözlerini şöyle sürdürdü: "Siyasi görüşümüz ne olursa olsun, bireysel zevklerimiz, önceliklerimiz ne olursa olsun, güçlü ve bize güvende olduğumuzu hissettirecek, bizim hukukumuzu koruyacağına inandıracak bir devlet yapısı hepimizin ortak paydasıdır. Böyle olmalıdır. Böyle değil, 'Devlet aslında bireylerin omzunda bir yükten başka bir şey değildir' diyorsanız, o zaman, size 'onu kurmak ve bağımsız bir devlet olarak yaşatmak için bunca acıya ulusça neden katlanıldı, bunca şehit neden verildi, bunca kol, bacak, göz niçin feda edildi?' diye sorarlar. 20 yaşındaki evladını toprağa verirken 'vatan sağ olsun diyen babalar, analar aptal mıydı?' diye de
sorarlar."

Başer, Cumhuriyeti korumak ve güçlendirme görevinin onursal bir sorumluluk ve namus borcu olduğunu söyledi.