Kayseri (AA)- CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluklarının yapıldığı dönem, bu iktidar dönemidir" dedi. Deniz Baykal, Kadir Has Kongre Merkezi'nde partisince düzenlenen belediye başkan adayları tanıtım toplantısında konuşmasına, vatandaşlara "Halinizden memnun musunuz? Keyfiniz yerinde mi? Geçinebiliyor musunuz? Aldığınız sattığınız birbirini karşılıyor mu? Ne oldu size böyle? Size ne çarptı böyle?" diye sorarak başladı.
Bugün yaşanan sıkıntıların arkasında uzun süredir uygulanan yanlış politikaların bulunduğunu savunan Deniz Baykal, artık tüm olumsuzlukların saklanamaz ve örtbas edilemez hale geldiğini, gerçeklerin kendini gösterdiğini, Türkiye'nin her yerinde fabrikaların kapandığını, insanların boynunun büküldüğünü öne sürdü. Tüm sıkıntıların arkasında "göz boyamaya, reklama, makyaja yönelik politikalar" bulunduğunu kaydeden Baykal, şunları söyledi: "Ekonomi kalkınıyor dediler ama borçlar ödenmedi. Devletin borcu 220 milyar dolardı 500 milyar dolara çıktı. 70 yıllık cumhuriyetin ekonomi abidelerini sattılar. Etibank, Sümerbank, Tüpraş nereye gitti? Yerli yabancı,
ucuz pahalı demeden, eş dost ayırmadan sattılar. Atatürk'ün, İsmet İnönü'nün, Celal Bayar'ın, Adnan Menderes'in, Süleyman Demirel'in eserlerini sattılar. Satıldı da ne oldu, kim rahatladı? Şimdi vatandaşın elindekini almaya çalışıyorlar. Başbakan, Kayseri'de 140 fabrikanın temelini attı. Bu fabrikaların kaçı ayakta kaldı? Milleti 'yatırım yapın' diye ayağa kaldırdılar, hani ne oldu? Bütün bu olumsuzluklar sonucunda Türkiye ekonomisi tıkandı. Türkiye, dünyada en çok sıkıntı çeken ülkelerin başına geldi."
-Yolsuzluk iddiaları-
Milletin çektiği sıkıntıya iktidarda olanların yakınları ve ailelerinin ortak olmadığını ileri süren Baykal, şöyle konuştu: "Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluklarının yapıldığı dönem, bu iktidar dönemidir. Bunlarla ilgili kitap çıkarmak lazım. Deniz Feneri diye bir olay var. Deniz Feneri aslında çok güzel bir şey. Deniz Feneri, yol gösterici, istikamet verecek, tehlikeleri haber verecek, yardımcı olacak demek. Deniz Feneri, yoksula yardımcı olacak diye vatandaşımızdan yardım toplamış.
Vatandaşımız fitresini, zekatını muhtaçlara ulaştırılsın diye bunlara vermiş. Burada tereddüt yok. Ama sonra, Deniz Feneri'nde toplanan paralar, kuryelerle Ankara'ya, İstanbul'a taşınmış, burada şirketler kurulmuş, harcamalar yapılmış. Millet evini satıp kredi kartı borcunu ödemeye mecbur bırakılırken milletin fitresini, zekatını almışlar, kendi reklamlarını yaptırmak için televizyon kurmuşlar. Bunu da din, iman adına yapmışlar. Ağızlarından bal akıyor. Bunlar olurken iktidarın haberi olmamış mı? Bunu yapan adamları Başbakan tanımıyor muymuş? Zaten bunu yapanlar Başbakan'a, siyasete destek olmak için yapıyor."
Baykal, Bakanlar Kurulu kararıyla Deniz Feneri Derneği'ne "kamu yararına çalışır" statüsü kazandırıldığını, daha sonra da vergi imtiyazı getirildiğini bildirdi.