Cumhuriyetin öncü kadınlardan, Atatürk’ün manevi kızı ve Türkiye’nin ilk kadın pilotu: Sabiha Gökçen

Kadınlara söz hakkı bile tanınmadığı bir dönemde Sabiha Gökçen dünyanın ilk kadın savaş pilotu olmayı başardı. İşte Cumhuriyetin öncü kadınlardan Sabiha Gökçen’in başarılarla dolu hikayesini sizler için araştırdık.

Kadınların cinsiyetçiliğe maruz kalmasına ne yazık ki zaman ya da mekan işlemiyor. Cinsiyet ayrımcılığı dünyanın diğer ucunda hatta “medeniyetin beşiği” olarak kabul edilen birçok yerde kadınların başına gelmeye devam ediyor. Cinsiyet ayrımcılığı konusunda ne yazık ki dünyanın pek çok yerinde çalışmalar devam etmektedir. Geçmiş zamanlarda bu ayrımcılık daha da fazlaydı. Kadınlar birçok konuda söz söyleme hakkı yoktu. Ancak zaman içerisinde bu algı yavaş yavaş yıkılmaya başladı. Kendi döneminde sesleri gür çıkan birçok başarıya imza atan ve gelecek nesillere ilham olan birçok kadın tarihin seyrini değiştirmeyi başarmıştır. Bunlardan bir tanesi Sabiha Gökçen olarak biliniyor. Kadınlara söz hakkı dahi tanınmadığı dönemlerde Sabiha Gökçen dünyanın ilk kadın savaş pilotu olmayı başardı. İşte cumhuriyetin öncü kadınlarından Sabiha Gökçen ve başarılarla dolu yaşamı...

Reklam
Reklam

Sabiha Gökçen 22 Mart 1913 tarihinde Bursa’da doğdu. Bursa Vilayet Başkatibi olan Hafız Mustafa İzzet Bey ile Hayriye Hanım’ın kızı olarak hayata gözlerini açtı. Edirne Deftardarı olan babası Hafız İzzet Bey, ‘Jön Türk’ olduğu gerekçesiyle Bursa’ya sürülmüştü. Gökçen’in annesi ve babası o henüz küçükken vefat etti. Dönem şartları nedeniyle hayatı büyük bir zorlukla geçti. Ancak Gökçen’in en büyük tutkusu okumaktı. 1925 yılında ise henüz 12 yaşındayken, Bursa ziyareti sırasında evlerinin yakınındaki Hünkar Köşkü’nde konaklayan dönemin Cumhurbaşkanı Atatürk’e ulaşmayı başardı ve okuma istediğini iletti.

Abisinin gözetiminde olan Sabiha için Atatürk öncelikle ebeveyni olarak gördüğü abisinden izin aldı ve onu evlat edindi. Sonrasında ise Atatürk ve Sabiha Ankara’ya doğru yola çıktı. Sabiha, Çankaya İlkokulu, Arnavutköy Amerikan Kız Koleji ve Üsküdar Amerikan Lisesi’nde eğitim gördü. Bu esnada ise 1934’te Soyadı Kanunu’nun çıkmasından sonra Mustafa Kemal Atatürk Sabiha’ya “Gökçen” soyadını verdi.

Reklam
Reklam

1935 yılında Türk Hava Kurumu’nun Türk Kuşu Sivil Havacılık Okulu’na girdi. Ankara’da yüksek planörcülük brövelerini aldı. Sabiha Gökçen, 7 erkek öğrenci ile birlikte Kırım Rusya’ya gönderildi ve Koktebel Yüksek Planör Okulu’nda yüksek planörcülük eğitimini tamamladı. Moskova’ya motorlu uçak okuluna gitmeyi planlıyordu. Ancak manevi kız kardeşi Zehra’nın ölüm haberini alınca bu düşünceden vazgeçerek ülkesine döndü.

Manevi kız kardeşinin ölüm haberinden sonra bir süre hayat küsen ve evine kapanan Gökçen, Atatürk’ün ısrarlarıyla yeniden havacılık çalışmalarına başladı. Eskişehir Havacılık Okulu’nda Savmi Uçan ve Muhittin Bey’den özel uçuş eğitimi aldı. 25 Şubat 1936’da ilk defa motorlu uçak ile uçmaya başladı.

Gökçen’in, uçuş eğitimde gösterdiği başarılardan dolayı, Atatürk kendisine şunları söyledi: “Beni çok mutlu ettin… Şimdi artık senin için planladığım şeyi açıklayabilirim… Belki de dünyada ilk askerî kadın pilot olacaksın… Bir Türk kızının dünyadaki ilk askerî kadın pilot olması ne iftihar edici bir olaydır, tahmin edersin değil mi? Şimdi derhal harekete geçerek seni Eskişehir’deki Tayyare Mektebi’ne göndereceğim. Orada özel bir eğitim göreceksin ”

Reklam
Reklam

O yıllarda kızlar askeri okullara alınmadığı için özel bir üniforma giydirilerek Eskişehir Uçuş Okulu’nda, 1936-1937 döneminde 11 ay boyunca özel eğitim aldı. Gökçen, brövesini aldıktan sonra Eskişehir’deki 1. Hava Alayı’nda altı ay görev yaptı, bu sırada Trakya ve Ege manevralarına katıldı.

1937 yılında Tunceli’de çıkan ayaklanmayı bastırmak için başlatılan Dersim Harekatı’nda görev yaptı. Hava saldırısı sahasında yer alan Gökçen, “Dünyanın ilk kadın savaş pilotu” unvanına kavuştu. 1937 yılında Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı’nın da katıldığı bir törenle kendisine Türk Hava Kurumu Murassa (İftihar) Madalyası verildi. 30 Ağustos 1937’de askeri uçuş brövesi aldı. 1938’de uçağıyla beş gün süren bir “Balkan Turu” yaptı. Ankara’da bulunan Balkan Paktı heyeti üyelerinin Sabiha Gökçen ile tanıştıktan sonra kendisine uçakla başkentlerine gelmeyi önermeleri üzerine bu tur fikri doğmuştu. Gökçen, Atatürk’ün arzusu üzerine bu turu yanına bir makinist dahi almadan, tek başına gerçekleştirdi.

Reklam
Reklam

İstanbul’dan havalandıktan sonra Atina’ya, ardından Sofya ve Belgrad’a gitti. Kendisine Yugoslav Genelkurmay Başkanı tarafından “Beyaz Kartal” nişanı verildi. İstek üzerine Bükreş’te bir gösteri uçuşu yaptıktan sonra 6. gün olan 22 Haziran’da İstanbul’a döndü. Bu Balkan turu, basının büyük ilgisini uyandırmış; her yerde göklerin kızı olarak anılmasına neden oldu.

Sabiha Gökçen, Atatürk’ün ölümünün ardından ise derin üzüntü yaşadı. Kadınların orduda görev yapmasına dair yasa çıkmadığı için ordudan ayrılmak zorunda kaldı ve Türk Kuşu Uçuş Okulu’na baş öğretmen olarak tayin edildi. Gökçen, 1940 yılında Hava Okulu’nda askeri coğrafya ve topoğrafya öğretmeni Üsteğmen Kemal Esiner ile evlendi ve eşine kendi soyadını verdi; ancak üç yıl sonra, 12 Ocak 1943’te eşini kaybetti.

1955 yılına kadar Türk Kuşu Uçuş Okulu’ndaki görevini başarılı bir şekilde sürdürdü. Hatta Türk Hava Kurumu yönetim üyesi oldu. Hayatı boyunca 22 değişik hafif bombardıman ve akrobatik uçuşa katıldı. Gökçen, 1953 ve 1959’da davet edildiği ABD’ye Türk toplumu ve Türk kadınını tanıtmak amacıyla gitti. Kendisi için büyük bir Amerika turu düzenlendi. Son uçuşu ise 1996’da 83 yaşında iken Fransız pilot Daniel Acton eşliğinde yaptı.

Reklam
Reklam

Türk uçuş tarihinin önemli isimlerinden biri olarak kabul edilen Sabiha Gökçen 22 Mart 2001 tarihinde 88 yaşındayken Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde kalp yetmezliği sebebiyle vefat etti.