İstihbarat raporlarına rağmen gerekli önlemelerin alınmadığı iddialarıyla gündeme gelen baskınla ilgili iki rütbelinin konuşması ihmalleri bir bir ortaya çıkartıyor. Referandumun yapıldığı gün gerçekleşen baskın uzun süre ihmal iddialarıyla tartışılmış ve şehit yakınlarının davalarıyla gündeme gelmişti.
İnternette 'terorihaneti.com' adlı sitede yayınlanan konuşmayı yapanların o dönem bölgede görev yapan Manisa İl Jandarma Komutanı Albay Vural Erol ile Kahramanmaraş İl Jandarma Komutanı Albay İsmail Cömert olduğu ileri sürülüyor. Komutanlar, Dağlıca'da aslında neler yaşandığını, saldırıyı önceden bildiren istihbarat raporunu, silah deposunda yangının nasıl çıktığını bir bir anlatıyor.
OLCAN RAPORA MÜDAHALE ETTİ
Çukurca'da 7 Mehmetçiği şehit eden TSK mayını olayı ve Balyoz soruşturmasında adı gündeme gelen dönemin Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Korgeneral Yurdaer Olcan ile ilgili şok ifadeler kullanılıyor. Harp Akademileri Komutan Yardımcısı olan Olcan'ın otopsilere müdahale ettiğini anlatan komutanlar, 'silahlar bozuk' iddialarıyla gündeme gelen Dağlıca'daki silahlık deposu yangını ile ilgili şu itiraflarda bulunuyor:
"Dağlıca olayında depo yanarken bir resim sızdı. Ve bunu bilen kimse yok. Süleyman Yüksel kendisi çekiyor ve Yurdaer Olcan'a veriyor. Bununla ilgili resmi bir açıklama yapan kimse yok. Dağlıca'dan sonra yandı ve avukatlar silahların kriminal incelemesini istemeye karar verdikten sonra yaklaşık 10 gün sonra depodaki silahların hepsi yandı. Silahlar arızalı falan. Ondan sonra birbirini vurmalar olmuş orda. Otopsiye de Yurdaer Olcan müdahale etmiş. Biliyorsun olayla ilgili hiç tahkikat açılmadı. Ama bütün o şeylere rağmen Korgeral oldu (Yurdaer Olcan). Araba aldı, karavan yaptırdı."
ADAM ÖLDÜ DİYE COZLADIYDIK
Albay İsmail Cömert, baskının ardından komutanların birbirine girdiğini şöyle anlatıyor: "O esnada Süleyman Yüksel(Yüksekova Tugay Komutanı-Tuğgeneral) ile dağ komando birbirine girdi. Azim Paşa Süleyman Yüksel'i dövmeye başladıydı. O sırada buna telefon açtılar gel diye geldi."
Ardından Albay Vural Erol, "O arada bul operasyonu yapmışlar siz mi yaptınız onu?" diye soruyor. Cömert'in "Orda adam ölmüş" demesinden sonra Erol "Öldü canım. Ya bizim eleman içindeydi ya bombalanırken. Adam öldü diye ne cozladıydık ya. Eleman gurubun içinde guruba bomba attırıyoruz. 'Şu masa kadar yerde' diyor sonra eleman geldi yanımıza 'şu masa kadar yerde 8 kişi saklandık' diyor."
KOMUTANIN HABERİ YOK
Dağlıca baskını olduğunda Yüksekova Jandarma Bölük Komutanı Mustafa Erhan'ın kendisini aradığını söyleyen Albay İsmail Cömert aralarındaki diyaloğu şöyle anlatıyor: "Dağlıca basılmış kan gövdeyi götürmüş o zaman seçim de var. Saat 5 gibi Mustafa arıyor. Komutanım Dağlıca'da köylüler niye oy kullanmadı?' Mustafa sen cins misin senin dünyadan haberin yok. Dağlıca'da kan gövdeyi götürüyor."
BASKIN İHBARI GENELKURMAY BAŞKANI'NA SUNULMUŞ
Albay Vural Erol, Dağlıca baskınından 12 gün önce Hakkari İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Zuhuri Atilla Ataalp'e her şeyi anlattıklarını söylüyor. Erol, Hakkari Jandarma Komutanı'nı uyardıklarını şu sözlerle aktarıyor: "Dağlıca basılmadan 12 gün önce - 9'unda- gelecekler Keritepe'yi basacaklar şeyi de taciz edecekler yani baskı altına alacaklar yani bütün olayı anlattık. Bunu Atilla Ataalp'in önüne. Bir köpürdü bize. Siz dedi örgütle ortak mı çalışıyorsunuz kardeşim dedi. Böyle şey yazılır mı dedi.
Dedik komutanım olacak bak. 250 kişi dersek dedi bunu kalabalık diyelim dedi. İyi kalabalık diyelim dedik. O duyumu Genel Komutan bizzat alıp Genelkurmay Başkanı'nın önüne koymuş. Şey demiş Genelkurmay Başkanı. Kardeşim demiş koskoca taburu basıyorlar hiç kimsenin haberi yok mu? Bu ne biçim istihbarat falan demiş. Ondan sonra Genelkurmay falan ayaklanmış. Bizim ki de (Işık Koşaner) çıkmış gitmiş. Harun Paşa anlattı. Sonra Yeşiltaşa çıktı."
Albay İsmail Cömert, Dağlıca'ya kuvvet gelemeyeceğini söylediğini ancak bunu bir türlü anlatamadığından şikayet ediyor. Saldırıda örgüt üyelerinin uçaksavar kullandığı iddiasını da şu sözlerle yalanlıyor: "Saldırıda örgüt 12.7'lik uçaksavarlar kullandı diye raporlara yazmışlar. İlgisi yok. Sonra örgüt doçka ağır olduğundan Amerikan yapımı 12.7'lik uçaksavarlar kullandı diye rapor tanzim ettiler. Gitti. Gittikten sonra ben de çıktım Süleyman Yüksel'e dedim.
Komutanım 12.7'lik uçaksavarlar Doçka'dan ağırdır. Nereden çıkartıyorsun, öyle şey mi olur dedi. Bi çıkardım bakın dedim. Namlu uzunluğu şu kadar fazladır. Şu şudur. Bu budur. Şöyle olduğunda ağırdır. Doçka hep ağır çıkıyor tamam mı? En son birleştirip atış haline geldiği zaman küt Amerikan şeyi bütün Amerikan silahları ağır basıyor. Sen bunu biliyor muydun? Biliyordum tabi. Bize niye söylemedin?"
İYİ TAKİP EDİN DEDİM KAPATTIM
Dağlıca'da Mehmetçik şehit düşerken kendisine haber verildiği anda neler yaptığını Albay Erol şöyle anlatıyor: "Hareket Merkezi önce beni aradı. Komutanım dedi Dağlıca'yı taciz ediyorlar. İyi dedim. 6 tane yaralı varmış dediler. 'İyi takip edin' dedim kapattım. 10 dakika geçmedi 'komutanım 6 şehit'. Ana dur lan ne oluyor falan dedim apar topar gittik" Cömert, çatışma yaşanırken merkezden alınan bilgileri ve yapılanları şöyle dile getiriyor:
"Yüksekova'nın yanlış bilgi vermesi. 12'yi çeyrek geçe saldırı başladı. Yirmi geçe ben Harekat Merkezi'yle görüşüyorum. Çatışma yoğun gidiyor. Herhangi istenen bir şey yok. Silahlı helikopter istedik. Ondan sonra çatışma başladı. Yaralı şehit sayısı yok. Saat 03.00'te Keritepe'ye ateş edilmiyor. Keritepe'den karşıya ateş edilmiyor. Keritepe telsizlere cevap vermiyor. Bizim Metin Yerlikaya (Yüksekova Garnizon Komutanı Kurmay Albay) dedi ki; 'Gitti benim alay komutanlığı gitti benim alay komutanlığı' Karadenizli bir müteahhit var ya onu aradı telefonla dedi "
Dağlıca basıldı gitti benim alay komutanlığı" sorabilirsiniz ona. Dedik komutanım gitmez bu dedik. Dağlıca 60 kişi. 60'ının da ölecek hali yok ya. Derken üsteğmen, sözleşmeli üsteğmen walkie-talkie ile bağlantı kurdu. 'Şehit var 6 tane. 10 kişi kayıp, 10 tane yaralı var'
KUM GİBİ TERÖRİST VAR
Ondan sonra Metin Albay tugay komutanını aradı, silahlı helikopter geldi. Helikopter dörde çeyrek kala falan geldi. Çeyrek kala veya çeyrek geçe. Çatışma ilk 12 çeyrekte başladı. Silahlı helikopter arttı. Silahlı helikopter artık nasıl sinirlendiyse Yüksekova'nın üstünde anaons etti: " Aşağıdakiler" dedi, 'Komutanlarınıza söyleyin burası kum gibi terörist kaynıyor, Şırnak'taki kobra kolunu da istesinler.' Ondan sonra şey gitti. Kobra kolu yola çıktı. Şırnak'tan o esnada. Hava aydınlanma şeyi yaralılar yok. Skorsky kalktı indi.
JÖH'ün (Jandarma Özel Harekat'ın) bir timini indirdi. Yaralıları aldı. Dolayısıyla bunlar Skorskyi bunlar silahlı helikopter sandı. Hiç çatışma olmadı, ondan sonra kalktı, ikinci defa gitti, şehitleri almaya, ondan sonra üff bir bastırdı herifler, helikopterlerin tamamı isabet aldı."
KOMUTANIM MAYIN DÖŞETTİRME DİYORUZ ANLAMIYOR Kİ HERİF
Albaylar, Dağlıca Tabur Komutanı Onur Dirik'in ihmallere rağmen korunduğunu söylüyor işte Cömert ile Erol arasında geçen konuşma:
V.E: Afyon'da lojistik destek bilmem ne komutanlığı varmış, kara kuvvetlerinde orad lojistik şube müdürü . Onun babası emekli tümgeneral Yaşar Büyükanıt'ın devresi.
İ.C:Bunun dedesi Atatürk'ün muhafızı.
V.E: Kazım Dirik
İ.C: Dağlıcayı yakmış, saldırı ve mayından sonra gidiyor Tugay Komutanına hitap ediyor. Bir insan ancak bu kadar bahtsız olabilir, bunlar senin şevkini kırmasın. Şimdi düşünün. Mesut Binbaşı Çukurca'daki mayına bastı. Helikopter kalktı, bir asteğmen 3 asker,4 şehit verdi değil mi?
V.E: 3 asker 3 korucu biri üsteğmen 6 şehit var.
İ.C: Mesut Sorgusuz sualsiz 21 gün sonra direkt hapsettiler..
V.E: Mesut Cihaner'i
İ.C: Tamam hapsetsinler orada 6 can gitmiş ama ötekinin (Onur Dirik) yaptıklarına bak. Adamlar deşifre ediyor, hepsi sızdırma, Metin Yerlikaya mayın döşettiriyor. Döşettikten 10 gün sonra dağ komandolar şeye gitti, bölük gitti, mayına bastı çocuk vücudunun yarısı yok. Etme tutma döşettirme komutanım diyoruz, anlatıyoruz anlamıyor ki herif...