Dünya Bankası Türkiye Direktörü Andrew Vorkink, Türkiye'de piyasalarda görülen dalgalanmaların, küresel dalgalanmalar ile birlikte birkaç ay devam edeceğinin görüldüğünü söyledi. Vorkink bu arada, bu tip dalgalanmaların Türkiye'de bir krize neden olacağını sanmadığını vurguladı.
Vorkink, Dünya Bankası'nın 2006 yılı Küresel Yaratıcı Kalkınma Fikirleri Yarışması çerçevesinde, Türkiye'den "Güneş Enerjisi ile Tuz Giderme ve Su Arıtma Projesi'yle ödül kazanan Roc Enerji Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Oğuz Çapan ile Dünya Bankası arasında imzalanan hibe anlaşması ardından soruları yanıtladı.
Türkiye ekonomisinin bugün, geçmişe oranla çok farklı özellikler taşıdığını ifade eden Vorkink, şöyle devam etti: "Her şeyden önce, çok daha sağlam bankacılık sistemi var. Bütçe çok daha güçlü konumda. Yüzde 6,5, hatta biraz daha üstünde faiz dışı fazla var. Enflasyon yüzde 60'dan yüzde 7'ye kadar düştü."
Vorkink, döviz kurunda 3 yıl öncesine göre iyi bir durum olduğunu ifade ederken, "öyle ani bir düşüş beklemiyorum. Cari açık yüksekti. Bu yıl da yüksek olacak" şeklinde konuştu.
Vorkink bu arada, "bankacılık sistemi, bütçe politikası ve Merkez Bankası'nın bağımsızlığı" gibi 3 sac ayağının güçlü olmasının, bu sefer krizin çıkmasına mutlaka engel olacağına vurgu yaptı.
Piyasaların belirsizliği sevmediğini ama Türkiye'de piyasaların aşırı tepki verdiğini düşündüğünü belirten Vorkink, Merkez Bankası'nın yarın yapacağı toplantıda nasıl bir tutum sergileyeceğinin önemli olduğunu, belki faiz oranlarında bir artışa gidilebileceğini söyledi.
Piyasalarda dalgalanmaların olacağını ama bunun oturacağına inandığını belirten Vorkink, "Bu dalgalamalar bir süre devam edecek sonra oturacak. Bu dalgalanmaların giderilmesi için uluslararası anlamda faiz oranlarının yönünün belli olması gerekiyor. Piyasalarda bu oturduktan sonra ancak bir sakinleşme ortaya çıkabilir. Faiz oranları büyük dalgalanmalara sebep olacak tek etken. Faiz oranları arttığı zaman borsa düşüyor. ABD'de faiz arttığı zaman para yükselen piyasalardan ABD'ye akıyor."
Belirsizlik işaretlerinin yanında istikrara yönelik bazı şeylerin de olduğunu ifade eden Vorkink, Türkiye'nin ihracatının yüzde 65'ini gerçekleştirdiği Avrupa Birliği'nde büyüme sinyallerinin olduğunu, bu durumun Türkiye'nin büyümesine katkı yapacağını belirtti.
Zaman içerisinde daha az pahalı YTL'nin Türkiye'de yabancı yatırımı artıracağını düşündüğünü ifade eden Vorkink, böylece yatırımcının aynı dövizle daha fazla hisse almasının mümkün olabileceğini kaydetti.