Dalgalı kur politikası süreek

ANKARA (İHA) - Merkez Bankası, 2002 ve 2003 yıllarında başta enflasyonla mücadele olmak üzere, ekonomik istikrarın sağlanması yolunda önemli kazanımların elde edildiğini açıkladı.

Merkez Bankası'ndan yapılan açıklamada, 2004 yılı para ve kur politikaları hakkında bilgiler verildi. 2002 ve 2003 yıllarında yaşanılan sürecin en önemli özelliklerinden birinin düşen enflasyonla birlikte yüksek büyüme hızlarına ulaşılması olduğu bildirilen açıklamada, "Bu sürece daha yakından bakıldığında ise büyüme dinamiklerinin, programda da öngörüldüğü gibi özel sektör ağırlıklı olduğu ve kalıcı bir nitelik taşıdığı görülmektedir. Diğer bir ifadeyle, enflasyonla mücadelede kararlılık, uygulanan sıkı para ve maliye politikaları ve bu sürecin yarattığı gelişmeler, özel sektöre dayalı bir büyümenin önünü açmıştır" denildi.

Reklam
Reklam

2002 ve 2003 yıllarında başta enflasyonla mücadele olmak üzere, ekonomik istikrarın sağlanması yolunda önemli kazanımlar elde edildiği hatırlatılan açıklamada, "Bu kazanımların korunması ve daha da ileriye götürülerek orta vadede kalıcı fiyat istikrarına ulaşılabilmesi, Merkez Bankası'nın temel hedefidir. Önümüzdeki dönem para politikaları bu amaç doğrultusunda belirlenmeye devam edilecek, enflasyonun gelecekte izleyeceği eğilimin hedeflerle tutarlı olması temel kriter olarak alınacaktır" ifadelerine yer verildi.

Merkez Bankası açıklamasında, 2002 ve 2003 yıllarında öngörülen enflasyon hedeflerinin tutması ile gerek 2004 yılı ve gerekse sonrası için, enflasyon hedefinin güvenilir bir nominal çapa olma özelliğinin önemli ölçüde arttığı kaydedildi. Para politikası kararlarında sadece enflasyona odaklanan bir parasal otoritenin, ekonomik birimlere açık ve anlaşılabilir sinyaller vererek güvenilirliğini artıracağı ve enflasyonla mücadelede başarılı olma şansını yükseltileceği vurgulanan açıklamada, "Bu yaklaşımın enflasyonla mücadelede ne kadar etkili olduğu Türkiye'de son 2 yıldır elde edilen sonuçlar dahilinde açıkça görülmektedir. Kaldı ki, dünyada fiyat istikrarını kalıcı olarak sağlamayı başarmış ülkelerde merkez bankalarının en belirgin ortak yönü, bağımsız olmalarının yanı sıra, politikalarının anlaşılır sinyaller ve sistematik davranışlar içermesidir" denildi.

Reklam
Reklam

DALGALI KUR POLİTİKASI Merkez Bankası'nın, finansal piyasaların istikrarını ve gelişmesini fiyat istikrarına ilişkin politikaların etkin yürütülebilmesi için destekleyici amaç olarak gördüğü belirtilen açıklamada, "Bu nedenle, yasal görevi fiyat istikrarını sağlamak olan Merkez Bankası, şimdiye kadar olduğu gibi, 2004 yılında da likidite politikasını fiyat istikrarı temel hedefi doğrultusunda gerçekleştirecek, uygulamaları ile finansal piyasaların gelişmesine ve istikrarına gereken katkıyı yapacaktır. Ekonomimizin giderek daha istikrarlı bir hale gelmesinde, ve iç ve dış şoklara karşı duyarlılığının eskisine kıyasla azalmasında dalgalı kur rejiminin önemli bir paya sahip olduğu çoğu kesimce artık kabul edilen bir gerçektir. 2001 yılında kimi çevrelerce 'bizde olmaz' denilen dalgalı kur rejiminin -ki dünyada yaklaşık 82 ülkede uygulanmaktadır- artık oturmaya başladığı görülmektedir. Aynı zamanda, sabit/öngörülebilir kur rejimlerinde bir politika aracı, dolayısı ile 'neden' olan döviz kurunun; şimdi ekonominin temelleri, uygulanan istikrar programı ve bekleyişlerin, özellikle de ödemeler dengesi bekleyişlerinin bir sonucu olarak ortaya çıktığı anlaşılmıştır. Bu noktada Merkez Bankası'nın kur politikasına ilişkin kamuoyunda kimi zaman tartışmalara neden olan iki noktaya bir kez daha açıklık getirmekte yarar görülmektedir" ifadeleri kullanıldı.
Merkez Bankası'nın döviz rezervlerinin güçlendirmeye devam edileceği belirtilen açıklamada, bankanın 2004 yılında da sınırlı kalmak kaydıyla kurlarda aşırı dalgalanma görüldüğünde alış ya da satış yönünde müdahalede bulunabileceği belirtildi. Açıklamada özetle şu ifadelere yer verildi:
"2004 yılında TL likidite ihtiyacının ortaya çıkması halinde normal repo ihaleleri ve gün içi repo ihalelerine başlanacak. Bankalar, döviz ve efektif piyasaları döviz depo piyasasında kendilerine katılan borçlanma limitleri çerçevesinde Merkez Bankası'ndan döviz deposu alabilecekler. Söz konusu piyasada kamu bankalarının TMSF bünyesindeki bankalardan devraldıkları depolara sınırlı olmak üzere aracılık işlemlerine devam edilecek."

Reklam
Reklam