VAN (İHA) - Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof., Dr. Ümit Tolluoğlu, Doğu Anadolu Bölgesi'nin jeolojik oluşumu itibariyle, bugün tüm dünyada kullanılan endüstriyel hammadde ve metalik madenler açısından çok zengin bir yapıya sahip olduğunu söyledi.
İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Tolluoğlu, özellikle günümüzde seramik ve cam sektöründe kullanılan distenin maddesinin yanı sıra mika, talk, profillit gibi minerallerle, mermer, kuvarsit ve pomzanın Doğu Anadolu Bölgesi'nin jeolojik yapısı içinde geniş bir biçimde yer aldığını söyledi. Hakkari'den başlayarak Malatya'ya kadar uzanan ve jeolojik anlamda Bitlis Masifi olarak adlandırılan litolojik birlik içinde feldispat, pirofillit, mika gibi minerallerin varlığı bilindiğini anlatan Prof. Dr. Tolluoğlu, Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki etkin volkanizma faaliyetlerinin sonucunda oluşmuş ve bugün, gaz beton, bims, ytong yapımında vazgeçilmez hammaddelerden olan pomza ve perlitin, bölgede çok fazla olduğu kaydetti.
Prof. Dr. Tolluoğlu, bugün dünyanın yaklaşık yüzde 70'lik bor rezervini bulunduran Batı Anadolu'nun volkanizma aktivitesi ve kayaç gruplarının istiflenme özelliklerinin, Doğu Anadolu Bölgesi'ndekilerle aynı olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Doğu Anadolu'daki bu jeolojik yapılar bugün dünyada stratejik öneme sahip olan bor minerallerinin bu bölge içinde olabileceğini gösteriyor. Bor maddenin bu bölgede olmama ihtimali bile gelecekteki ülke stratejilerinin belirlenmesi için büyük öneme sahip olduğu vazgeçilmez bir gerçek olarak görülmektedir. Dünyadaki bir çok ülkenin geçmişteki gelişiminde madencilik ve endüstriyel hammadde sektörünün ne kadar önemli olduğu bilinmektedir. Bir çok ülkenin sahip olduğu yer altı kaynaklarını kullanması ile sanayisi, ulaşımı ve ekonomik gücü gelişmiştir. Özellikle Doğu Anadolu Bölgesi'nde çok geniş bir yelpaze sunan ve her türlü kayaç grubunu görebildiğimiz jeolojik evrimi içinde yoğun bir şekilde oluşabilecek endüstriyel, metalik hammadde ile mineral ve kayaç gruplarının araştırılması gerekir. Üretime geçilmesi ise ülke ve bölge ekonomisinin gelişimine büyük katkılar sağlayacaktır".