Danimarka'nın zor sınavı

KOPENHAG (İHA) - Dönem Başkanlığı'nı gelecek hafta Danimarka'nın üstleneceği Avrupa Birliği'nin genişleme süreci önünde 4 büyük engel olduğunu belirten siyasi gözlemciler, bu sorunları, 'tarım teşvik politikalarının yeni üye ülkelere de uygulanmasıyla ilgili anlaşmazlık, Kıbrıs, Kaliningrad ve İrlanda referandumu' olarak sıraladı.

Tarım sübvansiyonları konusunun, bu 4 zorluk arasında genişleme sürecini en fazla tehdit eden sorun olduğunu vurgulayan gözlemciler, birlik bütçesine en fazla katkıda bulunan Almanya'nın, tarım teşviklerinin yeni üye 10 ülkeyi de kapsaması halinde, AB'ye ayıracağı bütçenin iki kat artarak yılda 20 milyar Euro'ya çıkmasından endişe ettiğini bildirdi. Gözlemciler, Almanya'da bir süre sonra genel seçimlere gidileceği dikkate alındığında, tarım sübvansiyonları konusunun, Başbakan Gerhard Shdoeder açısından kiritik önem taşıdığını kaydetti.

Reklam
Reklam

Siyasi gözlemcilere göre, genişleme sürecindeki diğer bir engel de Kıbrıs anlaşmazlığı. Adadaki iki toplum lideri Denktaş ve Klerides'in, BM gözetiminde ocak ayından bu yana karşılıklı görüşmelerde bulunduğunu hatırlatan gözlemciler, "Ancak buna rağmen güvenlik ve yetki paylaşımı konusundaki ciddi görüş ayrılıkları giderilebilmiş değil. Taraflar, ocak ayında görüşmelere başladıklarında, haziranda bir sonuca varma hedefi belirlemişlerdi" diyorlar.

İrlanda'daki referandumun ise bir diğer ciddi sorun olduğunu anlatan siyasi gözlemciler, İrlandalı seçmenin, 'genişleme sürecine hayır' diyen yaklaşımını değiştirmesi gerektiğini belirtti. Geçen yıl bu konuda yapılan referandumdan 'hayır' oyu çıkmasında, seçmenin, kurulması planlanan yeni Avrupa ordusuyla birlikte, İrlanda'nın 'tarafsızlık' kimliğini kaybedeceği yolundaki kaygılarının önemli rol oynadığını vurgulayan gözlemciler, Avrupa Parlamentosu Başkanı Pat Cox'un, bir süre önce Kopenhag'a yaptığı ziyaret sırasında, İrlandalılar'ın fikirlerini değiştireceklerinden emin göründüğünü savundu.

Reklam
Reklam

Kaliningrad sorununun da genişleme sürecini tehdit eden bir diğer faktör olduğunu bildiren siyasi gözlemciler, Moskova'nın, Sovyetler Birliği'nin çöküşüyle birlikte, Rus topraklarından coğrafi olarak bir anlamda kopan Baltık Yarımadası'ndaki Kaliningrad'da kendisine bir güvenlik koridoru açılmasını istediğini, AB'nin ise bu isteğe sıcak bakmadığını kaydetti.

Bütün bu engeller aşılıp, genişleme süreci tamamlanırsa, elde edilecek kazancın çok büyük olacağını ifade eden gözlemcilere göre, çünkü, genişleme sürecinin tamamlanmasıyla birlikte, Doğu ile Batı Avrupa arasında 'Soğuk Savaş' döneminden kalma kültürel, sosyal ve ekonomik uçurum ciddi ölçüde kapatılmış olacak.