Danıştay "sansürün" gerekçesini açıkladı

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun Başbakanlık'ın 13. Daire'nin yayın yasağının yürütmesinin durdurulması kararına yaptığı itirazın reddine ilişkin gerekçesi belli oldu.

Genel Kurul, dava konusu işlemin, durdurulan yayınların hangi tür yayınlar olduğu hususunu açıkça ortaya koymadığı, işlemin, yasağın kapsamı ve sınırları konusunda bir belirsizlik içerdiğine işaret etti. Gerekçede, "Anayasa ve yasaya göre yürütme organına istisnai olarak kullanılmak üzere tanınan 'yayınların yasaklanması' konusundaki yetkinin sınırlarının aşıldığı, böylece halkın bir olay hakkında bilgi edinme hakkının tüm yollarının kapatıldığı ve 'ölçülülük' ilkesinin ihlal edildiği sonucuna varılmıştır" denildi.

Reklam
Reklam

Gerekçeli kararda, itiraz dilekçesinde ileri sürülen hususların 13. Dairece verilen kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediği belirtildi.

Dava konusu işlemle getirilen yayın yasağının Anayasa ile güvenceye bağlanan düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü ile basın özgürlüğüyle bağlantısı nedeniyle öncelikle bu yönüyle değerlendirilmesi gerektiği belirtilen kararda, Anayasa Mahkemesi'nin Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen "hukuk devleti" tanımlamasına yer verildi.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) "ifade özgürlüğünü" düzenleyen 10. maddesine de atıfta bulunulan kararda, bu çerçevede, Anayasa'nın AİHS'nin hükümleriyle AİHM kararlarının birlikte değerlendirilmesinden düşünceyi açıklama özgürlüğüne getirilecek sınırlamanın yasa tarafından öngörülmesi, meşru bir amaç taşıması demokratik toplum için zorunla olması ve ölçülü kullanılması gerektiğinin anlaşıldığı vurgulandı.

Karara katılmayan 11. Daire Üyesi Selçuk Hondu, yayın yasağının yasayla öngörüldüğü, bu yasaya dayanılarak tesis edilen işlemin, olay, yer ve tarih itibariyle sınırlarının belli olduğunun anlaşıldığını, itirazın kabul edilmesi gerektiğini savundu.

Reklam
Reklam

Danıştay 13. Dairesi, dava konusu kararın iptal istemini daha sonra esastan karara bağlayacak.

AA