Darbe girişimi sırasındaki hareketli anları anlattı! "Sık ulan şerefsiz!" Hulusi Akar'dan 15 Temmuz gecesi hakkında çarpıcı sözler

15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden 7 yıl geçerken dün yıl dönümünde dönemin genelkurmay başkanı Hulusi Akar o gece yaşananları anlatarak bir kez daha hafızaları tazeledi. 15 Temmuz öncesi aldıkları bilgiler üzerine birtakım tedbirler aldıklarına değinen Akar, "Aldığımız tüm tedbirlere rağmen aldığımız bilgiler sızdırıldı, panik halinde buna kalkıştılar" dedi. Akar'ın "Emir subayım silah doğrulttu. 'Sık ulan şerefsiz!" diye bağırdım" sözleriyle anlattığı anlar da dikkat çekti.

FETÖ'nün kalkıştığı darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlanmasının üzerinden 7 yıl geçti. Türkiye'nin 251 şehit verdiği o gün akşam saatlerinde makam odasında bulunan dönemin genelkurmay başkanı Hulusi Akar "Ben tek başıma çalışırken kapı çalındı, Mehmet Dişli geldi 'Darbe girişimi oluyor başımıza geçer misiniz?' dedi. Şiddetle mukabele ettik, bağırdık, çağırdık, küfür ettik. O günlerde darbe havası söz konusu değildi. 'Çıldırdınız mı?' dedik" diyerek o anları anlattı.

“PANİK HALİNDE BUNA KALKIŞTILAR”

Hulusi Akar, tv100 ekranlarında 15 Temmuz gecesine dair şunları anlattı:

Reklam
Reklam

"17-25 Aralık'tan önce F Tipi, PYD, FETÖ gibi birtakım bilgiler ortaya çıkmaya başlamıştı. Biz de TSK olarak burada bir sıkıntı olduğunu gördük, tedbirlerimizi almaya başladık. MİT, emniyetin istihbaratı, savcılıkla, basın mensuplarıyla işbirliği yaptık. Görevimiz sırasında işlem yapmadığımız herhangi bir duyum yok. Hiyerarşi dışı bir oluşumdan bahsedildiği zaman biz buna işlem yaptık. 15 Temmuz'dan sonra bu çok daha yaygın bir şekilde yapılmaya başlandı. Büyük bir dikkat ve hassasiyetle yaptık. Bizde hiyerarşi esastır. Hiyerarşi dışında herhangi bir varlığı kabul etmemiz söz konusu değildir. Buna aykırı ne varsa bizim bunlara karşı tedbir almak mecburiyetimiz var. Eğer herhangi bir şekilde bu 15 Temmuz'la muhatap olmasaydık Yüksek Askeri Şura marifetiyle birçok konuyu temyize çıkaracaktı. Her şeyin MİT tarafından ispatlanması mümkün olmuyor. Aldığımız tüm tedbirlere rağmen aldığımız bilgiler sızdırıldı, panik halinde buna kalkıştılar.

"MİLLETİMİZ TANKLARI DAHİL HEPSİNİ DURDURDU"

Bütün bunları yapan darbe teşebbüsüne karşı, necip milletimiz Sayın Cumhurbaşkanımızın direktifiyle ilerleyerek şahlandı ve eli kanlı terör örgütüne geçit vermedi. Türkiye yüzyılının, demokrasinin kahramanları buna engel oldular. Dünyada hiç örneği olmayacak şekilde kahraman insanımız, tank dahil hepsini durdurdular, bu bizim için övünç kaynağı. Cumhurbaşkanımızın o girişimde bulunması, bu hain darbe girişiminin akamete uğramasına neden oldu.

Reklam
Reklam

"O GÜNLERDE DARBE HAVASI YOKTU, 'ÇILDIRDINIZ MI?' DEDİK"

Yüksek Askeri Şura çalışması yaparken bir haber aldık. O günkü ikinci başkanımız, MİT'ten bir bilgi geldiğini, bir operasyon yapılacağını, MİT müsteşarının alınacağını söyledi. Biz hemen toplantıyı kesip Hakan beyi aradık, Kara Kuvvetleri komutanımızla beraber durumu değerlendirdik. Biz de havadaki araçları indirme ve bütün uçuşları durdurma kararı aldık. O sırada Hava Kuvvetleri Komutanı, İstanbul'da bir düğünde. Bu tür operasyonlarda kullandığımız yerler Harekat Merkezleri. Bu merkezler 7 gün 24 saat çalışırlar. Bu talimatı verdikten çok kısa süre sonra bütün birliklerimize bu talimat ulaştı. Bu çalışma devam ederken Ankara Garnizon Komutanımıza talimat verdik, zırhlı araç çıkmasın diye. Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak, kara havacılık komutanlığına gidiyor. Herhangi bir sorun olmadığı konusunda bizi bilgilendiriyor. Bizim oradaki konuşmalarımıza hainlerin sızdığını anlıyoruz ki bunlar gece yarısı yapacakları darbe girişimini erkene alıyorlar. Ben tek başıma çalışırken kapı çalındı, Mehmet Dişli geldi 'Darbe girişimi oluyor başımıza geçer misiniz?' dedi. Şiddetle mukabele ettik, bağırdık, çağırdık, küfür ettik. O günlerde darbe havası söz konusu değildi. 'Çıldırdınız mı?' dedik.

Reklam
Reklam

"'SIK ULAN ŞEREFSİZ' DİYE BAĞIRDIM"

Biz tepki gösterince emir subayım silah doğrulttu. Büyük bir hiddetle 'Sık ulan şerefsiz!' diye bağırdım. Ellerinde sert bir şeyle bayıltmaya çalıştılar, ona tepki gösterdik. Elimize naylon kelepçelerle bir şey yapmaya çalıştılar. Bizi alıp helikoptere bindirdiler, nereye götürdüklerini söylemediler. Daha sonra ben oranın Akıncı Üssü olduğunu öğrendim. Helikopterde sağa sola tekme attık. Orada gelip 'Biz darbe yapıyoruz, ülkeyi kurtaracağız. İsterseniz sizi hocamızla görüştürebiliriz' dediler, reddettik. 2 sayfalık bir bildiriyi yüzümüze okudular. Gitmeden önce 2 rekat namaz kıldık."

Anahtar Kelimeler: