Darbeci askerlerin Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'nda silahlandırıldığının ortaya çıktığı ifadelerde, darbe talimatının Genelkurmay Başkanlığı'ndan faks ile geldiği, telefonla aranarak da teyit edildiği belirtildi.
Özel Kuvvetler Komutanlığı'nı ele geçirmeye çalışırken gözaltına alınan ve dün ifade verdikten sonra tutuklanan bazı askerlerin ifadesine ulaşıldı. Tutuklanan askerler ilk ifadelerinde, darbe girişiminin nasıl gerçekleştiği anlattı. ÖKK Ana Karargah Harekat ve Eğitim Şube Müdürü Ümit Bak, ifadesinde şunları anlattı:
Darbe talimatı, 15 Temmuz 2016 günü saat 21.30'da Genelkurmay Başkanlığı tarafından Gölbaşı Özel Kuvvetler Komutanlığına gönderilen yazılı - fakslı imzalı mesaj emri geldi. Birinci mesajda, 'ülkede olağanüstü hal yaşandığından dolayı gerekli tedbirlerin alınmasına yönelik mesaj emri Piyade Kurmay Albay Osman K. (Türk Silahlı Kuvvetleri Komuta Kontrol Amiri) tarafından imzalı olarak gönderildi. İkinci mesajda Tuğgeneral Mehmet Partigöç (Genelkurmay Personel Daire Başkanı) imzalı mesaj emrinde yeni Özel Kuvvetler Komutanı olarak Tuğgeneral Semih Terzi'nin (1. Özel Kuvvet Komutanı) görevlendirildiğini, hali hazırda ÖKK Zekai Aksakallı'nın bu görevden alınarak Kara Kuvvetleri Komutanlığı emrine görevlendirildiği bildirilmiştir.
Üçüncü mesajda, yazının altında 'Yurtta Sulh Komitesi Başkanı' imzalı ad belirtilip belirtilmediğini tam olarak hatırlamıyorum. Bu mesajda, tüm Türkiye'deki Sıkıyönetim Komutanlıkları, Bakanlıklar ve diğer kamu kurumlarına yapılan görevlendirilmeler, aynı zamanda TSK'nın yeni komuta yapısı belirtiliyordu. Liste halinde görevlendirilen kişilerin görevleri ve isimleri ayrı ayrı belirtilmiştir. Önce ne olup bittiğini netleştirmek için ilk mesajın geldiği TSK Komuta Kontrol merkezini aradım ve teyit aldım.
-BEN ORAYA GELİYORUM, EMNİYETİ SAĞLA, İÇERİ İLERİ GELEN KOMUTANLARDAN KİMSEYİ ALMA-
O gün Ankara'da Genelkurmay Karargahında 'terörle mücadele toplantısını' ÖKK'dan ben Tümgeneral Zekai Aksakallı ve Albay Fırat Çelik ile diğer katılanlarla yaptık. Saat 19.40 civarında toplantı bitti, ÖKK'ya döndük. Tümgeneral Zekai Aksakallı da evine gidecekti. Ben bu durumu bildiğim için kendisini Özel Kuvvetler Vardiya Amiri Mehmet Ali Çelik'e aratarak bilgi vermesini söyledim. 'Bilgi verdik' dedi. Cevaben Vardiya Amiri, 'Tümgeneral Zekai Aksakallı'ın gerekli tedbirlerin alınmasını söylediğini aktardı. Tümgeneral Zekai Aksakallı nöbetçi amirini arayarak 'Ayrıca içeriye sadece Tuğgeneral Semih Terzi'nin alınmasını ve başka hiçbir generalin alınmamasını emrettiğini' söylemiş, o da bana aktardı.
Bu sırada ben de Silopi'de bulunan Tuğgeneral Semih Terzi'yi telefonda aradım. 'Ben oraya geliyorum. Kışlanın emniyetini sağla. İçeriye de ileri gelen komutanlardan kimseyi almayın, gerekirse gerekeni yapın' dedi. Bunun üzerine emniyet tedbirlerini aldık, kapıya zırhlı araç gönderdik. Nizamiyeye dışarıdan gelen birlik komutanlarının girişlerini engelledik. Bunun üzerine Zekai Paşa beni birliğin telefondan arayarak 'Nizamiyeye gelecek olan Okul Komutanı Albay Ömer Faruk Bozdemir ve Kurmay Başkanı Kurmay Albay Erdinç Kocayanak'ı içeriye almamı' emretti; ben de ona ikinci gelen mesajı okuyarak kendisinin görevden alındığını, yerine Tuğgeneral Semih Terzi'nin görevlendirildiğini; Semih Terzi'yi arayarak teyit ettirip ondan bahsettiğim aldığım emri ilettim.
-ÖZDEMİR, SEMİH TERZİ'NİN KORUMA EKİBİ TARAFINDAN VURULARAK ÖLDÜRÜLDÜ-
Aksakallı bu emirlerin hepsinin geçersiz olduğunu, Genelkurmay'da bir grubun emir komutayı ele geçirmeye çalıştığını, dolayısıyla bu emirleri dinlemem gerektiğini, kendisinin emirlerini yapmam gerektiğini söyledi. Durum değerlendirilmesi yaparak Genelkurmay'dan gelen 3 yazılı emri uygulamaya karar verdik. Yani Zekai Paşanın değil, Semih Paşa'nın emrini uygulamaya, mevcut olan durumu korumaya, geldiğinden yeni emirler verdiğinde de yeni emirleri uygulamaya karar verdik. Geleceği söylenen kişiler geldi onları içeri almadık.
Tuğgeneral Semih Terzi, Silopi'den Diyarbakır'a helikopter ile Diyarbakır'dan Etimesgut Askeri Havaalanına askeri uçak ile oradan da Özel Kuvvetler Komutanlığı helikopteriyle gece 02.30 sıralarında Gölbaşı Özel Kuvvetler Karargahına ulaştı. Ben helikopter pistine giderek kendisini karşıladım. Helikopter pistinden karargaha (55 metre mesafe) yanında 10 kişilik bir koruma ekibi ile yürüyerek ilerken, tam karargah binasının basamaklarına gelmiştik ki, Kışla Komutan Koruma Astsubay Nöbetini Tutan Başçavuş Halis Özdemir tarafından tabanca ile vurularak yaralandı. Ben o sırada yanındaydım. Ateş eden Halis Özdemir, Semih Terzi'nin koruma ekibi tarafından vurularak öldürüldü. Semih Paşanın bu görevini devralmasını istemeyen birileri tarafından yani bu faaliyetinin düzenlendiğini Halis Özdemir'in de bu yüzden ateş ettiğini düşünüyorum.
-TELEFONU KAPAT SENİ ESİR ALIYORUZ-
Semih Terzi yere düşmüştü. Terzi'ye ilk müdahale burada yapıldı ardından da GATA'ya sevk edildi.
Daha sonra Nizamiye Bölgesinde emniyet personelinin içeriye zorla girme teşebbüsünde bunulması nedeniyle karşılıklı havaya taciz anlamında ateş açılmıştır. Bu ateş açılma sırasında içeriye girmeye çalışan gruptan bir Astsubay başından vurularak yaralanmış. Hiçbir personele kişileri vurmaya yönelikte emir vermedim. Vurulanın hastanede olduğunu biliyorum. Karşılıklı silah atışı sabaha kadar devam etti. Çatışan birlik personeli orada maalesef kurtulamayarak şehit oldu. Bizim öngörümüz yukarıda bahsettiğim 3 kişi ile birlikte aldığımız ortak karar gibi Semih Paşa gelecek, emri ve komutayı sevk idare edecekti. Semih Paşa ile gelen tabur personelinden 6-8 tanesi karargahta kaldı ben kendilerine karargah binasının emniyetini sağlama görevini verdim.
Daha sonra Tümgeneral Zekai Aksakallı'nın, karargahın ele geçirmesi ve personelin esir alınması talimatını verdiğini anladım. Ben emirleri verdikten sonra odama gitmiştim. Olayları orada koordine ediyordum. Bu personelin içinde 3 kişi, ikisi piyade tüfeği ve biri tabanca ile odama geldi. Ben o sırada telefon ile konuşuyordum. Silahı bana doğrultarak 'telefonu kapat seni esir alıyoruz. Bizimle binan alt katına gel' dediler.
Koridorda durması için görevlendirdiğim Başçavuş Nedim Şahin onların odama girdiğini görünce, arkadan geldi. Birinin silahını elinde almaya yeltendi. O arada elinde tüfek bulunan kişiyle, Nedim'in müdahale ettiği kişi, ikisi birden ateş ederek Nedim Şahin'i odamda öldürdü. Beni 'ellerini havaya kaldır kaçmaya teşebbüs edersen seni öldürürüz' diyerek alt kata indirdiler. Alta kata indiğimizde vardiya amiri ve icra astsubayının da esir alındığını gördüm. Askerler bizi yere yatırdılar, kelepçe taktılar sabaha kadar bekledik. Sabah Özel Kuvvetle Komutanı Tümgeneral Aksakallı kışlaya gelerek emir komutayı devraldı.
SEN PARALELCİSİN
Özel Kuvvetlerde 10. Senemi tamamladım. Bu süre içerisinde de Doğuda terörle mücadeleye etkin olarak katıldım. 3 yıl NATO'da görev yaptım. FETÖ ile bir irtibatım yoktur. Örgüte sempatim de yoktur. ÖKK Tümgeneral Zekai Aksakallı ile kurduğum iletişimde verilen emrin doğru olmadığını öğrenmişsem de Genelkurmayı aradığımda teyit edilmesi nedeniyle bu emri uyguladık.
Tümgeneral Aksakallı'yla emri tebliğ ederken ve bugün görevi Özel Kuvvetler Komutanı olarak devir alırken bana 'sen benim emrimi dinlemiyorsun. Sen FETÖ'cülerin emrini dinliyorsun, sen paralelcisin' dedi. Ben de bu iddiaları hiçbir şekilde kabul etmiyorum. Ben FETÖ'cü değilim. Sadece Genelkurmay Başkanlığı tarafından verilen yazılı emri uyguladım. Anayasanın koyduğu düzeni ortadan kaldırmaya ve bu düzen yerine başka bir düzen yerine geçirmeye teşebbüs etmedim."
-BANA TATBİKAT OLACAĞI SÖYLENDİ-
Özel Kuvvetler Komutanlığında görevli asker Osman Çolak, ifadesinde şunları anlattı:
"Sezgin isimli üsteğmen bana 15 Temmuz'da 21.30 civarında tatbikat olacağını söyledi. Üsteğmenin arabası ile Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'na gittik. Burada askerlere kamuflaj, hücum yeleği, silah ve mühimmat dağıtıldı. Daha sonra kendi birliğimize dönmemiz söylendi, bizde 3 araç ile birliğimize döndük. Nizamiyeye geldiğimizde bize havadan bir helikopter ateş etti. Nizamiyenin emniyetinin almamız söylendi. Bizde aldık. Ben herhangi bir yerden darbe talimatı olmadım. Herhangi bir terör örgütü ile bağlantım ilgim yoktur. Kimseye ateş açmadım. Sadece geri çekil emri geldiğinde havaya ateş açtım. Semih Terzi Paşayı hiç görmedim tanımıyorum."
-TOKİ'DEKİ EVDE GÖREVİMİZ ANLATILDI-
ÖKK'da Özel Kuvvet İhtisas Kursunda Kursiyer Piyade Teğmen Bilal Tosun'un da ifadelerinde şunlar yer aldı:
"Kursum bitmişti eski birliğimden ilişimi kesip göreve henüz başlamamıştım. Beni özel numaradan kendisini bilmediğim biri arayıp 'Engin Kaya teğmenin talimatlarına uy' dedi. ÖKK'da Engin Kaya yanıma geldi, akşam baskın olacağını, koruma görevimiz olacağını söyleyerek, 'akşam 16.30 'da AŞTİ'de buluşalım' dedi. TİM Komutanı Sezgin Güney'in yanına TOKİ'deki eviren gittik. Orada koruma görevini nasıl yapacağımız anlatıldı. Oradan da Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayına gittik ve mühimmat aldık. ÖKK'da nizamiyeyi tutmamız kimseyi içeri almamamız talimatı verildi. Nizamiyede bekledik gelenlere baktık bizim gibi normaller. Sezgin Üsteğmen nöbetçi amirliğinden içeri girmek istenirse havaya ateş açılmasını istedi. Gelenler içeri girmek isteriler zorlamaları artında ben de diğer arkadaşlarım gibi havaya ateş açtım. Fethullahçı terör örgütü ile bir bağlantım yoktur. Tümgeneral Semih Paşanın geleceğini söylediler. Ben vatanımı milletimi seven birisiyim bu olayların içerisine cahilliğimden katılmış oldum, bilinçli değildim, ben vatanımı koruduğumu sanıyordum." (ANKA)