Darbenin Önlenmesinde Kilit Görev Yapan Er 'takdir Belgesi' Ile Terhis Oldu

Yaprak KOÇER/SAMSUN, İzmir'de, 2'inci Jandarma Komando Tugay Komutan Vekili Jandarma Albay Semih Okyar'ın habercisi olarak vatani görevini yapan Samsunlu Er Emre Ev'in 15 Temmuz gecesi yaptıkları, Balyoz Davası mağduru emekli Jandarma Kurmay Albay Mustafa Önsel 'Aşil'in Topuğu FETÖ'nün o gecesi' adlı kitabında yer aldı. Kitapta, 2'inci Jandarma Komando Tugay Komutan Vekili Jandarma Albay Semih Okyar'ın habercisi Er Emre Ev'in darbe girişimi sırasında komutanından aldığı emirleri harfiyen yerine getirerek önemli görev yaptığı anlatıldı.
TÜM ARAÇ VE CEPHANELİKLERİN ANAHTARLARINI TOPRAĞA GÖMMÜŞ
Kitapta Er Emre Ev'in, bazı komutanların Tugay'da toplantı yaptıklarını ve darbeden söz ettiklerini komutanı Albay Semih Okyar'a anlatttığı yer aldı. Bunun üzerine Jandarma Albay Semih Okyar'ın emri ile Emre Ev'in Tugaydaki bütün zırhlı ve diğer araçların tamamının anahtarlarını, ayrıca silahların bulunduğu cephaneliklerin anahtarlarını alıp kimsenin görmeyeceği bir şekilde toprağa gömdüğü belirtildi. Ayrıca yine komutanının emri ile tugayda bulunan yaklaşık 150 komando askeri alarak, tugay dışındaki ormanlık alana götürüp askerlerin geceyi burada geçirmelerini sağladığı anlatıldı. Kitapta, yaşanan bu gelişmelerin ardından darbeci komutanların tugaydan kaçtıkları kaydedildi.
TAKDİR BELGESİ ALDI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a Marmaris'teki otelde suikast girişiminde bulunan ve ardından kaçan özel timin yakalanması için yapılan operasyona da katılan Er Emre Ev'e, bu nedenle takdir belgesi verildi.
Vatani görevini tamamlayıp 2 Kasım'da memleketi Samsun'a dönen ve mesleği bilgisayar teknisyenliği olan Emre Ev, kitabı alıp kendisi ile ilgili yazılanları okuduğunda şaşırıp gururlandığını söyledi. Evmre Ev 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını şöyle anlattı:
"O gece komutanımın bana verdiği emirleri yerine getirdim. Önce tugaydaki bütün zırhlı ve diğer araçların anahtarlarını ve cephaneliklerin anahtarlarını toplayıp tugayda kimse görmeyecek şekilde toprağa gömüp sakladım. Ardından 150 komandoyu komutanımın emriyle tugayın arkasındaki dağda ormanlık alana götürdüm ve sabaha kadar burada bekledik. Hiçbir olaya karışmadık. Tugaydaki diğer komutanlar emir verecek hiç bir asker ya da kullanacakları hiç bir silah bulamadılar. Gün ışıdığında Türkiye'de neler olduğunu daha açık bir şekilde gördük. Belki de olabilecek kötü olayları komutanımızın emriyle önledik. Kitapta ismim ve soy ismim verilerek yaşadığım olayların anlatılması beni gururlandırdı. Benim en çok gururlandığım olay komutanlarımın beni takdir etmesi. Bunu hayatım boyunca unutmayacağım. Çocuklarıma torunlarıma anlatacağım bir gurur oldu benim için."