Son dakika: Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, 2023 yılı hedefleri programında konuştu. Bakan Nebati, "21 Kasım 2022’de devreye aldığımız 5 ton altın karşılığında ihraç edilen Darphane Altın Sertifikalarına bireysel yatırımcılarımız büyük bir ilgi gösterdi. Bu teveccühün ardından bugün de 10 tonluk ikinci altın sertifikası ihracına bugün çıkıyoruz." dedi.
Açıklamasının devamında enflasyon mesajı da veren Bakan Nebati, "2022 Kasım ayında düşüşe başlayan enflasyonun bu eğilimi Aralık ayında artarak devam etti. Böylece, yılsonu tüketici enflasyonu OVP’de hedeflediğimiz rakamın da altında gerçekleşerek yüzde 64,3 oldu. 2023 yılında enflasyondaki düşüş devam edecektir" diye konuştu.
Bakan Nebati'nin açıklamasından satır başları:
Bir yılı aşkın bir süre evvel yatırımı, istihdamı, üretimi ve ihracatı odağımıza aldığımız Türkiye Ekonomi Modelini hayata geçirdik. Modelimiz kapsamında hayata geçirdiğimiz politikaların sonuçlarını ve 2022 yılı bütçe gerçekleşmelerini tüm ayrıntılarıyla sizlerin kamuoyunun huzurunda değerlendirmek üzere sizlerle bir araya gelmiş bulunuyoruz.
Türkiye Ekonomi Modeli ile önemli bir başarı hikayesi yazdık. Nitekim küresel enflasyonun tarihi yüksek seviyelerde seyrettiği, taşımacılık maliyetlerinin hızla yükseldiği, son yüzyılın en zor yıllarından biri olan 2022 yılında makroekonomik göstergelerin tamamına yakınında başarı elde ettiğimizi vurgulamak isterim. Bu açıdan 2022 çok özel bir yıl olmuştur.
Biraz sonra sizlere Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde 2022 yılında dünyanın en başarılı ülkelerinden biri olan Türkiye’nin bu başarısını açıkça ortaya koyan ekonomik göstergelerine ilişkin rakamları tek tek paylaşacağım.
Daha müreffeh ve daha güçlü bir Türkiye için Türkiye Yüzyılına kararlı adımlarla ilerlediğimizi hepinizin huzurunda tam bir inançla ifade etmek isterim.
Türkiye Ekonomi Modelinin temel politika araçlarını; TL tasarrufların özendirilmesi, selektif kredi politikası ve yatırım ortamının iyileştirilmesi olarak belirlemiştik. Bu politika araçlarının etkin kullanımıyla birlikte dengeli ve sürdürülebilir bir büyümeyi hedefledik. Modelimizi tasarlarken amacımız kapsayıcı bir yaklaşımla yatırımları, istihdamı, üretimi, ihracatı ve verimliliği artırmak, cari işlemler dengesinde fazla vermek ve fiyat istikrarını kalıcı bir şekilde temin etmek olmuştur.
2022 yılında TL tasarrufları artırmak, finansal istikrarı güçlendirmek ve finansal derinliği artırmak üzere başta Kur Korumalı Mevduat ve Katılma Hesabı olmak üzere birçok yeni adımı devreye aldık. Böylece, kısa bir sürede Döviz Tevdiat Hesaplarında Cumhuriyet tarihindeki en yüksek düşüşe imza attık.
2022 yılının ikinci yarısından itibaren de döviz kurlarında istikrarı sağlarken finansal istikrarı da sağlamlaştırdık. Finansal istikrarın güçlendirilmesi; TL’nin reel olarak değer kazanmasını da beraberinde getirmiştir.
TL’ye olan cazibeyi artırmak için ayrıca 6,6 milyar TL’ye ulaşan Gelire Endeksli Senet ihraç ettik ve DİBS ile temettü gelirlerinde stopaj indirimi yaptık.
Türkiye Ekonomi Modeli kapsamında finansal araçlarda çeşitlendirme ve finansal sistem dışındaki âtıl tasarrufların finansal sisteme kazandırılması amacıyla, 21 Kasım 2022’de devreye aldığımız 5 ton altın karşılığında ihraç edilen Darphane Altın Sertifikalarına bireysel yatırımcılarımız büyük bir ilgi gösterdi. Bu teveccühün ardından bugün de 10 tonluk ikinci altın sertifikası ihracına bugün çıkıyoruz.
Altın sertifikası ihraçlarımız, Altın Tasarruf EkoSistemi ve Altın Dönüşümlü KKM uygulamasıyla 2022 yılında altın rezervlerimizin 129 ton artırılmasına katkıda bulunduk.
Sadece altın rezervlerimizin değil brüt rezervlerimizin de 129 milyar dolar ile son 8 yılın en yüksek seviyesine ulaşmasına katkı sağladık. Brüt rezervimizin 2022 yılında bir önceki yıla göre 18 milyar dolar artış kaydetmesinde; KKM hesaplarının 1,4 trilyon TL’ye ulaşması, 11 milyar dolar tutarında Eurobond ihracı yapmamız ve ihracatımızın rekor seviyeye yükselmiş olması
etkili olmuştur.
Rezervlerimizdeki artışa ilaveten Borsa İstanbul’daki yatırımcı sayımızın 1,4 milyon kişi artmasıyla yatırımcı tabanımızı genişlettik. Son bir yılda borsa şirketlerinin piyasa değeri yüzde 184 artışla 6,2 trilyon liraya ulaşmıştır.
Halka arzları vergisel açıdan teşvik ederek, şirketlerimizin 19,3 milyar liralık ek finansmana erişimine imkan sağladık. Böylece, 2022 yılında 40 yeni şirket Borsa İstanbul’da işlem görmeye başladı.
Türkiye borsa performansıyla gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan ülkelerden olumlu ayrıştı. Böylece, Borsa İstanbul 2022 yılında dolar bazında yüzde 111 ile en yüksek getiriyi sağladı.
Yatırım, girişim sermayesi ve gayrimenkul yatırım fon büyüklükleri de sermaye piyasamızın derinleşmesi konusunda kat ettiğimiz mesafeyi açıkça ortaya koyuyor.
Bireysel Emeklilik Sistemini de hızla büyütüyoruz. Ülkemizde özel tasarrufların yükseltilmesi hedefi doğrultusunda 2022 sonunda, Otomatik Katılım Sistemi dahil Bireysel Emeklilik Sistemindeki toplam fon büyüklüğü yüzde 76 artışla yaklaşık 430 milyar TL’ye ulaşmıştır. 18 yaşından küçüklerin BES’e dâhil edilebilmesi ve 2022 yılı Ocak ayında yürürlüğe giren yüzde 30 Devlet katkısı uygulaması neticesinde 2022 sonunda, toplam katılımcı sayısı 1,3 milyon artışla yaklaşık 15 milyon kişiye ulaşmıştır.
Sigortacılığın diğer bir alanı olan Türk Katılım Reasürans AŞ’yi kurmak suretiyle katılım ekosistemini daha da güçlendiriyoruz.Türk Katılım Reasürans AŞ’nin yurtdışı katılım sigortacılığıyla entegrasyonunu artırıyoruz. Katılım esaslı fonların özel emeklilik sistemindeki payının artırmasını destekliyoruz.
Bahsettiğim TL cinsi tasarrufların çeşitlenmesine ilaveten, stratejik ölçütlere dayalı ve etkin borçlanma politikaları sayesinde kamu borç yönetimi alanında da önemli kazanımlar elde ettik. 2022 yılında bir önceki yıla göre iç borçlanmanın ortalama vadesini 17 ay uzatarak 70 aya yükselttik; maliyetini ise 14,9 puan azaltarak yüzde 10,7’ye düşürdük.
Küresel finansman imkanlarının sıkılaştığını ve dünyada faiz oranlarının arttığını eminim takip ediyorsunuzdur. Uluslararası sermaye piyasalarındaki gelişmekte olan ülke ihraçlarının bir önceki seneye göre neredeyse yarıya düştüğü 2022 yılında, bizler, hedeflediğimiz 11 milyar dolar tutarında yurtdışı tahvil ihracını başarıyla tamamladık. Böylece, zorlu piyasa koşullarında en yüksek ihracı gerçekleştiren gelişmekte olan ülke olmayı başardık.
Vatandaşlarımızın yaşam kalitesini iyileştiren ve kritik önem taşıyan kamu projeleri için uluslararası kuruluşlarla yakından çalışmaya devam ediyoruz. Dünya Bankası, çeşitli uluslararası finans kuruluşları ve ticari bankalar vasıtasıyla 3,5 milyar dolarlık yurtdışı finansman temin ettik
Küresel finansal koşulların sıkılaştığı böyle bir dönemde ülkemize yönelik uluslararası yatırımların artırılmasında, birçok ülkeden mevkidaşlarımız ve uluslararası kuruluşların üst düzey yetkileriyle bir araya gelerek Türkiye Ekonomi Modeli ve ülke ekonomimiz hakkında bilgi vermemiz önemli oranda etkili olmuştur.Toplantılarımızı büyükelçiliklerimizde ve uluslararası kuruluşlarda yaptığımızı sizlere hatırlatmak isterim.
Modelimizin önemli sacayaklarından biri olan selektif kredi anlayışıyla ve Hazine Destekli Kefalet Sistemiyle 116 milyar lira kredi imkânı oluşturduk.
Selektif kredi yaklaşımımızın bir sonucu olarak imalat sanayi öncülüğünde kullandırılan ticari kredi büyümesi 2021 yılının 25 puan üzerine çıkarak yüzde 36,1 seviyesine ulaşmıştır.
Bu yüksek tutardaki ve orandaki ticari kredilerimizi güçlü bankacılık sektörümüz sayesinde işletmelerimize sağlıyoruz.
Malumunuz, bankacılık sektörümüzün sermaye yeterlilik rasyosu yüzde 19,3 ile yüzde 8 olan yasal asgari oranının oldukça üzerindedir. Yabancı para net genel pozisyonu kaynaklı kur riski bulunmayan sektörün tahsili gecikmiş alacak oranı da 2022 yılında azalmaya devam ederek yüzde 2,2 gibi oldukça düşük bir seviyede gerçekleşmiştir.
Ülkemizdeki bankaların Tahsili Gecikmiş Alacak oranının diğer gelişmekte olan ülkelerden daha düşük bir seviyede olduğu bilgisini de sizlere paylaşmak isterim.
TL cinsi tasarrufları çeşitlendirerek, yatırım ortamını iyileştirerek ve selektif kredi sağlayarak; Türkiye Ekonomi Modelimiz ile daha dengeli, daha sürdürülebilir ve daha güçlü büyüyoruz. Büyüme potansiyelimizin artması açısından önem arz eden makine ve teçhizat yatırımlarında kesintisiz büyüme süreci 12 çeyreğe çıktı.
2022 yılında küresel pazarlardaki yavaşlama ve paritenin olumsuz etkilerine rağmen ihracatımız 254,2 milyar dolarla rekor seviyeye ulaştı. 2022 yılının ilk üç çeyreğinde gerçekleşen büyümenin yüzde 60’ı makine ve teçhizat yatırımları ile net ihracattan kaynaklanmıştır.
Ülkemizdeki makine-teçhizat yatırımları salgın öncesine göre yaklaşık yüzde 68 artarken, ABD ve Avrupa Birliği’ndeki artış sınırlı düzeyde kalmıştır.
Makine teçhizat yatırımlarında dünyadan ayrışan Türkiye, 9 çeyrektir aralıksız büyüme performansıyla da dünyadan pozitif ayrışmaktadır. 2022 yılının ilk üç çeyreğinde kaydettiğimiz yüzde 6,2’lik güçlü ve dengeli büyümeyle G-20 ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ekonomilerden biri olduk.
Biz bu yüzde 6,2’lik büyüme oranını küresel ekonominin zorlu bir dönemden geçtiği ve küresel resesyon riskinin giderek yükseldiği bir dönemde gerçekleştirdik. 2022 yılında küresel büyüme tahminleri aşağı yönlü revize edilirken Türkiye’nin büyüme tahmini yukarı yönlü revize edilmiştir.
2022 yılının ilk üç çeyreğinde ülke ekonomimizin performansını diğer ülkelerle kıyasladığımızda çok berrak bir tablo ortaya çıkmaktadır. Bu dönemde Çin bizim yarımız; ABD ve Almanya ise yarımızdan da düşük bir oranda büyüme kaydetmiştir.
Yüksek büyüme performansımızın etkisiyle 2022 yılında kişi başına gelirimiz 10 bin dolar seviyesini aşacağını öngörüyoruz. Ki bu, Orta Vadeli Program tahmininizin de üzerindedir.
2023 yılında da kişi başına gelirimiz inşallah daha da yükselerek 12 bin doların üzerine çıkacaktır.
Türkiye Ekonomi Modelimiz ile büyümede kırdığımız rekorları sağlam bir zemin üzerine inşa ediyoruz. Bu zeminin önemli bir parçası üretimdir. Nitekim sağladığımız desteklerle sanayi katma değerinin GSYH’deki payı da önemli artış kaydetti. Bu oran 2022 yılının ilk üç çeyreği itibarıyla yüzde 27’yi aşmış durumdadır.
Salgın öncesine göre üretimimizi yüzde 20 artırdık. Bu üretim artışı AB’nin 5 katına, ABD’nin ise 7,5 katına tekabül etmektedir.Salgın döneminde küresel tedarik zincirlerinde yaşanan sorunları avantaja dönüştürerek üretimdeki başarımızı ihracat artışlarıyla taçlandırıyoruz.
Rusya-Ukrayna Savaşıyla birlikte oluşan tüm kötümser beklentilere rağmen, bacasız sanayide de tarihi zirveleri görüyoruz. Turizmde en yüksek performans kaydettiğimiz 2019 yılında turizm gelirimiz 39 milyar dolar iken, 2022 yılında 51,5 milyon ziyaretçi ile 46 milyar dolar gelir elde etmeyi bekliyoruz.
Rekor tazeleyen ihracat ve turizm gelirleri sayesinde 2022 yılı Kasım ayı itibarıyla enerji ve altın hariç cari fazla 2021 yılına kıyasla 14,3 milyar dolar iyileşerek 51,3 milyar dolara ulaştı. Enerji fiyatlarındaki normalleşmeyle birlikte enerji ve altın dahil cari işlemlerde de tatmin edici rakamlara ulaşacağız.
Küresel emtia fiyatlarındaki artış, 2021 yılı sonundaki kur hareketi ve tedarik zincirlerindeki kırılmaların sonucunda maalesef 2022 yılını yüksek bir enflasyon ile geçirdik. Diğer taraftan, 2022 Kasım ayında düşüşe başlayan enflasyonun bu eğilimi Aralık ayında artarak devam etti. Böylece, yılsonu tüketici enflasyonu OVP’de hedeflediğimiz rakamın da altında gerçekleşerek yüzde 64,3 oldu. 2023 yılında enflasyondaki düşüş devam edecektir.
2022 yılı Aralık ayı itibarıyla sadece tüketici enflasyonunda değil üretici enflasyonunda da gerileme gördük. Böylece TÜFE-ÜFE makası oldukça daraldı. Bu fark 2022 yılı Ekim ve Aralık ayları arasında 72 puandan 33,5 puana geriledi. Bu suretle üretici fiyatlarının TÜFE üzerindeki baskısı giderek azalmaktadır.
Enflasyonun son dönemde gerilemesinde,küresel düzeyde emtia fiyatlarındaki normalleşme de etkili oldu. Bu normalleşmede Sayın Cumhurbaşkanımızın izlediği Lider Diplomasisi sayesinde tahıl koridorunun açılmasının etkisi yüksek oldu. Biz de tahıl koridorunun etkin işlemesinde üzerimize düşeni yaptık.
Kritik önem arz eden alanlarda faaliyetlerin aksamadan devam etmesi amacıyla sigorta teminatı bulunamayan riskler ile özellik arz eden riskler için Özel Riskler Yönetim Merkezini (ÖRYM) aktif hale getirdik.Bu merkez, Bakanlığımızın kefaletleri ile başta tarım ithalatçıları olmak üzere,özel havayolu şirketlerine,enerji sektöründe hizmet veren kuruluşlara ve armatörlerimize sigorta teminatı sunmuştur.
Bu ve benzeri adımlarla sadece enflasyonun düşüşüne katkı sağlamadık, aynı zamanda vergi politikalarımız yoluyla enflasyonun vatandaşımız üzerindeki olumsuz etkilerine karşı önemli adımlar attık. Bu kapsamda, 2022 yılında 290,4 milyar TL vergi gelirinden vatandaşlarımız lehine vazgeçtik.
Büyüme, yatırım ve ihracat artışları sayesinde ülkemizde istihdam edilen kişi sayısı Kasım itibarıyla 31,6 milyon kişiyle tarihi yüksek seviyeye ulaşmıştır. İstihdam artış hızı ABD ve Avrupa Birliğinde salgın öncesi döneme göre yüzde 1,5’e ulaşmazken, ülkemizde yüzde 12’lik artış kaydedilmiştir.
Hedefimiz sadece istihdam artışı sağlamak değil, aynı zamanda tüm kesimleri de işgücü piyasasında daha etkin kılmaktır. Çünkü biz insan odaklı politikalar uyguluyoruz.Buna göre, 2022 yılı Kasım ayı itibarıyla kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 36,4 ile en yüksek seviyesine ulaştı ki bu tüm zamanların en yüksek seviyesidir.
Gençlerimizi de pek çok yönden çeşitli program ve projelerle destekliyor, genç girişimcilerimize uygun imkanlar sunuyor ve gelir vergisi istisnası tanıyoruz. Uyguladığımız bu ve benzeri politikalar ile genç işsizlik oranı Kasım itibarıyla 2016 yılı Mart ayından bu yana en düşük seviyesine inmiştir.
Türkiye Ekonomi Modeli ile bir çok makro ekonomik göstergede rekorlar kıran ülkemizin brüt dış borç stoku 440 milyar dolar seviyelerinde yatay seyretmiştir. GSYH’ye oran olarak ise brüt dış borç stokumuz gerilemeye devam ediyor. 2022 yılı üçüncü çeyrek itibarıyla 2021 yılına göre söz konusu oran yaklaşık 2,2 puan azalmıştır.
2022 yılında toplam borçluluğumuzu da azalttık. Böylece, diğer ekonomilerle aramızdaki makas ülkemiz lehine daha da açılmıştır. Biz 2021 yılına kıyasla toplam borçluluğumuzu GSYH’ya oran olarak 23 yüzde puan azaltırken, gelişmekte olan ekonomilerde bu oran artış kaydetmiştir.
Hane halkı, reel sektör, kamu ve finansal sektörün borçlarının GSYH’ye oranında da birçok ülkeye göre oldukça sağlam durumdayız.
Şimdi de kamu maliyesinin en önemli göstergesi olan bütçe gerçekleşmelerini sizlerle paylaşacağım. Peşinen ifade edeyim; 2022 yılı bütçe sonuçları yüzümüzü güldürüyor. Geleceğe umutla bakmamızı sağlıyor.
Makro göstergeler açısından son derece başarılı bir yıl olan 2022 senesinde toplam bütçe giderimiz 2 trilyon 941 milyar lira, bütçe gelirimiz ise 2 trilyon 802 milyar lira olarak gerçekleşti ve bunun sonucunda bütçe açığımız yılın tamamında sadece 139,1 milyar lira oldu. Ayrıca, toplamda 171,8 milyar lira faiz dışı fazla verdik. Dolayısıyla, küresel ekonomide sert türbülanslar yaşanırken, ülkemiz 4 yıllık aradan sonra 2022 yılında yeniden faiz dışı fazla vermeyi başardı.
Böylece, bütçe öngörümüzden 139,3 milyar, OVP hedefimizden ise 322,1 milyar lira daha düşük bir bütçe açığıyla seneyi kapatmış bulunuyoruz.
Orta Vadeli Programda 131,4 milyar lira faiz dışı açık tahmininde bulunmuştuk. 2022 yılında sağladığımız yüksek bütçe performansıyla bu açığı telafi ettiğimiz gibi 171,8 milyar lira faiz dışı fazla vermeyi de başardık. Bu durum mutluluğumuzu ikiye katladı.
Bildiğiniz üzere bütçe açığımız GSYH’nın yüzde 3,5 seviyelerinde gerçekleşeceğini öngörmüştük. OVP’de ise bu oranı yüzde 3,4 olarak revize etmiştik. Bazı uluslararası kuruluşlar ise bizim tahminlerimizin çok çok üzerinde yüzde 5-6 ları bulan bir bütçe açığı beklemekteydiler.
OVP’de ilan ettiğimiz Gayri Safi Yurtiçi Hasıla rakamı esas alındığında, bütçe açığının GSYH’ye oranının yüzde 1 olarak gerçekleşeceğini görüyoruz. Ancak, öyle ki GSYH gerçekleşmelerinin OVP beklentilerimizden daha yüksek seviyede olacağına ilişkin öncü göstergeler, bütçe açığımızın da yüzde 1’in altında gerçekleşeceğini işaret ediyor. 2022 yılındaki tüm zorlu koşullara rağmen son 20 yılın en iyi bütçe performanslarından birini yakaladık. Bu yüksek performans, kesinlikle çok önemli bir başarıdır.
Küresel ve bölgesel gerginliklere, emtia ve fiyatlar genel seviyesindeki artışlara rağmen bir yandan vatandaşlarımızı ve ekonomimizin tüm paydaşlarını güçlü bir şekilde desteklerken diğer yandan mali disiplinden geri adım atmadık. Ülkemiz, bütçe açığının GSYH’ye oranında, gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ekonomiye göre çok daha olumlu bir performans göstermiştir.
Bu yıl sadece bütçe açığını düşürmekle kalmadık, mesnetsiz bazı iddiaların tam aksine faiz harcamalarının bütçe içindeki payını da azalttık.2022 yılı başlangıç bütçesinde yüzde 13,7 olarak öngörülen faiz giderlerinin bütçe içindeki payını yüzde 10,6’ya düşürdük.
Şimdi gelelim 20 yıllık dönemde kamu maliyesinde gerçekleştirdiğimiz başarılarımıza. Yıllardır koruduğumuz sağlam duruşumuz sayesinde 2002 yılında yüzde 11,1 seviyesinde devraldığımız bütçe açığının GSYH’ye oranını, 2022 yılında yüzde 1’e düşürmüş durumdayız.
2002 yılında faizin bütçe içerisindeki payı yüzde 43 iken 2022 yılında bu oran yüzde 10,6’ya düşmüştür. 2002’de toplanan her 100 liralık verginin 85,7 lirası faiz harcamalarına giderken 2022 yılında sadece 13,2 lirası faiz harcamalarına gitmiştir.
Uyguladığımız mali disiplin ve etkin borç yönetimi sonucunda AB tanımlı Genel Yönetim Borç Stokunun GSYH’ye oranı 2002 yılında yüzde 71,5 iken, 2022 yılı üçüncü çeyrek itibarıyla yüzde 34,8’e kadar düşürdük. Bu oran 2021 yıl sonuna göre 7 puan gerilemiştir. Mezkur oranın yılsonunda OVP tahminimizin de altında gerçekleşeceğini öngörüyoruz. Hatırlatmak isterim ki AB üyesi ülkelerin borç stokunun GSYH’ye oranı ise tam yüzde 86,4 seviyesindedir.
Şimdi, bütçe gerçekleşmelerinin biraz detayına girmek istiyorum. Giderlere baktığımızda, gerçekleşmeler OVP tahminimizin 192 milyar altında kalırken, faiz hariç giderler ise 173 milyar lira altında gerçekleşmiştir. Bütçe giderlerinin geçen yıla kıyasla en fazla artış gösterdiği harcama kalemlerinin; cari transferler, personel giderleri, yatırım harcamaları ve borç verme alanlarında olduğunu görüyoruz. Peki, bu alanlarda neden bu kadar artış meydana geldi kısaca bu hususlara değinmek istiyorum.
Kamu görevlilerimizin ve emeklilerimizin aylıklarında önemli artışlar yaptık. Sağlık hizmetlerinde verimliliği artırmak hedefiyle kayda değer düzenlemeler gerçekleştirdik. Mahalli idarelere aktardığımız kaynakları artırarak vatandaşlarımıza yerelde sunulan hizmetlerin de kalitesinin artırılmasını sağladık.
Ülkemizin büyüme potansiyelini artıracak yatırımlara daha fazla kaynak ayırdık. Yüksek oranlı enerji sübvansiyonları sağladık.
Tarım sektörü yatırımları, kredi sübvansiyonları ve müdahale alımları ile tarımsal KİT destekleri için ilave harcamalar yaptık. Sosyal amaçlı harcamalara ayırdığımız kaynağı daha da artırdık. Bizler şeffaf bir şekilde 85 milyonun her birinin alın teri olan vergileri, yine milletimizin hizmetine sunmak için gecemizi gündüzümüze katarak çalışmaya devam edeceğiz.
Gelelim gelirlerimize. 2022 yılı gelir performansımız son derece güçlü gerçekleşti. 2022 yılsonu itibarıyla; Merkezi yönetim bütçe gelirleri 2 trilyon 802 milyar lira, vergi gelirleri ise 2 trilyon 353 milyar lira olmuştur. Böylece, OVP’de öngördüğümüz Bütçe Gelir tahminimizi aşmış bulunuyoruz. Bu güçlü performans, son dönemde vatandaşımızı desteklemek amacıyla yaptığımız düzenlemelerin gelir azaltıcı etkisine rağmen yakalanmıştır. Bu son derece önemlidir.
Vergi türleri itibarıyla baktığımızda en güçlü gerçekleşme yüzde 185 artışla kurumlar vergisinden kaynaklanmıştır.Böylece, kurumlar vergisinin vergi gelirleri içerisindeki payını yüzde 21,6’ya çıkarttık.
Bu güçlü performansı yakalarken vergi yükümüzü artırmadık, tam tersine önemli ölçüde düşürdük.Ülkemiz OECD içinde en düşük vergi yüküne sahip 5 inci ülkedir. Dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payını yüzde 42’ye düşürdük. Böylece son 19 yılda vergi gelirleri içinde dolaylı vergilerin payını 5 puan azaltmış olduk.
Bir diğer önemli konu ise mükelleflerimize yaptığımız vergi iadeleri. Vergi iadelerimiz, topladığımız net vergi gelirlerimizin yaklaşık yüzde 15’ini oluşturmaktadır. Bakın, 2022 yılında 350,8 milyar lira vergi iadesi yaptık. 2021 ve önceki 4 yılın iade artış hızı ortalama yüzde 30 civarında iken 2022 yılında iadeler, bir önceki yıla göre yüzde 107 oranında muazzam bir artış göstermiştir. Sadece bu veri bile bizim yatırım yapanın üretenin ihraç edenin yanında olduğumuzun en somut göstergesidir.
Geçtiğimiz yıl neler yaptığımızı hep birlikte hatırlayalım.2022 yılında asgari ücrette yüzde 94,6, kamu görevlilerinin ve memur emeklilerinin aylık ve ücretlerinde yüzde 85,5, SSK ve BAĞ-KUR emekli aylıklarında yüzde 78,6’lık artışlar gerçekleştirdik.Ek gösterge düzenlemeleriyle yaklaşık 5,3 milyon memur ve memur emeklimizin mali haklarında önemli iyileştirmeler sağladık. Sağlık çalışanlarımızın ve öğretmenlerimizin mali haklarında ciddi artışlar yaptık.
Vergi alanında; işçimizden, çiftçimize; esnafımızdan, sanayicimize ve ihracatçılarımıza kadar her kesime yönelik reform niteliğindeki tarihi düzenlemeleri de hayata geçirdik. 2022 yılı başından itibaren asgari ücreti tamamen vergi dışı bıraktık. İşverenlerin elektrik, doğalgaz ve ısınma giderleri için çalışanlarına yapacakları 1.000 Liraya kadar ödemeleri gelir vergisinden istisna ettik.
Elbette bunlarla da kalmadık, vatandaşlarımızın alım güçlerini desteklemek ve enflasyonla kararlı mücadelemiz kapsamında çok önemli KDV indirimlerini de hayata geçirdik. Temel gıda ürünlerinden tarım makinelerine kadar çok geniş bir yelpazede KDV oran indirimlerini uygulamaya aldık.
Bu süreçte, az önce belirttiğim gibi uygulamakta olduğumuz Türkiye Ekonomi Modeli çerçevesinde büyüme potansiyelimizi artıracak yatırım, istihdam, üretim ve ihracat alanlarına güçlü vergisel destekler sunmaya devam ettik. Bu kapsamda; ihracatçı ve imalatçı şirketler için kurumlar vergisini 1 puan indirdik. Yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerde çalışanların ücret ödemelerini gelir vergisinden istisna ettik. Makine-teçhizat yatırımlarına vergisel desteklerimizi güçlendirdik. Yatırım teşvik sisteminde firmalarımızın yatırıma katkı tutarlarına erişimini hızlandırdık. İşletmelerimizin öz kaynak kullanımını vergisel açıdan teşvik ettik.
Belirtmek isterim ki bir taraftan vergisel teşvikler verirken, diğer taraftan vergide adaleti artırmak ve kayıtdışı ekonomi ile mücadele etmek için 2022 yılında vergide denetim faaliyetlerini de önemli ölçüde artırdık.
2021 yılında 342 bin mükellef denetlenirken, geçtiğimiz yıl 1,1 milyon mükellefi analiz ve incelemeye tabi tuttuk.
Ekonomide kayıtdışı ile mücadeleyi artırmak için 2023-2025 dönemini kapsayan Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Eylem Planını paydaşlarımızın görüşleriyle oluşturduk.
Finansman destekleriyle ekonomimizin bel kemiği olan esnaf ve sanatkârlarımızın hep yanında yer aldık. Bu kapsamda, 2022 yılında yaklaşık 91 milyar lira Hazine faiz destekli kredi kullandırdık.
Ayrıca 2021 yılından önce kullandırılan kredilerde Hazinemizce 2,8 milyar liralık ilave destek sağladık. Hazine faiz destekli kredi tutarını 150 milyar liraya yükselttik. Genç girişimcilere kullandırılan sıfır faizli Hazine destekli kredi limitini 300 bin liraya; bu kredilerde aranan yaş sınırı da 30'dan 35'e çıkardık.
Tarımı bir milli güvenlik meselesi olarak değerlendiriyor ve üreticilerimizi desteklemeye devam ediyoruz. Bu çerçevede,
2022 yılı tarımsal destek bütçemizi 39,7 milyar TL seviyesine çıkardık.
Hububata 2023 yılında ödenmesi öngörülen mazot ve gübre desteği hak edişlerini 2022’de ayni olarak kullandırmaya başladık.DSİ tarafından TOKİ’ye yaptırılan tarımsal sulama kanallarının finansmanına yönelik uzun vadeli kredi imkânı sağladık. Tarımsal üretimde kullanılan Hazine faiz destekli kredilerin tamamında üst limitleri yükselttik.
Uluslararası emtia fiyatlarındaki önemli artışların oluşturduğu maliyetlere karşın, 2022 yılında doğal gazda mesken abonelerine yüzde 80, KOBİ abonelerine ise yüzde 69 oranında destek sağladık. Benzer bir şekilde, elektrikte mesken abonelerini yüzde 60 sübvanse ettik. Tarihimizin en büyük doğal gaz keşfi olan Karadeniz Sakarya Gaz Sahasındaki gazın kullanıma sunulması için çalışmalara da hızla devam etmekteyiz.
2023 yılı bütçemiz ile ilgili bazı hususlara değinmeden geçmeyeceğim. 2023 yılında; doğal gaz ve elektrik tüketimlerinde sübvansiyona devam ediyoruz. Kamu görevlilerinin ve memur emeklilerinin aylıklarında ilave refah payı vererek Ocak ayında yüzde 30 artış sağladık. Temmuz ayında ayrıca artış yapacağımızı da hatırlatmak isterim. En düşük emekli aylığını 5.500 liraya yükselttik. Yakında EYT ve sözleşmeli personelin kadroya alınmasına ilişkin düzenlemeleri tamamlayacağız. 62
Türkiye Ekonomi Modelinin sağladığı güçlü büyüme sayesinde çok şükür bütçemiz de kasamız da sağlam durumdadır. Kamu maliyesi göstergelerinde bozulmaya bugüne kadar izin vermedik, bundan sonra da vermeye niyetimiz yoktur. Türkiye Ekonomi Modelinin sağladığı potansiyel sayesinde OVP’de açıkladığımız 2023 yılı bütçe hedeflerine ulaşma noktasında herhangi bir şüphemiz söz konusu değildir.
Türkiye Yüzyılına emin adımlarla ilerlerken Bakanlığımızın yeni gündem maddelerini de oluşturduk. Konut piyasasına yönelik olarak Yeni Evim Projesi’ni hayata geçiriyoruz. 2023 yılında yatırım, istihdam, üretim ve ihracatı önceleyen, üretkenlik odaklı vergi politikaları uygulamalarımıza devam edeceğiz.
1 Milyon İstihdam Projesi’yle nitelikli iş gücünün oluşması ve işverenle iş gücünün buluşmasını sağlamayı sürdüreceğiz. Yeşil, sosyal ve sürdürülebilir alanlar için yeşil tahvil ihracı planlıyoruz. İşletmelerimizin finansman ihtiyaçları için 200 milyar TL kefalet ile 250 milyar liralık kredi imkanı sunuyoruz. Bir hafta içinde esnafımıza ve çiftçilerimize finansmana erişim için verdiğimiz müjdeleri hatırlatmak isterim. Bu müjdelere ilaveten bu paket, birçok kesimin finansmana rahatlıkla erişebilmesini sağlayacaktır.
Finansal mimari çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ülkemizin vizyon projelerinden olan Togg’a yönelik kamu alım garantisini de hayata geçiriyoruz.
Rakamlar ortadadır. 2022 yılında yani tüm ekonomilerin adeta sarsıldığı bir dönemde dahi, elde etmeyi başardığımız bu kazanımlar, Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde devreye aldığımız Türkiye Ekonomi Modeli’miz ve attığımız isabetli adımlar sayesinde gerçekleşmiştir. Modelimizin henüz ilk yılında, ekonomimizde kaydettiğimiz önemli mesafe, geleceğe çok daha umutla bakmamızı sağlıyor.
Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun hayat bulmasında, Türkiye Ekonomi Modelimizin kritik katkılar sunacağına dair inancımız aldığımız sonuçlarla birlikte çok daha güçlenmiştir.Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü ve vizyoner liderliği, milletimizin sağlam iradesi ve her birimizin katkısıyla, çok daha müreffeh yarınlar hepimizin olacak, sonuçta ülkemiz ve milletimiz kazanacaktır.