Davutoğlu AYM'nin Dündar ve Gül kararı ile ilgili konuştu

Başbakan Ahmet Davutoğlu, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Davutoğlu, Dündar ve Gül'ün tahliyelerini de yorumladı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun konuşmasının satır başları şöyle:

"MİT haberlerinde bir casusluk söz konusu. Esas itibariyle konu Bayırbucak Türkmenleri'ne gönderilen yardım malzemeleriyle ilgilidir. Konu iki gazetecinin görüş beyan etmesi değildir.

Ortada açıkça Türkiye Cumhuriyeti devletine yönelik bir faaliyet söz konusudur.

Bununla ilgili gizli kalması gereken belgeleri yayınlayarak tekrar konuyu gündeme getirerek, belgeleri yayınladılar. Politikamızı eleştirebilirler ama dünyanın her yerinde devletin güvenliği söz konusu ise bu operasyonun gizliliği garanti altına alınmıştır. Bu belgeleri onlara verenleri amaçları açıktır."

Reklam
Reklam

'TUTUKSUZ YARGILAMANIN ESAS OLDUĞUNU SÖYLEMİŞTİM'

"Tutuksuz yargılamanın esas olduğunu söylemiştim. Şimdi ortada yürüyen bir dava var, yapılan müraacatı değerlendirdik, bireysel başvuru hakkını biz getirdik. Pişman da değiliz. Davanın esası gizli belgeleri ifşa etmek suretiyle bir dava sürüyor. Bunun basın özgürlüğü davası olarak yansıtılması yanlış."

"Gizli belgeleri açıkladılar. Yargı süreçleri tamamlanmadan Anayasa Mahkemesi’ne başvurulamaz. Bütün süreçleri tamamlanıp son olarak Anayasa Mahkemesi'ne gidebilir. AYM’nin yetkisini aşan bir tutum var. Hepimizin bilmesi gereken husus var ki, hepimizi sınırlayan bir anayasa var. Yürüyen bir davaya müdahil olunmuş görüntüsü hakkı kimsede yoktur."

"Bütün yargı süreci AYM'ye bağlanamaz. Davayı etkilemeye kimsenin hakkı yok. Hukuki sistem hepimizi sınırlar, herkes riayet edecek. Siyasiler eleştiriden azade değilse yargı da değildir. Mahkemelerin kararı eleştirebilir. Temek hukuk prensiplerine herkesin saygı göstermesi esastır. Bireysel başvuru için ilkeler konulmalı. Yetki aşımı olacaksa doğru tanımlanmalı."

Reklam
Reklam

'TAVİZ VERMEYİZ'

"Sokağa çıkma yasağı kaldırıldı. En başından söyledim, taviz vermeyiz. Kimin elinde silah varsa o silahı bırakıncaya kadar gereken yapılacaktır. Sokağa çıkma yasağının uzun sürmesi, teröre bulaşmamış vatandaşlarımızın zarar görmemesi içindir. Çağrıda bulunuyoruz; içeride olanlar çıksınlar. Sivil vatandaşsa zaten çıkabilirler, suçlular teslim olsunlar. Mutlaka operasyon yapmak için bir adımımız yok. Nerede kamu düzenini tehlikeye sokacak alanlar varsa operasyon yapıyoruz ve 'teslim olun' çağrısı yapıyoruz."

"Demirtaş’ın nasıl halkı teşvik ettiğini herkes biliyor. Nice olaylarda devleti katil tanımladığını biliyor, bunlar Demirtaş’ın sicilidir. Diyarbakır’da provokatif açıklamalarına devam ediyor. Bunların ağzından silahı bırakın sözünü duydunuz mu? Oraya gideceklermiş de yürüyeceklermiş de. Bunların meselesi teröristlerle işbirliği yapmak. İzin vermeyiz, söylediklerimizin ne kadar ciddi olduğunu herkese zamanla görüyor. Teslim oldukları anda olay bitmiştir. Sur’u en iyi şekilde inşa edeceğiz."

Reklam
Reklam

"Sur’daki vatandaşlarımız, ‘namusumuzu koruyun’ diye başvurdular. Bu teröristler, ‘evlerinizin kapılarını açık bırakın, istediğimiz zaman gireceğiz’ diyorlarmış. Demirtaş’ın bir söz söylemeye hakkı yok, söyleyecekse ‘silahı bırakın’ desin. Biz bunları çok gördük, oradan çıkışlar kolaylaştırılacak, çıkmak isteyen herkes çıkacak, teslim olmak isteyen herkes adalete teslim edilecek. Bu operasyon tamamlanacak çok az yer kaldı."

"Sayın Demirtaş bizi katliamcı olmakla suçluyor. Bizi de onu da herkes tanır. Tek bir insan sevgisi için yüreğimizin kavrulduğunu herkes bilir ama o canların her birinden sorumlu olan Demirtaş zihniyetidir, bu zihniyete yol verilmez. Dokunulmazlıklar kürsü dokunulmazlığıdır, dokunulmazlık arkasına saklanarak kimsenin suç işleme hakkı yoktur.

'BAŞBAKANIN DA CUMHURBAŞKANININ DA YETKİLERİNİ HERKES BİLİR'

Cumhurbaşkanımızın başdanışmanının açıklaması bana gelmiş değil, bürokratik konumda birisinin açıklamasına cevap verme gibi bir tutum içine girmedim girmem. Böyle bir açıklama var mı bilmiyorum. Başbakanın da cumhurbaşkanının da yetkilerini herkes bilir, anayasada açıktır. Bunların tartışılmasını doğru görmem."

Reklam
Reklam

"Kılıçdaroğlu’nun cevabında bir dayatma söz konusu. Bir anayasanın ruhudur güçler ayrılığı prensibi. Anayasanın ruhunda anlaşırsak iskeletini halka sorarız. Biz yine konuşuruz, konuşmaktan çekinenler fikirlerine güvenmiyor demektir. Birbirimizi itham etmek yerine tartışmaya açmak demektir. Biz rahatız, konuşalım diyoruz, referanduma gidelim diyoruz ne istediğimizi biliyoruz. Biz de mektubumuzu TBMM Başkanı’na gönderdik."

Anahtar Kelimeler: