- BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, Yerel Yönetimlerde Kadın konulu toplantıya katıldı. Ak Parti'nin Ankara'daki toplantısında hitap eden Davutoğlu, hiçbir annenin yüreğine evlat acısı düşmesin diye inadına çözüm sürecini yürüttüklerini belirtip çözüm sürecinde kadınlardan destek isteyerek "Bu işin en büyük çilesini anneler çekiyor. Onlar bu işe el attığında çözüm süreci için evlat kaybeden bütün anneler omuz omuza yürüdüğünde ve siyasete dönüp bizlerin acısı üzerinden siyaset yapmayın, diye haykırdığında bu ülkeye barış gelir. Biz bir daha hiçbir anne şu veya bu gerekçeyle evladını kaybetmiş hiçbir annenin yüreğine evlat acısı düşmesin diye inadına çözüm süreci, inadına kardeşlik, inadına barış diyoruz. Çözüm süreci için sesinizi yükseltin ve deyin ki şu veya bu gerekçeyle bizim yaşadığımız acıları başkaları yaşamasın" dedi.
"TUĞÇE KIZIMIZ KADINLARIMIZIN İNSAN ONURUNA VERDİĞİ DEĞERİN EVRENSEL SEMBOLÜ"
Konuşmasına başlarken Almanya'da uğradığı saldırı sonrası hayatını kaybeden Tuğçe Albayrak'ı anan Davutoğlu, "Bu anlamlı günün çerçevesinde düşüncelerimi aktaracağım ama öncelikle iki taziyede bulunmak istiyorum. Gerçekten Türk kadınının onurunun bütün dünyaya gösterilmesini sağlayan Tuğçe kızımıza buradan bir kez daha rahmet diliyorum. Saldırıya uğrayan iki kadını kurtarmak için kendi canını feda eden Tuğçe kızımız, bu topraklarda kadınlarımızın insan onuruna verdiği değerin evrensel bir sembolü oldu. Bundan sonra her vesile ile onu anacağız ve her vesile ile kadına karşı şiddeti lanetleyeceğiz" ifadelerini kullandı.
"SOMALI KAZAZEDELERE TANINAN HAKLAR ERMENEK'TEKİ KARDEŞLERİMİZE DE TANINACAK"
Karaman'ın Ermenek ilçesindeki bir maden ocağında meydana gelen kazada hayatlarını kaybeden son işçilere de ulaşıldığını kaydeden Davutoğlu, "Bugün sabah Ermenek'te maden kazasında hayatlarını kaybeden son işçilerimize ulaşıldı. Bu acı olay dolayısıyla yapılan çalışmalar sona erdirilmiş oldu. Bir kez daha Ermenek'te maden kazasında hayatını kaybeden kardeşlerimizin muhterem eşlerine, annelerine bütün yakınlarına buradan taziyelerimi iletiyorum. Bu tür olaylarda hayatlarını kaybedenler erkekler olabiliyor ama esas itibariyle en büyük acıyı çekenler hanımlar oluyor. Dün grup toplantımızda da vurguladığımız gibi Somalı kazazedelere tanınan bütün haklar, Ermenek'teki kardeşlerimize de tanınacak" açıklamasında bulundu.
"KADINLAR NESNE VE EDİLGEN DEĞİLDİRLER VE OLAMAZLAR"
Konuşmasında zihniyet dönüşümünün önemine vurgu yapan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Toplumsal değişim gerektiren genel kitlesel katılımı da öngören önemli süreçlerde en temel mesele zihniyet dönüşümüdür. Zihniyet dönüşümü olmadığı zaman zihinlerimizdeki bariyerleri kaldırmadığımız zaman büyük toplumsal dönüşümlere öncülük edemeyiz. Geleneğimizde kadınlar sosyal hayatın dışındaymış gibi ve dışında olmaları kaderleriymiş, çağdaş hayatta da bu kaderi yıkmak için gelenekle çağdaşlık arasında bir çatışma yaşanması gerekiyormuş gibi bir yaklaşımla maalesef bu zihniyet dönüşümünün önünde engeller oluşturuldu. Ne bizim inancımızda ne tarihimizde ne de kültürel anlamda devraldığımız mirasta kadınlarımıza karşı olumsuz bir ayrımcılık tavır olmamıştır, olmayacaktır. Bizim geleneğimizde kadınlar sosyal hayatın içindedirler, öncüdürler, öznedirler. Nesne ve edilgen değildirler ve olamazlar"
"KILIÇDAROĞLU İNSAN ONURUNA SAYGI GÖSTERMEYİ ÖĞRENMELİDİR"
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik sözlerini eleştiren Davutoğlu, "Sırf cumhurbaşkanımıza hakaret edebilmek için zihinsel engelli bütün kardeşlerimize hakaret eden o sözü dün sarf eden Kılıçdaroğlu, öncelikle insan onuruna saygı göstermeyi öğrenmelidir. Cumhurbaşkanımıza atfen ona zihinsel özürlü demek, zihinsel özürlülere hakarettir, diyen bir anlayış; kadın-erkek eşitliğini, engelli-engelsiz eşitliğini kabul edebilir mi? Herkesin bir muhasebeden geçmesi lazım" diye konuştu.
"MEKANİK EŞİTLİĞE SOKTUĞUNUZDA HAYATIN TAMAMLAYICILIK İLİŞKİSİNİ YOK ETMEYE BAŞLIYORSUNUZ"
Bugün insanlığın aile merhametine her zamankinden daha fazla ihtiyacı olduğunu savunan Davutoğlu, "Neden en gelişmiş toplumlarda İskandinav ülkelerinde dünyanın en öncü ülkeleri ama intihar oranları da en üst düzeylerde. Neden? Çünkü modern toplumu o geleneksel kadim kültürden kopardığınızda ve salt ekonomik kalkınma ile izah ettiğinizde her şeyi ve eşitliği de mekanik bir eşitlik olarak gördüğünüzde, madem ki bir tarafta şu vardır diğer tarafta da bu olacaktır diye mekanik eşitliğe soktuğunuzda, o zaman o hayatın tamamlayıcılık ilişkisini yok etmeye başlıyorsunuz. Madem ki kadınlarımız insan neslini devam ettiren o ulvi görevi yürütüyorlar tabi ki anne olmadan önce ve sonra dinlemek ve çocuklarına vakit ayırmak hakkına sahiptirler. Bunu vermek bir lütuf da değildir, bunu vermek sadece bir borç ödemesidir. Manevi bir borcu ödemektir" ifadelerini kullandı.
"HİÇBİR ANNENİN YÜREĞİNE EVLAT ACISI DÜŞMESİN DİYE İNADINA ÇÖZÜM SÜRECİ"
Kadınların toplumun merhamet damarlarını ısıttığında toplumda çözüm sürecinin çok daha kolay aşılabileceğini ifade ederek "Bu işin en büyük çilesini anneler çekiyor. Onlar bu işe el attığında çözüm süreci için evlat kaybeden bütün anneler omuz omuza yürüdüğünde ve siyasete dönüp bizlerin acısı üzerinden siyaset yapmayın, diye haykırdığında bu ülkeye barış gelir. Biz bir daha anneler bu acıyı çekmesin diye siyaset yapıyoruz. Biz bir daha hiçbir anne şu veya bu gerekçeyle evladını kaybetmiş hiçbir annenin yüreğine evlat acısı düşmesin diye inadına çözüm süreci, inadına kardeşlik, inadına barış diyoruz. Buradan doğuda, batıda, kuzeyde, güneyde bütün annelere sesleniyorum. Çözüm süreci için sesinizi yükseltin ve deyin ki şu veya bu gerekçeyle bizim yaşadığımız acıları başkaları yaşamasın" şeklinde konuştu.
"KİM KADINA KARŞI ŞİDDET UYGULARSA KENDİ ONURSUZLUĞUNU GÖSTERİR"
İçeride kadına karşı şiddeti ortadan kaldırmaya çalışırken bir taraftan da dünyada bunun sözcüsü olmaya devam edeceklerini vurgulayan Davutoğlu, "Terörle mücadele ne kadar kutsal ve annelerin ağlamaması açısından önemliyse uyuşturucuya karşı mücadele ne kadar kutsal ve gelecek nesilleri korumak için önemliyse kadına karşı şiddet konusunda yürütülecek mücadele de aynı derecede kutsal, insanlık onuru açısından aynı derecede şereflidir. Kim kadına karşı şiddet uygularsa kendi aslında kendi güçsüzlüğünü gösterir. Kendi onursuzluğunu gösterir. İster bu aile içinde olsun, babanın kızına karşı bile bir merhamet tokadı şeklinde yapacağı uygulama dahi derin izler bırakır o çocukların kalbinde. İster eşler arasında olsun ki, eş olmak demek muhabbet sahibi olmak demektir. İsterse sokakta bir şekilde kadına karşı zayıf göründüğü için yapılmış olursa olsun, bütün bu şiddet insan onuruna doğrudan yapılan tecavüzdür, saldırıdır, ve bu saldırıya karşı da hepimizin mücadele etmesi ulvi bir görevdir" dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz