Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye’de Beşşar Esed rejiminin tahrip etme kabiliyetinin, zulme yönelik potansiyelinin dizginlenmesi ve durdurulması gerektiğini söyledi. Davutoğlu, “Bu konuda herkesin tek bir sesle konuşmasının vakti gelmiştir. Aksi takdirde 90’lı yıllarda Bosna’da yaşadığımızın benzeri trajediler karşısında sessiz kalmamız durumunda uluslararası sistem ahlaki sorumluluk açısından çok büyük bir çöküntü yaşar.” dedi.
Terörle Mücadele Küresel Forumu Koordinasyon Komitesi toplantısının ardından, forumun eş başkanı ABD’nin Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’la kameraların karşısına geçen Ahmet Davutoğlu, Hule ve Hama’daki katliamlarına dikkat çekti. Davutoğlu, “Maalesef uluslararası toplumun büyük desteğiyle devreye sokulan Annan planı, Suriye yönetimi tarafından ihlal edildi. Bırakın 6 noktasını, en temel noktası olan ağır silahların şehirlerden çekilmesi ve ateşkes bile sağlanamamıştır. Bu tabloyu hepimizin doğru okuması lazım.” diye konuştu.
Suriye krizin çözülmesi için gösterdikleri çabaları safhalarını anlatan Ahmet Davutoğlu,artık uluslararası toplumun Suriye rejimini işlediği suçlar konusunda ortak bir kanaate sahip olduğunu dile getirdi. İran ve Rusya’nın da bu katliamlara destek vermediklerini söylediğini aktaran Davutoğlu, “Ama sessiz kalınması da uluslar arası toplumun zafiyetini oluşturuyor.” ifadelerini kullandı. Bakan Davutoğlu, “Esed’in mevcudiyeti istikrar sağlamıyor, bazılarının iddia ettiği gibi. Esed rejiminin uyguladığı yöntemler, bölgesel istikrarı tehdit ediyor. Gittikçe artan dozda, bir iç savaşın önün açıyor.” uyarısını yaptı.
Önceliklerinin BM Güvenlik Konseyi başta olmak üzere uluslararası toplumun sürmekte olan bu zulme karşı tek bir sesle davranması, tek bir yöntem belirlemesi, bu zulmün mutlaka durdurulması olduğunu dile getiren Davutoğlu, “Annan planı çerçevesinde yapılan çalışmalara da artık bir takvimlendirme yapma ihtiyacı ortaya çıkmıştır.” dedi.
Suriye’ye askeri müdahale ihtimaliyle ilgili bir soruya da cevap veren Ahmet Davutoğlu, “Barışçı gösterileri şiddetle bastıran, Hule’de olduğu gibi Şebbihalar üzerinden kadınları, çocukları katleden bir rejimin meşruiyetini yitirdiği konusunda hepimizin açık bir tutum benimsemiş olması lazım. Hâlâ diplomasinin yapabileceği şeyler olduğu kanaatindeyiz.” ifadelerini kullandı.
Dün İstanbul’da yapılan Suriye’nin Dostları Grubu’nun hazırlık toplantısında, BM şartnamesinin, gerekirse askeri müdahaleyi de içeren 7. maddesi de dahil tüm alternatifleri gözden geçirdiklerini dile getiren Davutoğlu, şöyle devam etti: “Diplomaside de ilkeler önemli. Diplomasinin tıkandığı düşünülen yerlerde de bütün alternatiflerin, özellikle sivil halkın korunması yönünde Türkiye olarak da güvenliğimiz bağlamında bütün senaryoların, alternatiflerin düşünülmesi lazım. Ama bu, hemen bir askeri müdahale olarak algılanmasın. Fakat gidişat, çok yoğun bir iç çatışamaya gideceği görüntüsü veriyor.” dedi. Ahmet Davutoğlu, uluslararası toplumun tek bir politikaya getirilmesi gerektiğini ve şu andaki çabaların bu yönde sürdüğünü sözlerine ekledi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz