Davutoğlu; 'türkiye'de Siyaseti Kandil Ya Da Perde Gerisindeki Aktörler Yönetemez' (4)

BAŞBAKAN DAVUTOĞLU: "SİLAHLARI DEĞİL TOPRAK, MAGMAYA KADAR GÖMÜN" Başbakan Ahmet Davutoğlu, katıldığı Ak Parti Konya İl Başkanlığı tarafından düzenlenen yemek ve

BAŞBAKAN DAVUTOĞLU: "SİLAHLARI DEĞİL TOPRAK, MAGMAYA KADAR GÖMÜN"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, katıldığı Ak Parti Konya İl Başkanlığı tarafından düzenlenen yemek ve bayramlaşma programında 6 Eylül'de Hakkari'nin Dağlıca bölgesinde terör örgütü PKK'ın saldırısı sonucu şehit olan 16 askerden Piyade Sözleşmeli Er Resul Coşkun'un, annesi Sıdıka Coşkun ve babası Zeki Coşkun ile aynı masada yemek yedi. Başbakan Davutoğlu, konuşmasında da şehit annesi Sıdıka Coşkun'a "Kahraman bir hanım efendiden" bahsetmek istiyorum diyerek, şehit Resul Coşkun'un mezarını ziyareti sırasında Sıdıka Coşkun ile aralarında geçen diyalogu anlattı. Başbakan Davutoğlu, "Bir şehit annesi olarak Sıdıka hanımın elini öptüğümde, hepimize ilham olacak, Türkiye'ye tuzak kurup, kardeşi kardeşe kırdırmak isteyenlere cevap mahiyetinde şu sözler onun dudaklarından bizim kulaklarımıza, ama daha da önemlisi yüreklerimize işledi. Dedi ki, 'Sayın Başbakanımızın yanında daha da güçlü duracağım. İki evladım daha var, gerekirse onları da vatan için kurban etmeye hazırım.' Onu dinleyen iki evladı da oradaydılar. İkisi de hadi yola çıkıyoruz desek bir an bile tereddüt etmeyecek şekilde hazırdılar. Bu nasıl mübarek bir millet, bu nasıl mübarek bir şehit annesi ki, arife günü ilk kez kurban bayramını evladı olmadan idrak edecek olan bu hanımefendi, ülkenin bütün evlatları gibi görüp, kendi evlatlarını da bu ülkenin geleceği için feda etmeye hazır bir Nene Hatun’du. Bir Hz. Hatice'nin fedakarlığını üstlenmiş mümine hanım, Erzurum savunmasındaki Nene Hatun. Bütün bir milletin derin fedakarlık duygusu tek bir hanımefendi de tecelli etmişti. Metaneti dolayısıyla da bütün vatandaşlarımız ve Konyalılar adına gururla huzurlarınızda anmak istiyorum" dedi.
Zor bir coğrafyada bulunduğumuzu ve etrafımızın ateş çemberinde olduğunu belirten Davutoğlu, Hakkari'yi Edirne'den, Van'ı, Konya'dan, Kars'ı, Bursa'dan ayırmadan gece gündüz çalıştıklarını söyledi. Her sınavın bir zaferin işareti olduğunu ifade eden Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi: "7 Haziran seçimleri sonrası Türkiye'de bir hükümet boşluğu, bir yönetim boşluğu olacağını varsayarak tam vakit bu andır, Türkiye'ye darbe vurma vaktidir. Türkiye'deki kardeşliği tahrip etme vaktidir diye puslu havada harekete geçen çakallar gibi bir çakallar sürüsü ülkemize saldırıya niyetlendi."
Davutoğlu, terör saldırılarının ardından ülkemizin birlik ve beraberliğinin teminatı için gerekli mücadelenin başlatıldığını ve mücadelenin devam ettiğini kaydetti. Silahların bırakılmasına değinen Davutoğlu, şunları söyledi: "Şimdi yurt içinden ve yurt dışından bir takım çevreler, çatışmasızlık ortamına girilsin diye bir takım çağrıda bulunuyorlar. Bir takım gizli açık teşebbüslerle, girişimlerle bunu yapmaya çalışanlar var. Onların da duyması için söylüyorum. Türkiye'de silahlar bırakılana, meşru güvenlik güçlerimiz dışında tek bir silahlı unsur kalmayana kadar mücadelemiz devam edecek. Çatışmasızlığı çok denedik. Fakat her çatışmasızlık döneminde haince bir sonraki saldırıya hazırlık içine girildiğini gördük. Onun için bu mübarek arife gününde, Türkiye'nin huzuru, kardeşliği için mücadele eden herkese sesleniyorum. Silahları gömün. Silahları değil toprak altına, magmaya kadar gömün. Demokrasinin olduğu her yerde herkes fikrisini serdedebilir. Ama demokrasinin olduğu bir yerde ve fikirler serbeste serdedilirken, eğer birileri bize silahlar üzerinden bize bir şey dayatmak isterlerse, bu dayatma karşısında silahlara karşı bugün Kurban bayramı arefesinde Türk, Kürt, Sünni, Alevi her kökenden kardeşimizle omuz omuza gönül gönüle bir arada oluruz. Silahların karşısındaki en büyük güç gönüllerin birliğidir."
GÖNÜL SEFERBERLİĞİ ÇAĞRISI
Yarın Kurban Bayramı namazında yan yana saf tutanların birbirlerinin köken ve mezhebine bakmadan kardeşçe yan yana saf tutacağını vurgulayan Başbakan Ahmet Davutoğlu, gönül seferberliği çağrısında bulundu. Başbakan Davutoğlu, "Bayram vesilesiyle bir taraftan teröre karşı mücadele sürdürülürken, diğer taraftan bütün vatandaşlarımıza gönül seferberliği başlatmalarını rica ediyorum. Bütün bu silahların, mermilerin, patlayıcıların karşısındaki en güçlü kudret gönüllerimizdeki muhabbet duygusudur" ifadelerini kullandı.
YERLİ VE MİLLİ MİLLETVEKİLİ TARTIŞMASI
Başbakan Davutoğlu, bugün bir gazetenin yerli ve milli milletvekili ile ilgili Ak Partili bazı bakan ve milletvekilleri hakkındaki habere tepki gösterdi. Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Türkiye iki aşırı ucun tehlikesi karşısındadır. Bir taraftan asırlardır bir arada yaşayan Türkleri, Kürtleri, Alevileri, Sünnileri bir birlerine çarpıştırmaya çalışan terör örgütleri. Diğer taraftan ırkçı söylemlerle tam da bu terör örgütüyle aynı safta gayret gösteren bir takım Ergenekon benzeri yapıların sürücüsü olan çevreler. Bugün adını anmaktan intiha edeceğim, ama çok satan bir gazete ve her zaman yalanı ile maruf olan bir gazete, sayın Cumhurbaşkanımızın geçen hafta 'Teröre karşı milyonlarca tek nefes' mitinginde zikrettiği doğru ve arkasında durduğumuz bir söz üzerine, yerli ve milli 550 milletvekilini meclise gönderin diye halka hiç bir parti ayrımı yapmadan bir çağrıda bulunduğunda bir takım tepkiler geldi. Bugün bu gazete manşetinden yıllarca bu millete hizmet için gece gündüz çalışan bazı bakanlarımızı manşetinden göstererek ve bunların Kürt olduğunu ifade eder 'Bunlar mı milli?' diye sordu. Sizin gibi milli olmaktansa, bu vatanın birliği için gece gündüz çalışan o Kürt kardeşlerimizin gibi milli olmak en büyük onurdur."
Gazetede adı geçen bakanların gece gündüz bu milleti hizmet için çalıştığını ifade eden Başbakan Davutoğlu, "Ben o bakan arkadaşlarımın sayın Mehmet Şimşek'in sayın Mehdi Eker'in yıllardır gece gündüz nasıl çalıştığının şahidiyim. Onlar çalışırken bu ülkenin asil evlatları olarak çalıştılar. Şimdi onları milli olmamak ya da bir suçlu gibi gazetelerde teşhir eden zihniyet ırkçılığının en adiliğini ortaya koyuyor. Her türlü ırkçılığa karşıyım.
Yine aynı gazete 'Bunlar mı milli' diyerek Batı Trakya'da çile içinde büyümüş. Okumak için Meriç nehrini geçerek, kaçarak Türkiye'ye gelmiş sayın Müezzinoğlu'nu da 'milli mi bunlar?' diye soruyor. Evet Rumeli'nin bütün evlatları sizden daha millidir, sizden daha bu vatana çok sadıktır. Yine Afganistan'dan gelmiş Türkmen milletvekili adayımız içinde soruyor bu mu milli diye. Evet orta Asya çocukları, Rumeli çocukları, Mezopotamya çocukları hepsi yerlidir, millidir. Hepsi bu vatanın evladıdır. Hepsi bu vatanda birlikte onur onura yaşama mücadelesinde sizlerden çok daha ulvi yerlere sahiptir. Yine aynı gazete bir Ermeni milletvekili adayımız içinde soruyor. Asırlarca bu topraklarda yaşamış olan Müslüman, Hıristiyan, Türk, Ermeni, Kürt, Boşnak, Arnavut, Alevi, Sünni, kim varsa hepsi yerlidir. Hepsi yerlidir, hepsi millidir. Milli olmak, yerli olmak kanla değil, genetikle değil, zihniyetle olur, bu topraklara bağlı olup, olmamakla olur" diye konuştu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, konuşmasının ardından salondaki davetlerin yanına tek gidip, onlarla sohbet ederek bayramlarını kutladı. Başbakan, fotoğraf çektirmek isteyenlerin teklifini de geri çevirmedi.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: