Davutoğlu’Ndan Chp’Ye İzmir Eleştirisi: Zannedersin Ki Venedik İzmir’E Gelmiş

Ömür AVCI-Osman ŞİŞKO-Fatih TURAN/ TRABZON, MEGA KENTİ BIRAK İZMİR’İ BASKINDAN KURTAR
Ordu-Giresun Havalimanı’nın açılışının ardından Başbakanlık’a ait ANA uçağıyla Trabzon’a gelen Başbakan Ahmet Davutoğlu, Trabzon Atatürk Alanı’nda yaklaşık 10 bin partiliyi, eşi Sare Davutoğlu ile selamladı. 'Başbakan Ahmet vatan sana emanet' sloganları üzerine, "Vatan bize emanet, gönlümüzde, yüreğimizde, başımızın üstünde. Sandık da size emanet" diyen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Görünüşte çok parti var ama aslında iki parti var. Suyu doldurup üzerine havalimanı yapan Ak Parti var. Hep beraber toplanıp eski Türkiye’yi getirmek isteyen Eski Türkiye Partisi var. Siz 7 Haziran’da yeni Türkiye’ye var mısınız? Biz orada Ordu-Giresun havalimanını denizi doldurup dünyada üçüncü, Avrupa’da tek olarak suyun üzerine yaptık ve açtık. CHP’nin idaresindeki İzmir’e bakın. İki gün yağmur yağdı. Bırakın suya havalimanı yapmayı, su şehri bastı da haberleri yok. Zannedersin ki Venedik İzmir’e gelmiş. Kayıklarla dolaşıyorlar. Allah aşkına, bu şaşkın Kılıçdaroğlu çıkmış, coğrafyayı yeni keşfetmiş. Türkiye merkez ülke diye yeni fark etmiş. Biz onu 15 yıl önce yazdık, 12 yıldır da uyguluyoruz. Bırak sen şimdi mega kenti, şu İzmir’i baskından kurtar, sonra gel karşımıza bizim sınavımızdan geç de, ondan sonra mega proje açıkla. Bir şehri yönetemeyene Türkiye verilir mi? İzmir gibi modern bir şehir bu çağda su altında bırakılıp da bu şekilde İzmirli rezil edilir mi? Çıkmış, ‘Anadolu’da yeni şehir kuracağız’ diyor. Kim bu aklı verdiyse. Yalan. Doğru hiçbir şeyi var mı zaten? Günlerdir söylüyorum, verdiğin bütün rakamlar yalan diyorum, tekrar ediyor. Problemi ne biliyor musunuz? Hiçbir şey kendine ait değil. Eline kağıt veriyorlar okuyor. Trabzon’da bir ağacı olmayanın Türkiye’de bir ağacı olmayanın millete söyleyecek sözü olur mu? Ama, ‘Bize her yer Trabzon her yer Türkiye’ diyoruz."
MEGA PROJE GÖRSÜNLER
Mega projeler konusunda dünyayla yarıştıklarını belirten Davutoğlu, şunları söyledi: "İstanbul’da dünyanın en büyük havalimanını inşa ediyoruz. Yılda 150 milyon kişi kapasiteli. Dünyanın en uzun kuleli asma köprüsünü biz yapıyoruz. Dünyada ilk defa üç katlı tünel yapıyoruz boğazın altında. Kanal İstanbul’u yapıyoruz. Dünyanın en uzun dördüncü asma köprüsünü İzmit’e yapıyoruz. Doğu Karadeniz’de dünyanın ikinci büyük çift tüplü tünelini Ovit’e yapıyoruz. Bunların hepsi mega proje. Dünyanın en uzun içme suyu boru hattını Gerede-Ankara arasında yapıyoruz. Dünyanın en büyük 5’inci tünelini mavi tünel olarak Konya’da yapıyoruz. Trabzonlu konuşana değil yapana itibar eder. ‘Merkez Türkiye’ diye keşfetmiş. Bizim kitabın arka sayfası. Kitabı okumuş ama tersinden okumuş. Yürüyen merdivene tersinden biniyor ya. Buna da son sayfasından başlamış. Belki zamanla öğrenir. Ama Türkiye’nin kaybedecek vakti yok. Meydan okudum; ‘Biz eminiz 81 il de bizi seçecek. 7 Haziran’da seçimi kaybedersek biz bu emaneti bir arkadaşımızı tevdi ederiz. Peki siz kaybederseniz bırakır mısınız?’ diye sordum. Kılıçdaroğlu’ da, Bahçeli’ de, Demirtaş denilen cahilde de ses yok. Sonra birer birer, ‘biz oyumuzu korursak ayrılmayız’ dediler. Çünkü bunlar millete güvenmez." CHDP
Muhalefet partilerini eleştirmeyi sürdüren Başbakan Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Çünkü seçime giderken birileri bunların kulağı fısıldadı. Dışarıdaki işbirlikçileri, paralelciler, bir takım uluslararası çevreler dedi ki; ‘siz tek tek seçimi kazanamazsınız. Ama birleşin, Ak Parti’ye darbe vurun ki şu Türkiye’nin beli kırılsın.’ Siz Türkiye’nin belinin kırılmasına izin verir misiniz? Türkiye büyüyüp güçlendikçe bütün mazlumlara sahip çıkıyor. Yiğit Trabzonlular; siz Filistinliyi, Suriyeliyi, Bosna'yı, Mısırlıları yalnız bırakır mısınız? Birileri bundan rahatsız. Birileri Trabzon’un şevkinin, ateşinin, enerjisinin aynen Sultan Selim Han’da olduğu gibi ayağa kalkıp Ortadoğu’yu aydınlatmasından rahatsız. Ne diyor bu Demirtaş denilen eşbaşkan? Aslında niye eşbaşkan biliyor musunuz? Diğer eşbaşkan da Kılıçdaroğlu, beraber idare ediyorlar. CHDP. Yavuz Sultan Selim Han’ın fethettiği Kudüs’e ‘Yahudilerin mekanı’ dedi. Siz bunlara bir ders verir misiniz? Kudüs bize Sultan Selim Han’ın emanetidir, der misiniz? Mescid-i Aksa’ya postallarıyla giren İsrail’le niye dost olmadığımızı, elçimiz bulunmadığını soruyor Kılıçdaroğlu. Bu Kılıçdaroğlu’na bir ders verecek misiniz? ‘Biz Mescid-‘i Aksa’ya postallarıyla girenle dost olmayız’ diyecek misiniz? Düne kadar bunlar dörttüler. Yani CHP, MHP; HDP ve paralel birleşip Ak Parti’yi devirmeye çalışıyorlardı. ‘4 yanlış bir doğruyu götürür’ diyorlardı. Halbuki Trabzon’un hesabını bilmez bunlar. Trabzonlu der ki, ‘bir doğru dört yanlışı götürür’. Buna ikisi daha eklendi. Üç parti var, üç tane de çete.”
BÖLÜCÜLERLE MHP YAN YANA
HDP’nin Mersin-Adana binalarına 3-4 gün önce saldırı olduğunu hatırlatan Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi: "Anında şiddetle kınadığımı söyledim. İçişleri Bakanlığımıza da, ‘Kimse bunlar bulun, yakalayın’ dedik. HDP hemen çıktı, ‘Bunu Ak Parti, iktidar yaptırıyor’ dedi. Elinde delil var mı? Yok. Hadi HDP terörle iç içe. Bir pas verdi. MHP’li kardeşlerime sesleniyorum. Hangi partiye oy verirseniz verin ama bizi dinleyin. Milli birliği ve beraberliği korumak için adresin Ak Parti olduğunu görün. HDP’liler, ‘Bu saldıranlar MHP işaret yapıyormuş, ama MHP’li değildir. Çıksınlar söylesinler, bunlar Ak Partilidir’. Trabzonlu futbolu iyi bilir. HDP pas attı, MHP de göğsünde topu dindirdi, ayağına indirdi, ‘HDP doğru söylüyor, bunu Ak parti yapmıştır’ dedi. Paslaşmayı görüyor musunuz? Hiç aklınıza gelir miydi, bölücülerle MHP yan yana. Ama iç güvenlik yasasında da yan yanaydılar. Beraberce molotofu savundular. Yetmedi, Kılıçdaroğlu, dün Trabzon’da ne dedi bilmiyorum ama herhalde itibar etmemişsinizdir. Ama İstanbul’da aday olduğunda yolunu bile bulamayan Kılıçdaroğlu o saldırılar olduğunda birden keşfetti. Aynı sesle, ‘Ak Parti yaptı’ dedi. Dün faili tespit ettik. Fail DHKP-C davasından 2007’de tutuklanan bir terörist. Yani DHKP-C bomba koyuyor. Hepsi birden Ak Parti’yi suçluyor. Bakın bugün, HDP eşbaşkanı, ‘Bunu DHKP-C yapmamıştır’ diyor. Teröristlerle işbirliğini görüyor musunuz? DHKP-C denilen örgüt, savcımız Mehmet Selim Kiraz’ı şehit eden örgüt. Aynı gün bakıyorsunuz, Kandil de açıklama yapıyor, ‘HDP’ye oy verin’ diyor. Tehditler savuruyor. Karşımızdaki cepheyi görüyor musunuz? 3 legal parti; MHP, HDP, CHP bir tarafta. Üç de çete; Kandil, paralel, DHKP-C. Hepsi karşımızda. Şimdi Demirtaş’a soruyorum; senin terörü, bu saldırıyı yapan teröristi savunmaktan amacın ne? DHKP-C’yi niye savunuyorsun? Çünkü bunların derdi Türkiye’yi kaosa götürmek. Onlar altılı oldular şimdi. CHP, MHP, HDP, Paralel, Kandil, DKKP-C. Hepsi birden karşımızdalar. Biz yalnız mıyız? Trabzon bizimleyse, değil 6’sı, 66’sı gelse fark etmez. Millet bizimle."
HER TÜRKÜDE SESİMİZ VAR
Türkiye’nin her kentine gittiklerini belirten Davutoğlu, "Buraya gelip milliyetçilik taslayanlara sorun. Trabzon hesap sordu mu faturayı acı keser. Ağrı’da da vardım Balıkesir’de de. Bitlis’te de vardım Aydın’da da. Türkiye’nin her yerinde bu al bayrağı dalgalandıran kim? Birileri Türkiye’nin doğusuna gidemez. İç Anadolu’da, Karadeniz’de milliyetçilik oyunu oynar. Birileri Türkiye’nin batısında, İç Anadolu’da veya Karadeniz’de konuşamaz, ‘Biz Türkiyeliyiz’ der. Birileri de sahilden çıkıp, sahil dediğim Karadeniz sahili değil ha.. Kıyılarda tatil yapmaktan çıkıp Anadolu’nun içlerine giremezler. Anadolu’nun her yerine nüfuz eden parti Ak Parti’dir. Her dağda nefesimiz var. Her türküde sesimiz var. Her vatandaşta gönlümüz var. 2002’de Türkiye ne haldeydi? Koalisyon hükümetleri başımızı eğdi, bizi IMF’ye mecbur etti. Fatih’in, Yavuz’un, Kanuni’nin çocukları piyade tüfeği bile yapamıyordu da ecnebiden alıyordu. Tankı Avrupa’dan Amerika’dan alıp İsrail’e tamir ettiriyordu. Türkiye kendi tankını yapabiliyor mu? Altay tankını yapabiliyor mu? Kendi ATAK helikopterini yaptı mı? Kendi savaş uçağını yapıyor mu? Kendi uydusunu fırlatıyor mu?" dedi.
81 VİLAYETİN HEPSİNİ SAYAMAZ
Sözlerinin sonunda Kılıçdaroğlu’na eleştirilerini sürdüren Başbakan Davutoğlu, “Baktı hiçbir şey üretemedi. 81 vilayete gidemeden, 81 vilayetin adını bile sorsanız hepsini sayamaz, ‘82’inci şehir kuracağım’ diyor. Sen önce elindeki büyük şehirleri idare et yeter. Boyunu aşma. Biz eğer bir şey söylediysek yaparız” diyerek konuşmasını noktaladı.