Başbakan Davutoğlu'nun konuşmasının satır başları şöyle:
Şer odakları hakettikleri cevabı aldılar, bundan sonra da alacaklar. Teröristin taziye çadırındakiler güya barıştan bahsediyorlar. Hendek savaşları kamu güvenliğini tehdit etti diyorlar. Ziya Paşa'nın bir sözü var. Bunlar için söylenmiş, 'Siz herkesi kör alemi sersem mi sanırsınız.'
Çukurları, barikatları savunan yalan dolu hikayenizi artık kimse dinlemez. Kimse bizden şehitlerimizin hatırasını incitecek bir tutum beklemesin. Fezlekelerin yargıya intikali için süreç başlamıştır. Bu nice asil bir millettir ki tek bir şehit yakınımız dahi bir sitemde bulunmadı.
'SON TERÖRİSTE KADAR MÜCADELEMİZ SÜRECEK'
Vatan için fedakarlık gerekirse hepimiz hazırız. Bu ülkenin bütün şehir, ilçe, köy, ırmak kenarları son teröriste kadar temizleninceye kadar mücadelemiz sürecek. Bu kararlı mücadele mutlaka neticeye ulaşacaktır. Sürdürdüğümüz kararlı mücadeleyle ülkemizi terör belasından kurtaracağız. Türkiye'de Türk Silahlı Kuvvetleri milletin hizmetindedir. Bu birlik beraberlik oldukça kimse Türkiye'yi karanlık günlere götürmeyecek.
'TÜRK DE VAR, KÜRT DE VAR, SÜNNİ DE VAR, ALEVİ DE'
Vatandaşlarımız arasında hiçbir ayrım yapmadık, yapmayacağız. Doğusundan batısına kuzeyinden güneyine her yerden şehitlerimiz var. Türk de var, Kürt de var, Sünni de var, Alevi de.
Şehit yakınlarının istihdamını 2'ye çıkardık. Köy korucularına da yardım getirdik. Sizler bizim en kıymetlilerimizsiniz. Döktüğünüz gözyaşını ilk biz sileceğiz. Hiçbir şehidimizi mağdur bırakmayacağız. Son iki yılda şehit ve gazi yakınlarının 14 bin kişinin atamasını yaptık.
Şehit ve gazi yakınlarının devletin yanlarında olmasını bilmesi gerekir. Hepinizin bir hikayesi var. Sizin destanınız bu ülkenin teröriste teslim olmama davası. Onlar Kürt Türk demeden bu ülkenin namusunu korurken şehit ve gazi oldular.
Asuman Kurbanoğlu'ndan bahsetmek istiyorum. Iğdır'da hain terör örgütü tarafından şehit edilen Olgun Kurbanoğlu'nun eşi. Bizlere 3 emanet bırakmış. Beni salona girerken karşıladılar. Asuman hanım büyük oğlu Muhammed Fatih babasının cenazesinde ağlayınca "Sen şehit oğlusun dik dur" diyerek bir duruş sergilemiştir.