Davutoğlu'nu ağlatan acı hikaye ortaya çıktı

İsrail bombardımanında kızı Yusa’yı kaybeden Gazzeli baba Besil Murtaza Aşeva, Şifa Hastanesi’nde Davutoğlu’na sarılarak ağladığı anları anlattı.

İsrail’in hava saldırılarını sonlandırdığını açıklamasından bir gün önce Gazze’ye gelen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Şifa Hastanesi ’nde kızının cesedi önünde ağlayan bir babaya sarılarak gözyaşı dökmesi dünya basınında geniş yer buldu. Davutoğlu’nu duygulandıran baba ve anneye ulaşıldı. Şifa Hastanesi’nde ortopedi servisinde tedavi gören anne Muna Aşeva’ya cep telefonumdan Davutoğlu’nun, eşi Besil Murtaza ’ya sarılarak ağladığı fotoğrafı gösterdiğimde gözyaşlarına boğularak elimden aldı ve öpmeye başladı.
**Elbisesini denerken vuruldu**
Genç kızın babası Besil Murtaza Aşeva, “Sırtıma sımsıkı yapışan kolları ve yüzümü döndüğümde ağlayan gözleri görünce o an inanılmaz bir duyguyla ağlamaya başladım. Bana güven veren o bakışların sahibinin Türk Dışişleri Bakanı olduğunu nereden bilecektim ” diyerek özetliyor o günü. Muna Aşeva yaşanan o duygusal anı kastederek, “Bu bizim acımızı hafifletmedi ama onurumuzu yüceltti ” diyerek başlıyor kızıyla geçirdiği son dakikaları anlatmaya, “Evimize bomba düşmeden önce ikimiz aynı odadaydık. Geçen hafta bir elbise almıştı Yusa ama bir türlü deneyemedi bombardıman başlayınca. O gün bombaların sesi kesilince gitti içeride giyip geldi. Aynanın karşısında bana, ‘Anne nasıl yakıştı mı?’ diye sordu. Tam o sırada büyük bir sarsıntı hissettim ve ardından bir patlama sesi... Yusa elimi tuttu, ‘Anne ne oldu bize’ diyebildi ve yere uzandı boylu boyunca. Ben de yaralanmışım, gözlerim karardı ve hastanede uyandım.”
**‘Bakışlarında kızı gizliydi’**
Baba Besil Murtaza Aşeva, yüzündeki çizgiler aslında her şeyi anlatıyordu. Yarım asırdır bu topraklarda kan dinmiyor; acı bitmiyordu. Sormadan o başladı anlatmaya, “Biri kız dört çocuk babasıyım” diyebildi, boğazı düğümlendi, bir sigara yaktı. Henüz 18 yaşındaymış Yusa, okuyup diplomat olmak ve Filistin’in uluslararası alanda haklarını savunmak istiyormuş. Küçük bir bakkal dükkanı işleten 56 yaşındaki Aşeva, yere bakıyor sürekli, yüzüme bakınca acısını gösterecekmiş gibi mağrur bir eda içinde başlıyor anlatmaya...
Hastanedeki o günü, “Benim evimin olduğu mahalleye füze düştü, eve koşuyordum aradan 15 dakika geçmedi bir yakınım, ‘Acilen hastaneye gel!’ diye bana telefon açtı. Ailemin başına bir şey geldiğini anlamıştım ama hiç aklıma gelmemişti evimizin biricik çiçeği henüz 18 yaşındaki kızım ağır yaralı. Hastaneye vardığımda beni acil servise yönlendirdiler. Koridorda üzeri beyaz örtüyle kapatılmış bir cesedin yanına geldiğimde ya karım ya da kızım diye geçirdim içimden. Yüzünü açtıklarında yıkılmıştım, biricik kızım şehit düşmüş, tüm güzelliğiyle işte orada yatıyordu.
O arada karımı sedyede bağırırken gördüm. Bana, ‘Yusa nerde, Yusa nerde?’ diye soruyordu, döndüm ve ‘Yusa yok ama kanı burada ’ dedim. İşte bu diyalog esnasında bir el omzuma dokundu ve bana sıkıca sarıldı. Aradan ne kadar süre geçti anlamadım ama bana sarılan insanın yüzüne baktığımda büyük bir şefkat hissettim. Kızımın acısını ta yüreğimde hissediyordum. Kim olduğu sonradan öğrendiğim bu adamın bakışlarında kendi kızı gizliydi. O an başımı bu şefkatli adamın omzuna koyup ağlamak istedim.”
**‘Davutoğlu’na şükran duyuyorum’**
Aşeva, “İlk defa bir ülkenin dışişleri bakanıyla bu kadar yakınlaşmıştım. Acımı paylaştığı için kendim ve tüm Filistin halkı adına şükranlarımı sunuyorum ” diye konuşurken ateşkes konusunda da şunları söyledi, “Çok güzel hayalleri olan gencecik kızımı kaybettim. Ateşkesten sonra herkesin sokağa dökülerek sevinç gösterilerinde bulunmasına karşıyım. Ama bu bir zaferse, kızım gibi gençlerin kanı olmasaydı bu zafer elde edilemezdi. Türkiye İslam dünyasına örnek oldu.Tayyip Erdoğan buraya gelemedi ama oğlunu göndererek önemli bir mesaj verdi. İsrail artık ablukayı kaldırsın bizler de insan gibi hayatımızı yaşayalım. Bizi kafese koymaktan vazgeçmezse 3 oğlum da şehit olmaya hazır!”
(Milliyet)
Anahtar Kelimeler: