Dayanamadı, yüzüne tükürdü

Maganda cinayeti davasında öldürülen Ceylan'ın annesi sanığın yüzüne tükürdü.

İzmir'in Karabağlar İlçesi'nde geçen yıl 27 Ağustos'ta parkta oynarken nereden geldiği belli olmayan kurşunun isabet etmesi sonucu ölen 6 yaşındaki Umut Ceylan'ın katil zanlısı olduğu iddiasıyla tutuklanan 31 yaşındaki Can Kayı, İzmir 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 'Kasten Adam Öldürmek' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle ilk kez hakim önüne çıktı. Duruşma başlarken, ölen Umut'un annesi Gülhan Ceylan, jandarmalar arasında ayakta duran sanık Kayı'nın yüzüne tükürdü.
Duruşmaya, sanık Can Kayı'nın avukatı Ersin Gülsoy, Umut'un babası Ufuk Ceylan, annesi Gülhan Ceylan ile Foça'da yıllar önce 2.5 yaşındaki torunu Ali Star Grimason'u maganda kurşununa kurban veren ve silahsızlanmaya karşı mücadele veren avukat Tuncer Eşsizhan meslektaşı eşi Günay Eşsizhan ile Aile ve Sosyal Polikalar Bakanlığı avukatı Emine Şentüfekçi Tezcan ile gönüllü avukatlar Özge Yavuz, Melek İnce, Özden Güner Batıkhan, Bedriye Kurtuluş Türk, Fulya Urgancı, Hatice Pınar Büyükçınar ve Güleç Akkan da katıldı. Cumhuriyet Savcısı Ahmet Şinasi Aygün, hazırladığı iddianamede, sanık Can Kayı'nın 'Kasten adam öldürmek' suçundan ömür boyu hapis cezası ile yargılanması 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açtı.
**TORUNU DA MAGANDA KURBANI**
Duruşma öncesi torunu Ali Star Grimasson'u 2003 yılında maganda kurşununa kurban veren avukat Tuncer Eşsizhan, meslektaşları ile birlikte adliye önünde basın açıklaması yaptı. Eşsizhan, şöyle dedi: "Aileye ve bireysel silahlanma mağdurlarına destek için geldik. Zavallı gühansız insanları yok eden bireysel silahlanmaya dikkat çekmek için buradayız. İddianame 8 ay sonra açıklandı. Kasten adam öldürmek suçlamasıyla sanık ceza alsın ve kamu vicdanı biraz rahatlasın. 10 yıllık mücadelemiz sürecinde yargı siyasetin de görevini üslendi. Yılda 4 bin insan hayatını bireysel silahlanma nedeniyle kaybediyor. Buna karşı etkin mücadeleyi yargı gösterdi. Örnek kararlar verdi. Yargı üzerine düşen görevi yerine getiriyor. Siyaset de bireysel silahlanmanın önüne geçecek çalışmalar yapsın istiyoruz. Silaha karşı hiçbir zaman müsamaha göstermemeliyiz. Sanık çelişkili ifadelerde bulunmuş ve hakettiği cezayı alması toplumun vicdanını da rahatlatır. Suçu sabit görülürse müebbet alır. İster eğlence, kutlama, gelenek nedeniyle silah ateşleniyorsa bu kasten adam öldürmedir, cezası da müebbet olmalıdır. Silahı sivil hayattan uzaklaştırmak zorundayız. Tıpkı İngiltere'de olduğu gibi polisler bile silah taşımamalı."
**SANIĞA TÜKÜRDÜ**
Geniş güvenlik önleminin alındığı duruşma başlarken, anne Gülhan Ceylan, jandarmalar arasında duran sanık Can Kayı'ya tükürerek tepki gösterdi. Kayı, bunun üzerine "Ben yapmadım" dedi. 6 sayfalık yazılı savunmasını okuyan Can Kayı, suçlamayı kabul etmediğini, daha önce tartıştığı kişiler tarafından kendisi ve ailesinin öldürüleceği yönünde tehditler alması üzerine, Bülent B. isimli kişiyi arayarak silah istediğini, B'nin eşi Meral B'nin 1250 TL karşılığında silahı kendisine 26 Eylül 2012 günü kargoyla yolladığını söyledi.
Can Kayı, kendisini tehdit ettiğini öne sürdüğü kişiyi silahla yaraladıktan sonra tekrar Bülent B.'yi arayıp, polise teslim olacağını belirterek, silahın 'temiz' olup- olmadığını sorduğunu, B'nin de silahın temiz olmadığını, denize atmasını söylediğini anlattı. Cezaevindeyken ağabeyinin kendisini ziyarete geldiğini, "Senin silahından çıkan kurşunla bir çocuk ölmüş' dediğini ifade eden Can Kayı, o an bu silahından çıkan kurşunla bir çocuğun ölümü bilgisi nedeniyle çok üzüldüğünü, ancak olayın Karabağlar'da olduğunu öğrendiğinde kendisinin silahından çıkmadığını anladığını, çünkü o sırada Karşıyaka'da olduğunu söyledi.
**TİB'E YAZI YAZILSIN**
Can Kayı, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığından (TİB) Bülent B. ile telefon görüşmelerini kaydının istenmesini, kargo şirketinden kendisine Eylül ayında kargo gelip gelmediğinin öğrenilmesini istedi. Mahkeme Başkanı Orhan Kızıltaş'ın TİB'den gelen yazıda sanığın cep telefonunun olay günü Karşıyaka'da sinyal verdiğini, ancak olay saatlerinde sinyal vermediğini, olaydan 2 gün sonra cep telefonunun olay yeri yakınında sinyal verdiğinin belirlendiğini söylemesi üzerine, sanık Can Kayı, yaptığı görüşmelerin tespit edilmesini istediğini söyledi. Can Kayı, Umut'un annesini televizyonda gördüğünü ve kahrolduğunu belirtti.
**BAKANLIK MÜDAHİL OLDU**
Anne Gülhan Ceylan, sanıktan şikayetçi olduğunu, davaya katılmak istediğini belirterek, "Yüce adalete inanıyorum" dedi. Baba Ufuk Ceylan da, "İnşallah adalet yerini bulacaktır" diye konuştu.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı Emine Şentüfekçi Tezcan, "Şikayetçiyiz, davaya katılmak istiyoruz. Sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyoruz" dedi.
**BIRAKTIĞI POŞETTE SİLAH VARDI**
Tanık olarak dinlenen Şahin Sözal, sanığın zaman zaman belinde silahla dolaştığını gördüğünü, ancak hangi tarihler olduğunu bilmediğini belirtti. Tanık Mahsum Altun, bir gün çalıştığı dükkana siyah bir poşet bıraktığını, içini açıp baktığında silah olduğunu gördüğünü, 2 saat sonra gelip aldığını ve o gün silahla diğer yaralama olayını yaptığını öğrendiğini söyledi.
**TUTUKLULUK DEVAM**
Mahkeme heyeti verdiği kısa ara ardından, kargo şirketine yazı yazılarak sanığa 26 Eylül 2012 tarihinde herhangi bir kargo gelip gelmediğinin sorulmasına, TİB'e müzekkere yazılarak sanığın olay tarihinden 1 ay önce ve 2 ay sonrasına dair cep telefonlarına ait HTS kayıtlarının istenmesine, Bodrum'da oturan Bülent B. ve eşi Meral B'nin talimatla ifadelerinin alınmasına, sanığın cezai ehliyetinin olup olmadığının tespiti için Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne sevk edilmesine ve sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı Temmuz ayına erteledi.
**UMUT YASASI ÇIKAR**
Duruşma sonrası gazetecilere gözyaşları içinde konuşan baba Ufuk Ceylan, "Gazetecilerle yaptığım ilk görüşmede '3 gün sonra her şey süt liman olur' demiştim. Allah'a şükür süt liman olmadı. Ama inşallah devletimiz, büyüklerimiz bu işe bir el atar da, eşikteki beşikteki bundan faydalanır. Bir umut yasası inşallah çıkar ve bundan sonra çoluk çocuk büyük küçük herkes bundan faydalanır. Tek temennim odur" dedi.
**KANI YERDE KALMASIN**
Avukat Tuncer Eşsizhan da, "Temenni ve uğraşımız da Umut'un kanının yerde kalmaması. Adaletin yerini bulacağı inancındayız. Dileğimiz bütün hukukçu meslektaşlarımızın çabası, silahlarla işlenen suçlarda azami cezaların uygulanması ve tölerans gösterilmemesi. Sonunda da suç tespiti halinde de ibreti alem teşkil edecek bir cezanın sanığa uygulanmasını istiyoruz" diye konuştu.
**DAHA ÖNCE CEZA ALDI**
Umut Ceylan'ın katil zanlısı olduğu iddiasıyla da tutuklanan Can Kayı hakkında Ersin Bağcıer'i "öldürmeye teşebbüs', "ruhsatsız silah bulundurmak' suçundan ömür boyu ve 1 yıl hapis cezası istemiyle Karşıyaka 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davada da 7.5 yıl hapis cezası verilmişti.
**OLAY NASIL OLDU ?**
Olay geçen yıl 27 Ağustos'ta Karabağlar'daki General Asım Gündüz Parkı'nda akşam saatlerinde meydana geldi. Parkta ablasıyla oynayan 6 yaşındaki Umut Ceylan bir anda kanlar içinde kalıp "Yandım" diye annesini koştu. Oyuncaktan düştüğü sanılan küçük çocuğun hastanede kurşunla yaralandığı anlaşıldı ama doktorlara yapacak birşey kalmadı. Bir beyaz eşya firmasının satış bölümünde görevli baba, 38 yaşındaki Ufuk Ceylan ile ev kadını 2 çocuk annesi Gülhan Ceylan daha birkaç dakika önce gülüp oynayan minik çocuklarının ölüm haberiyle yıkıldı. Günlerce gözyaşı döken anne ve baba bireysel silahsızlanmanın simgesi olurken İzmir polisi de çok titiz bir soruşturma yürüttü. Ancak eldeki tek delil minik Umut'un vücudundan çıkarılan mermi çekirdeği oldu. Bu mermi çekirdeği üzerindeki laboratuvar incelemesinde de özel yapım bir tabancanın namlusundan çıktığı anlaşıldı. Can Kayı, Karşıyaka Girne Caddesi üzerinde bir silahlı yaralama olayına karışınca Umut cinayeti de aydınlatıldı. (DHA)
[Tüm haberler](https://www.mynet.com/haber)
Anahtar Kelimeler: