Kişilerde davranış ve kişilik bozukluklarıyla ortaya çıkan deliryum hastalığı ağırlıklı olarak uzun süre hastanede yatan kişilerde görülür. Hastalar ağır bir tedavi süreci yaşadığı için çok uzun süre psikolojik işlev bozukluklarına maruz kalabilir. Hastanede uzun süre kalmak aynı zamanda kişiler için travmatik olayların yaşanmasına sebebiyet verir.
Deliryum hastalığının seyri uyku sistemindeki bazı bozukluklarla ortaya çıkar. Deliryum yaşayanlar uzun süreli hastanede yatarak tıbbi tedavilerine devam eden kişilerdir. Aşırı durgunluk gündüz görülen semptomlar arasındadır ve deliryum hastaları geceleri ajitasyon ve hareketlilik hali yaşar. Hastane ortamında sürekli kontrol ve tetkiklere maruz kalmış kişiler düzenli bir uyku çekemez ve zamanla bu durum deliryum hastalığına kadar gider. Korku ve öfke halinin en çok görüldüğü hastalıklardan biri olan deliryum hastalığı gece konuşmalarından hayali olaylara kadar giden bir dizi problemi beraberinde getirir.
Özellikle kanser tedavisi gibi uzun soluklu tedavi protokollerine tabi tutulan hastaların çoğunluğunda bu hastalığı görmek mümkün olabilir. Nörofizyolojik bir hastalık olduğu için kafa travması veya beyinle ilgili kanser türü bulunan hastalarda daha çok görülür. Bu hastalar mevcutta zaten beyin ve sinir sistemiyle ilgili sorunlar yaşadığı için deliryum belirtilerini kısa zaman içerisinde gösterebilir.
Kişilerde mevcut hastalık durumuna göre deliryum belirtileri farklılık gösterebilir. En genel anlamda deliryum hastalığına sahip bireylerde gece ve gündüz kavramının yok oluşu gözlemlenir. Hastalar saat kavramını algılayamadığı için geceleri uykusuz kalabilir, gündüzleri ise yorgunluk ve halsizlikle kendilerini sürekli uyutma eğilimindedir. Amaçsız bir dizi davranış sergileyen ve ailesini tanımayan deliryum hastalarında bunun gibi ciddi hafıza sorunları belirebilir. Deliryum belirtileri ani kişilik değişiklikleri aniden görülebilir. Hastanın refakatçisi durumu birkaç gün gözlemleyerek ilgili hekimle detayları paylaşmalıdır.
Tedavi sırasında hastalar deliryumun etkisiyle kendisine verilen ilaçları kabul etmeyebilir ve çevresine öfke saçar. Hastalara bazı durumlarda sakinleştirici vermek gerekebilir. Birincil hastalığı beyinle ilgili olan hastalarda bu durum daha ciddi semptomlarla kendini gösterebilir ve hastalar kendine zarar verecek durumuna gelebilir.
Deliryum nedenleri arasında beyin hastalıklardan başka; karaciğer sirozu, kalp yetmezliği, solunumla ilgili hastalıklar, ağır ameliyatlari ciddi kafa travmaları, ileri düzeydeki kansızlık sorunları sayılabilir. Bu hastalar tedavi sürecinde psikolojik olarak bakıma muhtaçtır. İlaç tedavisinin yanında nörolojik destek görmeleri deliryum hastalığı ile mücadelede önemli rol oynar. Özellikle hasta yakınları teşhisi konmuş deliryum hastası için sakin ve mantıklı davranmalıdır. Tıpta ilaçlarla çözümü bulunabilen deliryum hastalığı hakkında bilinmesi gereken en önemli detay hastaların bilinç kaybı yaşayabileceği ve fiziki anlamda kendine zarar verecek durumlarda bulunma eğilimidir.
Deliryum tedavi şekli hastalığın seyrine göre uzman hekim tarafından belirlenmektedir. Birincil hastalığın şekli deliryum hastalığının ilaç tedavisinin dozlarını ve şeklini belirler. Birincil hastalığın tedavisine ağırlık verilerek deliryum kontrol altına alınabilir ve hastaların büyük çoğunluğu kısa süre içerisinde deliryum hastalığını atlatabilir.
Deliryum tanısı konmuş hastalara ilk etapta antipsikotik ilaçlar verilir ve hastalığın semptomları kontrol altında tutulmaya çalışır. Deliryum hastalarına ilaç vermeden önce uzman hekim bazı tahliller isteyebilir. Bunlar radyolojik görüntüler ve kan tetkiklerinden oluşur. Sonuçlar doğrultusunda hem birincil hastalık seviyesi kontrol edilir hem de deliryum hastalığının seyri hakkında bilgi sahibi olunabilir.
Hastalığın semptomları değerlendirildiğinde kişilere ek tedavi yöntemlerinin uygulanıp uygulanmayacağına karar verilebilir. Kişilerin birincil hastalıkları kontrol altında tutulup iyileşmeler görüldüğünde halen devam eden deliryum rahatsızlığında uzman hekim detaylı bir incelemede bulunabilir. Hastaların ilaç dozları arttırılabilir veya ek tedavi yöntemlerine başvurulabilir.
Genellikle birincil hastalığın iyileşme aşamalarında deliryum rahatsızlıkları yavaş yavaş ortadan kalkar. Hastalarda görsel ve işitsel halüsinasyonlar ortadan kalkar ve yerini somut düşünceler alır. Davranış bozukluklarında ciddi bir iyileşme gözlemlenir.
Deliryum hastalığının ne kadar sürdüğü hakkında net ve kesin bir süre verilmesinin sebebi birincil hastalığın iyileşme durumundan kaynaklıdır. Birincil hastalık ne olursa olsun hasta olumlu yönde bir iyileşme kat ederse kısa süre içerisinde deliryum hastalığı da ortadan kalkacaktır.
Deliryum hastalığının seyri hastanın birincil hastalık durumuna ek olarak yaşıyla da orantılıdır. Yaşlı hastalarda gençlere oranla daha uzun süreli iyileşmeler görülebilir. Klinik tablolara göre gençler 1 veya 4 hafta içerisinde deliryum hastalığından tamamen kurtulabilir. Nadir de olsa deliryum yüzünden hayatını kaybeden hastalar bulunmaktadır. Ölümlerin sebebi hem birincil hastalık hem de deliryumun en şiddetli semptomlarının beyin fonksiyonlarında geri dönüşümsüz oluşturduğu zararlardır.
Her hastalıkta olduğu gibi iyileşme süresini belirleyen en büyük etken erken teşhistir. Konusunda uzman hekimler durumu kısa süre içerisinde fark edebilir ve hasta yakınlarına detaylı bilgi verebilir. Bunun yanında hasta yakınları hastalarının tüm tedavi sürecinde bilinçli olmalı ve ilk kez gördükleri tüm belirtileri hastanın doktoru ile anında paylaşmalıdır. Kalıcı bir hasar bırakmadığı için deliryum hastalığı kişilerde yalnızca nöropsikolojik semptomlar oluşturur. Yine de durumun takibi hekim tarafından yapılır ve hastanın yaşam kalitesini etkilemediğinden emin olunur.