Hürriyet gazetesi Ankara Temsilcisi Metehan Demir, Anayasa Mahkemesi’nin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresinin 7 yıl olduğu kararını NTV canlı yayınında değerlendirdi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise, "Karar Anayasa'ya aykırıdır" değerlendirmesini yaptı.
[
****](https://www.mynet.com/ilicak-erdogan-koske-gul-basbakanliga-110100636171)
[
****](https://www.mynet.com/hamzacebi-kamuda-kazanilmis-hak-olmaz-110100636169)
Gazeteci Metehan Demir, şunları söyledi:
“Ben sonuç olarak ikisinin dava arkadaşı olduğundan hareketle Abdullah Gül’ün Recep Tayyip Erdoğan’la aynı sandıkta yarışacağını düşünmüyorum. Seçime birlikte girmezler. Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında ‘AK Parti’nin adayı Abdullah Gül kardeşimdir’ dediyse, Gül ‘Anayasa Mahkemesi'nden güç aldım, yoluma devam ediyorum. İyi olan kazansın’ gibi bir ifadeyi gündeme getirmez.
Abdullah Gül, görev süresi tartışmalarının sürekli gündemde tutulmasından makam olarak çok yorgun olduğu için, bundan sonraki süreçlerde konuyla ilgili yorum yapmaktan kaçınacaktır.
Eğer Recep Tayyip Erdoğan kafasındaki başkanlığı açıkça deklare ederse, Abdullah Gül’ün de partinin en güçlü ismi Recep Tayyip Erdoğan’la birlikte nereye gideceği de Türkiye'nin en önemli konularından biridir. BM ve NATO da Türkiye'nin siyasi sorunlarını çözmek için bekleyen kuruluşlar değil. Tabii ki, Abdullah Bey oraları da hak eder ama sonuç olarak AK Parti’nin Türkiye'de güçlü olarak iktidarına devam etmek, Köşk’e çıkmış bir Recep Tayyip Erdoğan’ı da güvenlik altına almak gibi bir siyasi endişesinin olması çok normal. Bunu da sağlayabilmek için çok güçlü bir lider profilinin AK Parti’nin başında olması lazım. Bu da akla ilk olarak Abdullah Gül’ü getiriyor.
Biz yarın sabah itibarıyla üç başlık üzerinden konuşacağız. Bir, gerçekten Recep Tayyip Erdoğan ne yapacak? İki, görev süresi sonunda Abdullah Gül ne yapacak, nasıl bir yol izleyecek? Üç, Türkiye'nin başkanlık sistemi nasıl şekillenecek? AK Parti geleceğine hangi liderle devam etmek isteyecek?
Bu soruların yanıtlarını vermemiz bizim Türkiye'nin 10-15 yıllık profilini de yavaş yavaş çizmemiz anlamına gelecektir.
Abdullah Bey, 2019’da bile aday olabilir. Buna önü açıldı ama olacak mı olmayacak mı, olursa ne kaybeder… Tarafsız bir cumhurbaşkanı olduğu gerçeği var. Ama AK Parti kökenlerinden geldiği ve o parti için çok büyük emekleri olduğu gerçeğini de göz ardı edemeyiz.”
**BAHÇELİ: KARAR ANAYASAYA AYKIRI**
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Anayasa Mahkemesi'nin Cumhurbaşkanlığı görev süresiyle ilgili kararının Anayasa'ya açıkça aykırı olduğunu belirtirken, "Sayın Gül'ün eski mevzuata göre belirlenen yedi yıllık görev süresinin devamı ve üstelik bu görevini tamamladıktan sonra tekrar aday olabilme imkânına kavuşması Anayasa Mahkemesi'nin telkin ve yönlendirmelere ne kadar açık olduğunu da kanıtlamıştır" dedi. Bahçeli, bundan sonra Başbakan Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Gül'ün siyasi rakip olmalarının kaçınılmaz bir gerçek olarak ortaya çıkacağını vurguladı.
Bahçeli, Anayasa Mahkemesi'nin Cumhurbaşkanlığı görev süresiyle ilgili kararına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Anamuhalefet Partisi CHP'nin Cumhurbaşkanlığı Seçim Kanunu'nun bazı maddeleriyle ilgili Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı itirazın neticelendiğini ve ilan edildiğini anımsatan Bahçeli, "Bu kapsamda, 19 Ocak 2011 tarihinde TBMM'de kabul edilen 6271 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Seçim Kanunu'nun geçici birinci maddesinde ifadesini bulan; "On birinci
Cumhurbaşkanı'nın görev süresi yedi yıldır' hükmü yüksek mahkeme tarafından teyit edilmiş ve buna yönelik müracaat oy çokluğuyla reddedilmiştir" dedi.
Buna göre Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül'ün görev süresinin yedi yıl olarak kesinleştiğini, üstelik önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçiminde bir kez daha aday olmasının önünün açıldığına dikkat çeken Bahçeli, şöyle devam etti:
"Her şeyden önce Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı yürürlükteki Anayasa'ya açıkça aykırılık teşkil etmiştir. Bilindiği üzere 5678 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun 31 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilmiş ve ardından 16 Haziran 2007 tarihinde Resmi Gazete'de halkoyuna sunulmak üzere yayımlanmıştır. Bunun üzerine, 31 Mayıs 2007 tarihinde aralarında; Cumhurbaşkanlığı görev süresinin yedi yıldan beş yıla çekilmesini ve milletvekilliği süresinin beş yıldan dört yıla indirilmesini sağlayan anayasa değişiklikleri de 21 Ekim 2007 tarihindeki referandumla onaylanmıştır. Bu gerçekler ışığında Cumhurbaşkanlığı görev süresinin "5+5' yıl olarak tayin edilmesine rağmen, Anayasa Mahkemesi'nin bugün verdiği kararın tutarlılıkla, objektiflikle ve adaletle bağdaşır ve izah edilebilir hiçbir tarafı görülmemiştir."
"Anayasa'da açık ifadesi bulunan ve tartışma götürmez bir şekilde net olan Cumhurbaşkanlığı görev süresini sulandırmak, siyasi ve keyfi yorumlarla yeni içtihat oluşturmak en başta Anayasa'nın çiğnenmesinden başka bir anlama gelmemiştir" vurgusu yapan Bahçeli, MHP'nin, 19 Aralık 2011 tarihinde, bu konu hakkındaki görüşlerini kamuoyuyla paylaştığı ve nerede durduğunu bariz olarak gösterdiğini belirtti.
Partisinin bugün de aynı fikir ve kanaatlerini koruduğunu ve on birinci Cumhurbaşkanı Gül'ün görev süresinin beş yılla sınırlı olduğuna inandığını ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti:
"Ne var ki, Sayın Gül'ün eski mevzuata göre belirlenen yedi yıllık görev süresinin devamı ve üstelik bu görevini tamamladıktan sonra tekrar aday olabilme imkanına kavuşması Anayasa Mahkemesi'nin telkin ve yönlendirmelere ne kadar açık olduğunu da kanıtlamıştır.
Bundan sonra Başbakan Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün siyasi rakip olmaları kaçınılmaz bir gerçek olarak ortaya çıkacaktır. Cumhurbaşkanı Sayın Gül'ün uluslararası bir göreve getirilme çabaları da şimdilik sonuçsuz kalacak ve bir işe yaramayacaktır.
Anayasa Mahkemesi verdiği kararla, AKP'nin tekerine taş koyduğu gibi, hukukun güvenirliğine de kalıcı bir darbe vurmuştur. Elbette aziz milletimiz bu tezgâh altı ilişkileri görmekte ve devleti aile şirketine çevirme arayışında olan sinsi niyetleri ibretle izlemektedir.
Şüphesiz Anayasa Mahkemesi'nin verdiği bu kararın düzeltmesini büyük Türk milleti gelecek Cumhurbaşkanlığı seçiminde yerine getirecek ve devletin en yüksek makamıyla ilgili hesap yapanları mutlaka sükutu hayale uğratacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi buna yürekten inanmakta ve güvenmektedir."
Kararla ilgili CHP'den İstanbul milletvekili Gürsel Tekin ve MHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Bal, Habertürk TV'de değerlendirmelerde bulundular.
**GÜRSEL TEKİN: BEKLENTİMİZ 5+5'Tİ AMA KARARA SAYGILIYIZ**
CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin beklentilerinin 5+5 olduğunu ancak Anayasa Mahkemesi'nin kararına da saygılı olduklarını söyledi.
Gürsel Tekin, şunları söyledi: "Çok sürpriz bir karar olmadı. Ankara kulislerinde zaman zaman konuşulan bir senaryoydu. Biz kararın tamamının iptalini bekliyorduk. Doğrusu hukukçular tekrar bunları konuşacaklardır. Anayasa Mahkemesinde bu davanın görüşüldüğü bir ortamda, iktidarın başkanlık sistemi tartışmaları açmasında ki neden de buydu aslında. Hayırlı olsun.
Bizim CHP olarak beklentimiz 5+5'di ama Anayasa Mahkemesi'nin kararına da saygı duyuyoruz."
**CHP'Lİ TARHAN: "HUKUK BİR KEZ DAHA KATLEDİLMİŞTİR"**
CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Anayasa Mahkemesi'nin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün görev süresine ilişkin verdiği karara ilişkin, "Hukuk bir kez daha katledilmiştir. Bu kararla Anayasa bizzat Anayasa Mahkemesi tarafından ihlal edilmiştir" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan yaptığı yazılı açıklamada Anayasa Mahkemesi'nin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün görev süresine ilişkin verdiği kararı değerlendirdi.
Tarhan, şöyle dedi:
"Cumhurbaşkanlığı Seçim Yasasının metnindeki tüm Anayasa ihlalleri görmezden gelinerek, Anayasa Mahkemesince bir kez daha hukukun değil, başka dinamiklerin etkili olduğu bir karar verilmesi tercih edilmiş, bu kararla Anayasa bizzat Anayasa Mahkemesi tarafından ihlal edilmiştir.
Her ne kadar gerekçesi henüz bilinmemekle birlikte, basına yansıyan ilk bilgilere göre Anayasanın yeni hükmüne göre ikinci kez seçilebilmenin mümkün olduğu belirtilerek verilen ve ikinci kez seçilmeyi bu gerekçeyle iptal eden bir anlayış anayasanın bu yeni hükmünün Cumhurbaşkanının görev süresini 5 yıl olarak belirlediğini ise her nedense fark etmemiştir."
**"SÜRPRİZ DEĞİLDİR"-**
"Davaya konu olan ana sorun öncelikle Anayasanın yasa ile değiştirilip değiştirilemeyeceğine ilişkin olup, bu kararla Mahkeme Anayasanın artık yasa ile değiştirilebilmesinin yolunu açmıştır" diyen Tarhan, şöyle devam etti:
"Bu da Anayasa hükümlerini, -buna değiştirilemez hükümleri de dahil,- değiştiren bir yasanın dahi Anayasa Mahkemesi tarafından onay göreceği yolundaki endişelerimizi arttırmıştır. Yargının alabildiğince siyasallaştığı ve hukuksal değil başka tür hesapların yapıldığı bir dönemde karar sürpriz değildir. Ancak bazı konularda anayasa değişikliğine dahi gerek bırakmayan bir fiili bir yol oluşturduğu ve bu yolla anayasanın bizzat onu koruması gereken mahkemesi eliyle anayasanın ihlal edildiği açıktır.
İkincil sorun Cumhurbaşkanının görev süresine ilişkin olup, bu sorunun statü hukukuna göre çözülmesi gerekirken ve bir bütün olarak eski ya da yeni statü hukukunun geçerli olması yolunda iki olasılık sözkonusuyken bu yola hiç girilmemiştir. Cumhurbaşkanının görev süresi ve yeniden seçilmesi bakımından ya eski statü ya yeni statü geçerli olabilecekken iki seçeneğin de tartışılmayıp, karma ve siyasi bir bakış açısı ile yine hukukun dışında başka faktörlerle ve kişiler üzerinden değerlendirme yapılmış, bu arada hukuk bir kez daha katledilmiştir."
**FARUK BAL: YARGISAL AKTİVİST KARAR**
MHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Bal ise Anayasa Mahkemesi'nin kararını yargısal aktivist bir hareket olarak yorumladı. Bal, "Anayasa Mahkemesi yargısal aktivist bir hareketle yasayı değiştirmiştir. Azami 10 yıl olması olan görev süresini 12 yıla çıkarmıştır. Bu kararı neden verdi? Bu sonucu anlamak mümkün değildir. Anayasa Mahkemesi'nin, cumhurbaşkanına fazldan 2 yıl süre veren kararını yargısal aktivizm olarak değerlendiriyoruz" dedi.