ANKARA (ANKA) - 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in, “Demirel az konuşsa iyi olur, onun yapamadığını biz yapıyoruz” sözlerine, “Sayın Cemil Çiçek ve hükümeti Türkiye’yi bölmüştür. Bizim yapmadığımız oydu işte. Doğrudur, bizim yapamadığımızı, yapmadığımızı onlar yapıyor. Ülkenin en değerli kurumlarını itibarsız hale getirmek için, Türkiye’de hiçbir hükümetin yapmadığını yaptılar. Halkı birbirine düşürmek için de hiçbir hükümetin yapmadığını yaptılar. Bravo onlara, bravo” dedi.
-“35. MADDE TÜMÜYLE KALDIRILMAMALI”-
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Ekoenerji dergisinden Prof. Dr. Mustafa Özcan Ültanır’a verdiği röportajda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Demirel, CHP’nin, TSK İç Hizmet Yasası’nın 35. maddesinde değişiklik öngören teklifine, “Bu bir meçhulü bir meçhulle izahtır. Yani bir de onun ne anlama geldiğini izah etseler daha iyi olur. Eğer bir düzenleme yapmak istiyorsanız, bu düzenlemeyi sadece 35’inci maddeyi kaldırarak değil, yeniden bir müdahale ortamı gerektirmeyecek tedbirleri de beraber yapmak lâzım” diye konuştu. 35. maddenin tamamen kaldırılmaması gerektiğine dikkat çeken Demirel, şöyle dedi:
“Hâlbuki 35. maddenin mevcut olmasına rağmen, askerin yaptığı yanlış, resen hareket etmesidir. Çünkü, 35. madde askere, bu maddelerin mevcudiyeti muvacehesinde resen hareket yetkisini vermiyor. Ama o öyle anlıyor.
Yani, bugün burada şunu anlatmak istedim: Devlet güvenliği söz konusu olduğu zaman Türkiye kuralsız değil. Anayasa kurallarını koymuş. Bu kuralları uygulayacaksınız. Bunları uygulamayınca veya bunları uyguladığınız zaman netice almayınca, asker ‘ne yapalım memleket uçuruma mı gitsin?’ deyip halâskâr zabitan oluveriyor. O da darbe oluyor. O darbe olduğu zaman, bütün devletin yükünü kendisi sırtlanıyor. Kendi bildiği gibi mevcut kanunları uyguluyor veya kendisi kanun yapıyor. Bu da darbe idaresi oluyor. Daha sonra sivil idareye geçinceye kadar bu böyle gidiyor.
Şimdi burada çok önemli olan bir şey daha var. Şunu diyemezsiniz! 35. maddeyi tümüyle kaldırın. Peki, o zaman bu görevleri kim yapacak? Yani, Anayasa’nın 118’inci maddesindeki, 120, 122’nci maddedeki ihtiyaçlar çıktığı zaman kim yapacak? Savaşı kim yapacak? Askere ‘savaş yap’ dediğiniz zaman kim yapacak, neye göre yapacak? Savaşı asker yapacak, ama işte buna göre yapacak. Bu irtibatları koparmamak lâzım geliyor.”
-“ASKER GÖREVLERİNİ RESEN YAPAMAZ, YAPMAMALI”-
9. Cumhurbaşkanı Demirel, 35. maddeye dayanarak darbe yapıldığı gerekçelerine de, “Burada sayılan görevler, askerin yapması lâzım gelen görevleri ‘asker resen yapamaz’ demek lâzım. Yine bu görevi asker yapacak, ama resen yapamaz. Buna yetkili yasal mevkiler, makamlar, merciler tarafından kendisine emir ve direktif verilmeden yapamaz. Peki yaparsa!... O zaman işte darbe yapmış oluyor, ama sivil idarenin emrinde görev yapmak yerine resen görev yapmayı neden isteyebilir?” dedi.
-DEMİREL’DEN DARBE AÇIKLAMASI-
Türkiye’deki darbelerin en önemli sebebi olarak Demirel, “Asker sivil idarenin emrinde bu görevleri yaparken kendisini kafi derecede korunmuş saymıyor. Türkiye’deki darbelerin en önemli sebeplerinden birisi bu” açıklamasını yaptı.
-“ÜLKE FETRETİ KALDIRMAZ”-
“Ülkenin fetrete gitmemesi lâzım.Fetrete gitmemesi için devletinin iyi işlemesi lâzım” diye uyaran Demirel, şöyle dedi:
“Bir milletin birliğe ihtiyacı vardır. Bu ülkenin hele bugünkü şartlarda birliğe ihtiyacı var. Şimdi zaten kafi derecede bölücülük sıkıntıları varken, bir de intikam sıkıntısı çıkarmamak lâzım. Bunu çok yanlış sayıyorum.”
-“ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ İLE İNTİKAM ALINIR MI?”-
12 Eylül’de referanduma gidecek Anayasa değişikliği paketi konusundaki tartışmalara da değinen Demirel, “Bu 24 maddenin değişmesi ile neyin intikamını alıyorsunuz? Halkın önüne çıkarken, halkın önüne çıkanların dikkatli olması lâzım. Türkiye’nin her şeyden çok birliğe ihtiyacı var. Bu referandum da, yapacağınız başka işler de bu birliği bozmamalı. Bir taraftan insanlar, sen şuydun ben buydum diye birbirlerinin evlerini yerlerini yakıyorlar, bir taraftan da yeni bölünmüşlükler ortaya çıkarmamak lâzım” uyarısını yaptı.
-“BU COĞRAFYADA KAHRAMAN ASKERSİZ YAPAMAZSINIZ”-
Son günlerde askere yönelik suçlama ve eleştirilere değinen Demirel, “Şimdi bu ülkede, şu sebepten ya da bu sebepten, asker en güvenilir kurum iken, bir süreden beri askerin itibarı ile oynayan, askeri cuntacı gösteren, haksız işler yapmış gösteren ve askeri itip kakan bir durum hasıl oldu. Aslında asker sivil idarenin emrinde ise, onun adı demokrasidir. Bu ise başka bir olaydır. Yalnız askeri sivil idarenin emrine alıyoruz diye, askerinizi kurum olarak itip kakmaya, itibarsız hale getirmeye, güçsüz düşürmeye kalktığınız taktirde, bu ülkeye yapılan en büyük kötülük olur. Çünkü, bu coğrafyada, bu kahraman askersiz yapamazsınız. Türkiye’nin askeri kahraman askerdir” dedi.
-“BEŞ AY SONRA MUHAKEME ETMEK İÇİN ÇUKURCA’DA MEVZİDEKİ GENERALİ TEVKİF ETMEK ÇOK YANLIŞ"-
9.Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, askerlere karşı izlenen tutumu eleştirerek, şöyle dedi:
“Askerin içerisinde suç işlemişler varsa, kanunlara uymamış insanlar varsa, bunları kanunlara uyarak halledersiniz. Ama, Çukurca’da sabahtan akşama kadar mevzide askerlerle beraber oturan generali, beş ay sonra muhakeme etmek için tevkif etmek de gösterdiğiniz tutum çok yanlıştır, ayıptır, ayıptır. Bu görevleri kime yaptıracaksınız? Kırmayın askerinizin moralini! O kar demeden, tipi demeden, soğuk demeden, dağ demeden, ova demeden bu ülkenin sınırlarını koruyan ve bu bayrağı dalgalandıran adam. Buna bu muameleyi yapmaya hakkınız yok. Bu Ordu’nun generallerine, subaylarına, askerlerine yapılan bu tür muameleleri yapmaya hakkınız yok. Efendim adaletmiş(!) Adaleti işletmiyorsunuz ki!... İşletin adaleti bir an evvel, neyse işinizi bitirin. Adalet işletiyorsunuz diye, bu askerlere ‘kaç’ deseniz, kaçmazlar. Muhakeme mi etmek istiyorsunuz? Çağırdığınız gün gelirler mahkemeye. Bunları niçin tutuklu olmaya götürüyorsunuz? Ben açıkça size şunu söyleyeyim; bunların adaletle vs. ile hiçbir alâkası yok. Bunlar yanlıştır.”
-“TÜRK ORDUSU ASİLZADE TAYFASI DEĞİL, HALK ORDUSUDUR"-
Askere yapılan 'ters muameleden' üzgün olduğuna dikkat çeken Demirel, “Asker denildiği zaman adamın tüyleri diken diken oluyor. Asker bu milletin adamı. Milletin içinden çıkmış ve okutmuşsun, yazdırmışsın, eline silahı vermişsin. Bu milletin askeri bir zadegân asker değil. Subaylarının büyük bir kısmı, kimisi köylü çocuğu, kimisi işçi çocuğu, kimisi memur çocuğu. Yani bir asilzade tayfası değil, halk.Halk ordusu bu. Yani, askere karşı bu ters muamelelerin yapılmasından fevkalâde muzdaripim, çok üzgünüm” dedi.
-“HALKI BİRBİRİNE DÜŞÜRDÜLER”-
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in, “Demirel az konuşsa iyi olur, onun yapamadığını biz yapıyoruz” sözlerinin hatırlatılmasına da Demirel, şöyle dedi:
“Tabii polemik yapmak istemem. Benim söylediğim bütün bu sözlerin hepsi 50 senelik bir uygulamanın ürünleridir. Polemik istemiyorum. Benim söylediklerime alınganlıkla değil de, ne söylüyor diye baksalar daha akıllılık olur. Az konuşsa, çok konuşsa meselesine gelince, kendi işlerine baksalar daha iyi ederler. (Bir eleştirisi daha vardı galiba.) Şimdi oraya gelince polemik yapacağım. Doğrudur, bizim yapamadığımızı, yapmadığımızı onlar yapıyor. Ülkenin en değerli kurumlarını itibarsız hale getirmek için, Türkiye’de hiçbir hükümetin yapmadığını yaptılar. Halkı birbirine düşürmek için de hiçbir hükümetin yapmadığını yaptılar. Bravo onlara, bravo.”
-AÇILIMI ELEŞTİRDİ-
İnegöl ve Dörtyol’da yaşanan olayları ve açılım tartışmasını da Demirel, şöyle değerlendirdi:
“İnsanlar siz ve biz olarak bölünmeye gidiyor. Dün birbirleriyle hiçbir meselesi olmayan insanlar bu defa birbirlerinden korkmaya, ürkmeye başlıyorlar. En ufak bir kibrit çakılsa, birbirlerinin üstüne gidiyorlar.
Açılım şunu yaptı: Türkiye’de soran var mıydı size, ‘Türk müsünüz, Kürt müsünüz, Çerkez misiniz?’ diye. Kim kime soruyordu? Bu insanlar senelerdir bir arada yaşayıp gidiyordu. Birbirlerinden kız alıp veriyordu. Birbirleri ile aileler müşterek yaşıyordu. Birbirlerine karşı muhabbetleri vardı, insanların sevgisi vardı. Aynı yerlerde birlikte çalışıyorlardı. Gerek var mıydı, sen Kürtsün ben Türküm ya da sen Türksün ben Kürdüm diye bir ayrılık yapmaya? Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşı olmak hepimize yetmiyor muydu?
Sonra ne yaptınız? Kardeşim ben Kürtmüşüm. Öyleyse benim haklarım olacak. Ne gibi hakkınız olacak? İki millet olmak gibi. İki milletten iki devlet olmak gibi. İki ayrı bölge olmak gibi. Bu mümkün değildir ki, Kadifekale’de oturan adamı nereye koyacaksınız? Doğu’dan gelmiş orada oturuyor. Kimsenin kimseye de bir şey dediği yok. Bu ülkenin insanları birbirlerini, Doğulu, Batılı, Kürttü, Türktü diye hiç, ama hiçbir zaman horlamadılar. Bunlar hep kardeştiler. Aynı siperde şehit oldular. Aynı camide beraber namaz kıldılar. Aynı devletin hizmetlerini beraber gördüler. Aynı bölükte askerlik yaptılar. Ne gerek vardı bunlara? Sayın Cemil Çiçek ve hükümeti Türkiye’yi bölmüştür. Bizim yapmadığımız oydu işte."
-REFERANDUM HESAPLAŞMAYA DÖNÜŞMEMELİ”-
12 Eylül’de yapılacak referandumun ordu ile hesaplaşmaya dönüştürülmemesini isteyen Demirel, “Bu bir referandumdur. Referandumu ordu ile hesaplaşma, Silahlı Kuvvetlerle itişip kakışma anlamına gelecek şekle getirmenin yanlışlığına dokunmak isterim. O yanlış olur. Geçmişin çok karıştırılması, Türkiye’ye hayır getirmez” dedi.
-LİDERLERİ UYARDI-
Demirel, meydanlarda konuşan liderleri de, “Yani, halkın önüne çıkarken, halkın önüne çıkanların dikkatli olması lâzım. Türkiye’nin her şeyden çok birliğe ihtiyacı var. Bu referandum da, yapacağınız başka işler de bu birliği bozmamalı” diye uyardı.
-REFERANDUM SONUCUYLA İLGİLİ YORUM YAPMADI-
Demirel, referandum öncesi vatandaşlara da, “Benim halkım akıllıdır. Düşünür taşınır herkesi dinler” dedi. Referandumun sonucu ile ilgili yorum yapmaktan kaçınan Demirel, “Onu ben daha bilmiyorum. Daha çok erken, ama söylediğim gibi, ülke için yararlısı neyse halk onu yapar. Bir de ülke için hayırlısı olsun” demekle yetindi.