Demirtaş: Başbakanın çağrısı ciddiye alınmıyor

Gezi'de katledilen çocuklara meydanlarda neredeyse alkış tutturmuş bir başbakananın şimdi İsrail katliamını kınaması ve 'bunu durdurun' çağrısı elbette ciddiye alınmıyor" dedi.

TRT'nin seçim yayınını ve RTÜK'e yaptığı savunmayı da eleştiren Demirtaş, "Özürleri kabahatlerinden büyük. Sana mı kaldı? Kimin popüler olduğunu tespit etmek. Bir gez bakalım uluslararası alanda senin genel başkanın acaba hangi alanda ünlüdür" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, Başbakan Erdoğan'ın Gazze'ye yönelik hava saldırısı nedeniyle İsrail'e yaptığı çağrıyı eleştirerek, "Eminim ki, İsrail'e yapılan çağrılar bugün İsrail devleti, hükümeti ve İsrailler tarafından tuhaf karşılanıyordur. Roboski ile ilgili acımasız açıklamalar yapmış, Soma ile ilgili "fıtratında var işin kaderidir' demiş,Gezi'de katledilen çocuklara meydanlarda neredeyse alkış tutturmuş bir başbakananın şimdi İsrail katliamını kınaması ve "bunu durdurun' çağrısı elbette ciddiye alınmıyor" dedi.

Reklam
Reklam

Demirtaş, DİSK'i ziyaret etti. DİSK/Genel-İş Sendikası Genel Merkezi'nde DİSK Genel Başkanı Kani Beko ve yöneticilerle bir araya gelen Demirtaş, görüşme sonrasında basın toplantısı düzenledi.

-"TÜRKİYE'NİN İSRAİL- FİLİSTİN MESELESİNDE SIFIR ETKİSİ VAR"-

Demirtaş, hükümet'indış politikasını eleştirerek, "İsrail bütün dünyanın gözleri önünde mazlum Filistin halkına ısrarla inatla bu kadar zulüm ederken Türkiyegibi bölgesel aktör olduğunu, dış politikada düzenleyici olduğunuiddia eden Türkiyegibi bir ülkenin enküçük bir etkisinin olamaması, İsrail- Filistin meselesinde sıfır etkisi olması da hazin bir durumdur. Bugün Türkiye'den yapılan hiç bir açıklamamanın hiçbir etki yaratmadığını üzüntüyle izliyoruz. Bu Türkiye'nin aslında dış politikada içine düşürüldüğü rehaveti gösteriyor. Gönül isterdi Türkiye'nin; Suriye'de, Irak'ta, Filistin'de Mısırda, Lübnan'da, Libya'da yaşanan bütün iç savaşlarda ağırlığını koruyabilen, barıştan yana tavır koyduğunda etkili olabilen bir politikaya sahip olabilseydi. Bu ağırlığı bırakın bir tarafa şuanda gayri ciddi bir ülke yaklaşımı içerisinde" dedi.

Reklam
Reklam

-"BAŞBAKAN IŞİD'E NEREDEYSE RİCADA BULUNUYOR"-

Demirtaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Musul'da Başkonsolosluk görevlileri ile ailelerini rehin alan Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütüne yönelik tutumunu da eleştirerek, "Başbakan IŞİD'e neredeyse ricada bulunuyor. 'Allah'a inanıyorlarsa onları serbest bıraksınlar' diyor. Bu kabul edilebilir bir tutum değil. 'Allah'a inanıyorsanız' diye çağrı yaptığı kişiler , insanların kafasını kesip, top oynayıp görüntülerini dünyaya yayan kişiler. Adıyla sanıyla anmaya bile cesaret edemiyor. 'IŞİD terörist grubu' diyemiyor. Ama, ekmek almaya giderken öldürülen Berkin Elvan'a, Ali İsmail Korkmaz'a 'terörist' diyebiliyor. İşte bu dış politikada sıfırlanan kredilerin nedenidir. Sen kendi ülkende bu kadar tutarsın davranırsan, başkası Filistin'de katliam yaparken söylediğin sözün hiçbir anlamı kalmaz" diye konuştu.

"İSRAİL'E YAPILAN ÇAĞRILAR İSRAİLLER TARAFINDAN TUHAF KARŞILANIYOR"

Erdoğan'ın Gazze'ye yönelik hava saldırısı nedeniyle İsrail'e yaptığı çağrıyı da değerlendiren Demirtaş, "Eminim ki, İsrail'e yapılan çağrılar bugün İsrail devleti, hükümeti ve İsrailler tarafından tuhaf karşılanıyordur. Roboski ile ilgili acımasız açıklamalar yapmış, Soma ile ilgili "fıtratında var işin kaderidir' demiş, Gezi'de katledilen çocuklara meydanlarda neredeyse alkış tutturmuş bir başbakanın şimdi İsrail katliamını kınaması ve "bunu durdurun' çağrısı elbette ciddiye alınmıyor" dedi.

Reklam
Reklam

"3 ADAYDA OY VEREBİLECEK PROFİLİ TEMSİL ETMİYOR"

Demirtaş, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde iki çizgi ve üç aday olduğunu belirterek, "Gönül istedi ki aday gösterme usulleri çok daha geniş olsaydı. Parlamento'da 20 milletvekilinin imzası dışında halktan insanlar kendi imzalarıyla aday gösterebilseydi. Doğru olan, demokratik olan budur. Çünkü şuanda halkın huzuruna çıkan üç aday olarak Türkiye'nin yüzde yüzünü gönül rahatlığıyla oy verebileceği profili temsil etmiyoruz" ifadelerini kullandı.

Halkın farklı kesimlerinin kendilerine yakın adaylarını cumhurbaşkanlığında görmek isteyeceklerini yalnız seçim sisteminin bunu halkın elinden aldığına dikkat çeken Demirtaş eski statüko ve tek adamlık çizgisini olduğunu söyledi.

"DESPOTİK YAKLAŞIMLARI ENGELLEMEK İÇİN SANDIĞA GİDİLMELİ"

Demirtaş seçimin bir başkanlık seçimi olmadığını bunun için öncelikle anayasanın değişmesi gerektiğine vurgu yaptı. Halkın kabul etmediği başkanlık sistemini yine gayri resmi bir şekildi halka dayatılmasını eleştiren Demirtaş bunun bir kriz ortaya çıkacağını söyledi. Demirtaş halkın despotik yaklaşımları engellemek için sandığa gittiğine vurgu yaptı.

Reklam
Reklam

"SENİN GENEL BAŞKANIN ACABA HANGİ ALANDA ÜNLÜDÜR"

TRT'nin seçim yayınını da eleştiren Demirtaş, "RTÜK TRT'den savunma istemiş. TRT'nin haber kanalları 3 gün içerisinde 44saniye benimle ilgili haber yapmış. Oda yakınlarımın taziyesine yaptığım taziye haberi. TRT Genel Müdürlüğü RTÜK'e savunma göndermiş. Demiş ki; "Cumhurbaşkanlığı adayları arasında en popüler olan Uluslararası alanda adaylığı en dikkatli izlenen Recep Tayyip Erdoğan olduğu için biz onu daha fazla gösterdik'. Özürleri kabahatlerinden büyük. Bu hangi yasada yazıyor.Bu TRT Genel Müdürünün istifa etme gerekçesidir. Sana mı kaldı? Kimin popüler olduğunu tespit etmek. Bir gez bakalım uluslararası alanda senin genel başkanın acaba hangi alanda ünlüdür. Onu da tespit et bakalım. Neyle ünlü olmuş, neyle popüler olmuş ona da bakın, popüler adayı yayınlarken. TRT sizin babanızın malı mıdır?. Ya bu rezalete sonvereceksiniz ya da TRT Genel Müdüründen, Genel Yayın Yönetmenine kadar bütün daire başkanları hakkında şahsen suç duyurusunda bulunacağız. TRT sizin, Danıştay sizin, Yargıtay sizin, parlamento sizin, özel yayın kuruluşları, emniyet, istihbarat, üniversiteler, meydan sizin. Biz kimiz peki? Bu ülkenin emekçileri, ezilenleri sizin babanınız kölesi mi? Bu uygulamaların derhal bitmesi lazım" dedi.

Reklam
Reklam

"TÜRKİYE'NİN BÖLÜNME TEHLİKESİ YOK"

Basının sorusunu da yanıtlayan Demirtaş, geçtiğimiz günlerde Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Türkiye bölünürse gerekirse silah alırız" şeklindeki sözlerinin anımsatılması üzerine, "Önünü arkasını düşünmeden kullanılmış bir cümle. Türkiye'de ciddi bir bölünme tehlikesi varmış hissi oluşturuyor. Şu anda Türkiye'yi bölmek isteyen bir halk yok. Bunun oluşturacağı algıyı Kılıçdaroğlu'nun iyi hesap etmesi lazım. "Bu Kürtler ülkeyi bölmek istiyor.' gibi bir anlam içerir. Ne Kürtler bu ülkeyi bölmek istiyor ne de bu ülkenin bölünme riski var. Bir siyasetçinin üzerine düşen şey de eline silah almayı hatırlatmak değil, ülkenin sorunlarını siyasetle çözmek olur. Kime karşı silah almayı ifade ediyor. Bu riskli bir cümledir. Niyetini sorgulamıyorum ama bu beyandan yola çıkarak zaten sokakta serseri mayın gibi dolaşan provokatörlere gün doğmuş olur. Dikkat edilmesi gerekiyor. Türkiye'nin bölünme tehlikesi yok" şeklinde konuştu. (ANKA)