Demirtaş: BDP Grubu hakkında bugüne kadar 674 fezleke hazırlandı

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Hakkari'de yaptığı açıklamada, BDP Grubu hakkında bugüne kadar 674 fezleke...

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Hakkari'de yaptığı açıklamada, BDP Grubu hakkında bugüne kadar 674 fezleke hazırlandığını söyledi.
BDP Hakkari İl Örgütü tarafından bir otelde dayanışma yemeği verildi. Dayanışma yemeğine BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, BDP'li Hakkari milletvekilleri Esat Canan, Adil Kurt ve partililer katıldı. Selahattin Demirtaş yaptığı konuşmada, "Bu ülkede siyaseti muhalefet adına sadece bizler yapıyoruz. Siyaseti AK Parti ve Başbakanın sunduğu lütufla değil, her türlü engellemeye rağmen demokratik siyasette ısrar ediyoruz. Bizim grup hakında 674 fezleke hazırlandı." dedi. Demirtaş, BDP'nin seçmenden oy almak için binbir dalavere yapan bir parti değil, tam aksine bir halk partisi ve halk hareketi olduğunu iddia etti.
Türkiye'de demokrasi olmadığını öne süren Demirtaş şöyle devam etti: "BDP, halkın emeği, mücadelesi, dişi, tırnağıyla kendi kurduğu, kendi yarattığı bir halk hareketidir. BDP halkın kendisidir. Partimizin ulaşmak istediği hedef; daha demokratik, özgür bir toplum, barış içinde yaşayan halkların hizmetinde olabilmektir. Bizler bu mücadeleyi verirken, binbir zorluk, baskı ve engellemeyle karşılaşıyoruz. Sanki demokratik bir yarış ortamında eşit koşullarda diğer partilerle aynı koşullarla siyaset yapıyormuşuz gibi bir hava yaratılmasını da doğru bulmuyoruz. İktidar ve hatta bazı muhalefet sözcülerine kalsa BDP'ye sunulan siyaset imkanını bir ödül şekilde düşünüyor; 'Bakın işte size konuşma imkanı veriyoruz' diyorlar. Kusura bakmayın, ama bugün konuşabiliyorsak bu sizin verdiğiniz hak ve lütuflardan dolayı değildir. Bedelini ödeyerek, büyük acılar çekerek bugünlere gelebildik ki konuşabiliyoruz."
BDP grubu hakında 674 fezleke hazırlandığını ifade eden Demirtaş, sözlerine şöyle devam etti: "Milletvekillerimize 3 bin yıla yakın hapis cezası isteniyor. Bir milletvekili konuşamıyorsa, konuştuğunda dava, soruşturma açılıyorsa ve bunun için Meclis'te hiç kimsenin sesi çıkmıyorsa, sokaktaki vatandaş, STK'lar nasıl konuşacak? Sen milletvekilleri üzerinde bu kadar büyük bir baskı yaratıyorsan o toplumu korkutma, sindirme politikasıdır. Bu nedenle demokratik bir siyasi ortam var ve BDP de bunu kullanıyor gibi algılamamak lazım. Türkiye'de eğer siyaset yapılıyorsa bunu sadece BDP yapıyor. Geri kalanlar devletin imkanları ve medyanın gücüyle çalışmalarını yürütüyorlar. Bu ülkede siyaseti muhalefet adına sadece bizler yapıyoruz. Biz siyaseti AK Parti'nin ve Başbakanın sunduğu lütufla yapmıyoruz. Her türlü engellemesine rağmen demokratik siyasette ısrar ediyoruz. Yoksa bizim özgürlüğe, demokrasiye ve onurlu bir barışa içten bir bağlılığımız olmasa, canı gönülden bunu yapmazsak bu çekilecek kahır da değil. 6 bin 200 arkadaşımız cezaevlerinde tutuklu. 200 binden fazla dosya var mahkemelerde veya Yargıtay'da. 200 binden fazla insan bu siyasetten dolayı yargılanıyor. Buna rağmen demokratik siyasette ısrar ediyoruz. Ortada demokratik bir ortam yok. Biz ortamı demokratikleştirmeye çalışıyoruz. Bedel ödemenin değeri bu ülkede yeterince anlaşılıyor mu, hayır. Onlar sürekli BDP'yi karalamaya, ezmeye, tasfiye etmeye, yok etmeye çalışıyorlar. Oysa yok etmeye çalıştıkları şey bu parti değil, bir halkın özgürlük umudu, Türkiye'nin en önemli demokrasi dinamiğidir."
Bütün Türkiye'nin demokratikleşme ümidinin BDP'de saklı olduğunu öne süren Demirtaş, barışın yolunun demokrasiden geçtiğini ve partisinin de bunun için mücadele ettiğini belirtti. "Türkiye'ye yakın zamanda demokrasi de, barış da gelecek. Onun teminatı da sadece sizlersiniz. İktidarın bu topluma verebileceği hiç bir şey yoktur. Sadece kendilerini güçlendirmeye çalışıyorlar." diyen Demirtaş şunları söyledi: "Yeni yarattıkları canavarları güçlendirmeye çalışıyorlar. Eğer derdimiz canavar olsaydı, bunun mücadelesini hiç kimse vermezdi. Ortada 80-90 yıldır yaşayan bir canavar var. Bunun yerine yeni bir otoriter sistem getirmeye çalışıyorsanız bunu adı 'Değişim dönüşüm' değildir. Bizler açısından değişen hiçbir şey yoktur. AKP birileri için menfaat kapısı olabilir. Bizim için zulümdür. Bizim partimizi yok etmeye çalışıyorlar. Bir halkın kendi dilini ve kültürünü yaşaması kadar doğal bir şey olabilir mi? Kürt anadilinde kendisini yönetmek istiyor. Bunun adı da demokratik özerkliktir. Bunlar Türkiye'nin, Türk'ün, Trabzonlu'nun aleyhine değil. Hakkari'deki Kürt çocuğu kendi ana dilinde eğitim görüyorsa bundan kim ne zarar görecek? Her Kürt, her Türk, her Arap bir dil değil, 10 dil öğrensin. Biz buna karşı değiliz. Ama anadilini unutturarak, anadiline hakaret ederek, anadilini yok sayarak bunu yaparsanız bunun adı asimilasyon olur. Şu anda bunu yapmaya çalışıyorlar."
2 bin yıl önce Kürtçe destanlar, romanlar yazıldığını ifade eden Demirtaş, "Bugün ise birileri çıkıp diyorlar ki, efendim bu halkın dili medeniyet dili değil. Bu tartışma yetkisini bu halk size vermiş değil. Medeniyet dili midir, değil midir? Bunun tartışma yetkisi bile sizde yoktur. İsterse 3 sözcükten oluşan bir dil olsun, isterseniz kuş dili olsun sizi ilgilendirmez. Bir bakan, bakanlığın yayımı olarak Kürtçe Mem-u Zin kitabını basıyor. Öbür bakan çıkmış diyor ki, 'Kürtçe medeniyet dili değildir. Eğitim yapılmaz.' Yapılır yapılmaz bırakın ona halk karar versin. 87 yıldır Kürtçe yasaklı dil. Bunu yapan kişiler tek dilli canavarlıktır. Ana dilde eğitim hakkı ana sütü gibi helaldır. Ülke bölünmeden, parçalanmadan Kürtler kendi kendini yönetmek istiyor. Başında vali, kaymakam olmadan kendilerini yönetmek istiyor." diye sözlerini tamamladı.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz