BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, anayasayı tartışmak için özgür bir ortam olması gerektiğini söyledi. Bugüne kadar kırmızı çizgi ifade etmediklerini belirten Demirtaş, "Bizimde kırmızı çizgimiz var. Halkların kültürlerini kabul etmeyen, örgütlenmeyi kabul etmeyen anayasa, başörtülülerin, Alevilerin çalışma hakkı olmaması bizim kırmızı çizgimizdir. Biz bu işi bozan taraf olmayacağız. Ama insanların aldatılmasına da yer vermeyeceğiz." dedi.
Partisinin Meclis Grup toplantısında konuşan BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Uludere'deki olaya ilişkin sorularına 133 gündür cevap verilmediğini söyledi. "Bombalanan yer Kadıköy, Bakırköy değil. Orada öldürülenler Alman mı, İngiliz mi? Hayır zavallı Kürt halkı." diyen Demirtaş, olayın hesabının sorulmasını isteyerek üstünün örtülmesine izin vermeyeceklerini ifade etti.
Terör örgütü KCK'ya yönelik operasyonları da eleştiren Demirtaş, "Bu sabah Şanlıurfa'da baskınlarla uyandık. Suçsuz günahsız şekilde evleri basıldı, gözaltına alındı. Daha önce bu operasyonlar nasıl yapılıyor anlattım. Bakanların koordinasyonlarında kimlerin tutuklanacağı kararlaştırılıyor. Sonra AKP talimatıyla polis evleri basıyor. Evler basılıyor. Sonra bu insanları AKP'nin savcılarının önüne koyuyorlar. Suçlamalar hukuk dışı. Tam 3 yıldır 7 bin arkadaşımız cezaevine konuldu. Bunların tamamı esir muamelesi yapılan arkadaşlarımızdır. Cezaevlerinde işkence yapılıyor. Şakran cezaevinde çıplak arama yapıyorlar. Bunları ilettik. Bu cezaevi süreci de siyasi soykırım olarak planlanıyor. Herkes korksun istiyorlar. Amaç korkutmak. Özellikle suçsuz olanlar da alınıyor ki kimse benim başıma gelmez demesin diye." iddialarında bulundu.
'ANAYASAYI TARTIŞMAK İÇİN ÖZGÜRLÜKÇÜ BİR ORTAMA İHTİYAÇ VAR'
Siyasi ve askeri operasyonların sürdüğü ortamda anayasa yazımına başlandığını dile getiren Demirtaş, anayasayı tartışmak için özgürlükçü bir ortama ihtiyaç bulunduğunu ifade etti. Bunun için paketler hazırladıklarını ve medya ile paylaştıklarını anlatan Demirtaş, "İfade özgürlüğü, ölümlerin durdurulması, tutuklu vekillerin bırakılması, özel mahkemelerin kaldırılması" başlıklarında tek bir ilerleme olmadığını kaydetti.
"Konuşabilen, özgürce düşüncesini açıklayabilen yok. İktidara muhalif tutumları nedeniyle birçok gazeteci tutuklandı. Medya özgürlüğü de yok. Çünkü hükümeti eleştirince başına neler geleceğinin kötü örnekleri var." diyen Demirtaş şöyle devam etti:
"Böyle ortamda nasıl yeni Anayasa yazacağız? Bir öğrenci yumurta attı diye ağır cezalara çarptırılıyor. Özgürlükçü ortamda gösteri hakkı da yok. Savaşın durması için çağrı yaptık. Her gün cenazelerin geldiği ortamda nasıl anaysa yazılır? Yeni Anaysa sürecinde herkes rahatça tartışsın. Koskoca ordu silah mı bırakılmış? Seçim öncelerine bakın bakalım. Geçmişte İmralı'da ateşkes sağlamadın mı? O zaman da yaptınız ateşkes. PKK eylem yapmadı. Bunların hepsi açıklandı. Şimdi isteyince şimdi ordu silah bırakmaz diyorsun. Çift taraflı ateşkes neden ağırınıza gidiyor anlamış değiliz. Bu anayasa çalışmalarında yer alan sorumlu arkadaşımız tutuklu. 8 milletvekilimiz tutuklu. Böyle ortamda sağlıklı anayasa tartışmasının yapılamayacağını söylüyoruz. Sadece BDP'nin talepleri görülmesin diye tüm tedbirleri aldılar. Biz başından beri masayı deviren taraf olmayacağız dedik. Biz gizli kapaklı iş yapmadık. Anayasa ile ilgili görüş açıklamayan tek kurum AKP. Anayasa ile ilgili başka görüş belirtmediler. Biz taslaklarının hazır olduğunu biliyoruz. Ama Anayasa tartışmalarına özellikle katılmıyorlar. Tekçi anlayışla bunlar kırmızı çizgiyle yeni anayasa yapalım diyorlar. Böyle tekçi zihniyet özgürlükçü yaklaşabilir mi konulara."
CAMA DİKİZ AYNASI TAKTIR
Bütçe konuşmalarında Başbakan'ın tek dilin Türkçe olduğunu söylediğini aktaran Demirtaş, sonra meydanlarda bunu söylemediğini ifade ettiğini kaydetti. Demirtaş, eleştirilerini şöyle sürdürdü:
"Tabi camda yazanı okuyor ya. İnanarak söylemiyor ya. benim önerim var O cama dikiz aynası taktır. Geçmişte ne konuşmuşsun görürsün. Faydalı olur. Ya hafıza kaybıdır. Ya yalan söylüyorsundur. İmam hatipte derslerden kaytardığın ortaya çıkıyor. Yalan söylemek dinimizde günahtır. Böyle ortamda nasıl anaysa yazılacak bilmiyorum. Bugüne kadar kırmızı çizgi ifade etmedik. Bizim de kırmızı çizgimiz var. Halkların kültürlerini kabul etmeyen, örgütlenmeyi kabul etmeyen anayasa, başörtülerin, Alevilerin çalışma hakkı olmaması bizim kırmızı çizgimizdir. Biz bu işi bozan taraf olmayacağız. Ama insanların aldatılmasına yer vermeyeceğiz. Halk neyin ne olduğunu iyi bilecek. Yapılacaksa böyle anaysa yapılacak bizde arkasında olacağız. Ama 82 anayasasını allayıp pullayıp bize yuttururlarsa halka şikayet edeceğiz. Şu ana kadar yeni anaysa meselesinde hiçbir parti arasında uzlaşma olmadığının bilinmesi lazım."
HÜKÜMETLE ARAMIZDA MÜZAKERE YOKTUR
Hükümet ile partileri arasında Kürt konulu müzakere olmadığını vurgulayan Demirtaş, "Bu tür bilgiler yanlıştır. Hiçbir diyalog, ilişki yoktur. Birileri kafaları karıştırmak için 'BDP ile görüşmelerimiz sürüyor' diyor. Yanlış BDP ile görüşüyor olmayasınız. Ama varmış görüntüsü uyandırarak siyasi manevra alanı oluşturmak istiyoruz. Yeni anaysa sürecinde yazım sürecinde yol temizliği ile ilgili hassasiyeti belirtmek istiyoruz. Bu yol temizliği meselesini daha çok gündeme getirmeliyiz. Yeni anayasayı her şeyi kurtaracak gibi düşünmemelisiniz. Biraz anayasa biraz reform yapılır. Eğer böyle olmazsa sizi yanıltmış olacaktır. Yol temizliğimizdeki ısrarımızı sürdürmek zorundayız." diye konuştu.
ÜÇ ÇOCUĞUN BİRİ SÜTE GİDER
Bakanların sütle ilgili bir suçlarının olmadığını pişkin pişkin söylediğini ifade eden Demirtaş, sütün günahsız olduğunu, suçun ise bakanlarda olduğunu kaydetti. Demirtaş, "O çocuklar 7 yaşına kadar suç içememişse sizin suçunuz var. Siz onun anasını babasını sömürürseniz çocuk suç içemez. Hani kişi başına 10 bin dolardı. Onlara düşmemiş bu 10 bin dolar. Şimdi sütleri satmak için Bakanlar Kurulu kararına yazıyor. Arz fazlası sütü tüketebilmek için bu kararı aldık diyor. Birtakım şirketlere peşgeş çekecekler. Bunlar sütten çıkmış ak kaşık değil. Bunların kaşığı kirli. Başbakan boşuna üç çocuk yapın demiyor. Biri süte gider biri cezaevine gider biri de size kalır. Böylelikle Başbakan daha iyi anlaşılıyor." dedi.
Geçen yıl 598 kişinin iş cinayetine kurban gittiğini anlatan Demirtaş hükümeti, iş güvenliğini tedbir altına alma yerine sermayeyi güvence altına alma yasaları çıkarmakla suçladı. Demirtaş, sözlerini şöyle tamamladı: "İş güvenliği ile ilgili tedbir alınmıyor. Bu gerçekleri bir kenara bırakıp bir şey yokmuş gibi pembe tablo çıkartırsak halkı kandırmış oluruz. Başbakan canlı kalkanlara kafayı takmış. Daha iyisini yapıyorsan neden sen gitmiyorsun? Gidin canlı kalkan olun. Bir kez de siz dağa çıkın bakalım. Her seferinde hakaret, her seferinde tehdit. Böyle anlayışı reddediyoruz.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz