HDP Lideri Demirtaş, PKK elebaşı Öcalan'ın Nevruz'da "Sorunları çözmek istiyorsak, Eşme'deki gibi davranmalıyız. Gerekirse siyasi, gerekirse sosyolojik, gerekirse askeri olarak bütün saldırılara karşı halklar birlikte hareket edebilmelidir" mesajını vermek istediğin ifade ederken, "Aslında bu mesaj İmralı'da tartışırken ve mektup yazılırken, devlet tarafının itirazı olmadı. Bunu herkesin bilmesinde fayda var" şeklinde konuştu.
Demirtaş, iddia edildiği gibi Öcalan'ın silahsızlanma için bir tarih vermediğinin altını çizerek, "Hükümet ve devlet kanadı, 15 Nisan'da bir kongre toplanması isteğini belirtmiş olabilirler Öcalan'a. Bunu bilemiyoruz. Belki de bunu talep ettiler fakat böyle bir yaklaşım ne İmralı görüşmesinde ne de mektupta ortaya çıkmadı. Biz buna tanıklık etmedik" diye konuştu.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, seçim öncesinde AK Parti'nin hızlı bir şekilde toparlanıp bir yarılmanın önüne geçebileceğini belirterek, "Fakat artık bir AKP'li yazarın da dediği gibi; AKP'nin büyüsü bozulmuştur, vazo kırılmıştır. Bütün bu tartışmalar AKP'nin sonunun başlangıcıdır. Bu Türkiye için hayırlı olur" dedi.
ANF'ye göre, Demirtaş'tan AK Parti içinde yaşananlar ve çözüm sürecine ilişkin değerlendirmeler geldi.
"Eşme'de Süleyman Şah Türbesi, YPG güçlerinin desteği, TSK birlikleri ile koordineli hareket etmesi sonucu ancak başarılmış bir operasyondur" iddiasında bulunan Demirtaş, şöyle konuştu:
-"DEVLETİN İTİRAZI OLMADI"-
"Belki niceliği itibariyle çok kapsamlı bir operasyon olmasa bile niteliği itibariyle aslında kırılmış olan Türk-Kürt ilişkilerini tarihselliğinden koparmadan yeniden inşa etmenin sembolü olara Öcalan, ele aldı. 'Sorunları çözmek istiyorsak, Eşme'deki gibi davranmalıyız. Gerekirse siyasi, gerekirse sosyolojik, gerekirse askeri olarak bütün saldırılara karşı halklar birlikte hareket edebilmelidir' mesajını vermek istiyordu. Aslında bu mesaj İmralı'da tartışırken ve mektup yazılırken, devlet tarafının itirazı olmadı. Bunu herkesin bilmesinde fayda var. Sonuçta Öcalan'ın mesajı hükümet ve devlet kontrolünden geçmeden Nevruz alanına ulaşmıyor. Orada okunan metin bir mutabakattır. Fakat Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı'ndan yana tavır aldığı anlaşılan TSK bu mutabakata bağlı kalmadılar, bu mutabakatı tanımadıklarını ilan etmiş oldular."
-"SÜREÇTE YENİ BİR İLERLEMENİN OLMASI ÇOK ZOR GÖRÜNÜYOR"-
Demirtaş, Öcalan'ın mesajları hakkında konuşurken, "Mektupta Öcalan, kongre toplanması için bir tarih vermiş de, sonradan çıkarılmış gibi söylentiler var" dedi.
Heyetin İmralı görüşmesinde hiçbir şekilde tarihin konuşulmadığını söyleyen Demirtaş, "Öcalan'ın mektubunda da tarih yoktu. Olsaydı da bizim heyetimizin bunu değiştirme, çıkarma yetkisi yoktur. Bunun herkes tarafından bilinmesi lazım. Öcalan'ın mektubu nasılsa orijinal hali ile esasına ve mesajlarına tek kelime dahi dokunulmadan Diyarbakır'da Nevruz meydanında okunmuştur. O ana kadar herhangi bir uzlaşmazlık belirtisi göstermeyen devlet ve hükümet tarafı, Nevruz mesajının okunmasına bir iki gün kala aniden Cumhurbaşkanı'nın başlattığı bir tartışma ile aslında metnin devletin tümü ile bir mutabakat sonucu ortaya çıkmadığını ilan etmiş oldular. Şu anda hükümet kendi sözcüsü aracılığıyla Nevruz mesajını olumlu karşıladığını ilan etti. Çünkü hükümetin bilgisi dahilinde gerçekleşti bu çalışmalar. Cumhurbaşkanı da bunu tanımadığını ilan etmiş oldu. Kendi aralarındaki bu çelişki giderilmediği müddetçe de süreçte yeni bir ilerlemenin olması çok zor görünüyor. Hükümet ve devlet kanadı, 15 Nisan'da bir kongre toplanması isteğini belirtmiş olabilirler Öcalan'a. Bunu bilemiyoruz. Belki de bunu talep ettiler fakat böyle bir yaklaşım ne İmralı görüşmesinde ne de mektupta ortaya çıkmadı. Biz buna tanıklık etmedik. Olsaydı, olduğu gibi biz kamuoyuna aktarırdık. Hükümet kendi temennisini ifade ediyor" dedi.
-"HEM HEYETİMİZ HEM DE HÜKÜMET TARAFINDAN TEYİT EDİLMİŞTİ" -
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Kürt sorunu yoktur" ifadelerini anımsatan Demirtaş, "Bu konu netleşmediği müddetçe, hükümet de meseleye böyle baktığını ya da bakmadığını netleştirmediği müddetçe çözüm sürecinde İzleme Kurulunun olup olmaması artık çok anlam ifade etmiyor. Hükümet ile İzleme Kurulu konusunda uzlaşma sağlanmıştır. Gelinen noktada en son İmralı görüşmesinin ardından İzleme Kurulu'nun sürece dahil olması kararlaştırılmıştır. İsimler tümüyle netleşmese bile İzleme Kurulu'nun bir sonraki heyet ile birlikte İmralı'ya gitmesi kararlaştırılmıştır. Bu hem heyetimiz hem de hükümet tarafından teyit edilmiştir. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, 'İsimler netleşmemiş olsa da İzleme Kurulu sürece dahil olacak' demiştir. O nedenle Cumhurbaşkanı'nın müdahalesine kadar bizim belirttiğimiz çerçevede süreç işlemişti ve belli bir noktaya gelmişti" şeklinde konuştu. "Bu müdahaleden sonra ne olur?" sorusunu yanıtlayan Demirtaş, AK Parti ve Erdoğan'ın çözüm sürecini seçimler için kullandığını öne sürdü ve Erdoğan'ın, "Madem bu işten siyasi olarak bir şey kazanamıyorum, madem başkan olamayacağım, o zaman çözüm sürecinden bana ne!" deyip rotayı milliyetçiliğe kırmayı tercih ettiğini belirtti. Demirtaş , "Fakat bu klasik bir seçim taktiğinin çok ötesinde stratejik düşüncesinin dışavurumudur aslında" ifadelerini kullandı.
-"BÜTÜN BU TARTIŞMALAR AKP'NİN SONUNUN BAŞLANGICIDIR"-
AK Parti içinde yaşananları değerlendirirken "büyü bozuldu" diyen Demirtaş, "Kendi içlerinde mutlaka ki bir ayrışma olacak. Bu belki seçim öncesinde 'Kol kırılır, yen içinde kalır' şeklinde toparlanacak bir sürece de dönüşebilir. Kendilerini hızlı bir şekilde toparlayıp bir yarılmanın önüne de geçebilirler. Fakat artık bir AKP'li yazarın da dediği gibi; AKP'nin büyüsü bozulmuştur, vazo kırılmıştır. Bütün bu tartışmalar AKP'nin sonunun başlangıcıdır. HDP'nin yaptığı hamleler, Kürt özgürlük hareketinin duruşu, Kobani zaferi, Öcalan'ın barış konusundaki kararlı, net tutumu ve çağrıları bu yarılmayı derinleştirmiştir, hızlandırmıştır. Türkiye açısından hayırlı olacaktır. Bizim için 'Parçalandılar. Kandil, İmralı, HDP ayrı telden çalıyor. İki maymunu oynuyor' diyenler, kendi içlerinde paramparça bir duruma geldiler. Bu Türkiye için hayırlı olur" dedi.
-"ÇÖZÜM SÜRECİNDEN VAZGEÇMEMELİ"-
HDP Lideri çözüm sürecinin geleceğine yönelik ise şöyle konuştu:
"Hükümet üzerinde baskı oluşturmak lazım. Çözüm sürecinden vazgeçmemeli. Mutlaka İzleme Kurulu'nun İmralı Adası'na gitmesini ve 10 madde çerçevesinde hükümetin tartışmalara katılmasını sağlamak lazım. Bizim bu noktada müdahaleyi ve mücadeleyi yükseltmemiz lazım. CHP dahil diğer partilerin çözüm sürecine sahip çıkmaları lazım. Tam da onların sürece dahil olması gereken zaman ve dönemdir. Tam da barışa sahip çıkma zamanıdır." (ANKA)